Değerli Müminler!
Bugün; kin, öfke, kötülük ve zulüm yeryüzünü kuşatmış, insan hakları ve ahlaki değerler ayaklar altına alınmışsa bunun sebebi sadece zalimlerin güçlü olması değildir. Asıl sebep, Müslümanların çalışmayı tembelliğe kurban etmeleridir. İnançlarının gereği olan sorumluluklarını yerine getirmemeleridir. Vatanlarını ve değerlerini koruyabilmek için düşmanlarına karşı her alanda gerekli hazırlıkları yapmamalarıdır. İman, salih amel ve güzel ahlakla dünyalarını imar etmemeleridir. Oysaki Yüce Rabbimizin bu husustaki vaadi gayet açıktır: “Allah, içinizden iman edip dünya ve ahiret için yararlı işler yapan kimselere; kendilerinden öncekilere verdiği gibi onlara da yeryüzünde hâkimiyet vereceğini, onlar için beğenip seçtiği İslam dinini yerleştirip yayılmasını sağlayacağını, hâlihazırdaki korkularını güvenliğe çevireceğini vaat etmiştir…” Gün, aşırı dünyevileşme, bireysellik ve bencillikten kurtulma, sınırsız arzu ve isteklerimizi dizginleme günüdür. Vakit, farklılıklarımızı zenginlik kabul edip; birliğe ve huzura giden yolda birlikte yürüme vaktidir. Zaman, müminlere karşı şefkat ve merhameti, kâfirlere ve zalimlere karşı vakar ve izzeti kuşanma zamanıdır.