CUMA HUTBESİ 3 MAYIS KONUSU VE PDF TAM METNİ
DUA: RABBİMİZE SIĞINMANIN SÖZLÜ İFADESİ
Muhterem Müslümanlar!
Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: “Kullarım, beni sana sorduklarında, bilsinler ki, ben onlara çok yakınım. Dua edenin duasına karşılık veririm. Öyleyse kullarım davetime uysunlar ve bana iman etsinler ki doğru yolu bulsunlar.” Okuduğum hadis-i şerifte ise Peygamber Efendimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor: “Kabul edileceğine gönülden inanarak Allah’a dua edin...”
Aziz Müminler!
Yüce Rabbimizin darlıkta ve bollukta, neşede ve üzüntüde, her şart ve durumda bize lütfettiği bir iltica kapısı vardır. Bu kapının adı, dua kapısıdır. Dua, Allah’a imanımızın ve kulluğumuzun sözlü bir tezahürüdür. Rabbimizin yüceliğinin ve daima O’nun yardımına muhtaç olduğumuzun itirafıdır. Dua, ibadetlerimizle birlikte Allah’ın rahmet ve bereketini, af ve mağfiretini talep ettiğimiz yakarışımızdır. Görev
ve sorumluluklarımızı yerine getirdikten sonra kararlılığımız ve gayretimizin bir ifadesidir. Dua, bizi diri tutan manevi bir güçtür. Kötülüklere karşı koruyan bir kalkandır.
Kıymetli Müslümanlar!
Yüce Rabbimiz, duanın en nâdîde örneklerini Kur’an-ı Kerim’de peygamberlerin dilinden bize öğretmiştir. Hz. Âdem’in dilinde dua, nedamettir. O ve eşi Hz. Havvâ, yaptıkları bir hatadan sonra hemen pişmanlık duyarak şu sözlerle Allah’a sığınmışlardır: “Rabbimiz! Biz kendimize zulmettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize merhamet etmezsen hüsrana uğrayanlardan oluruz.” Hz. İbrâhim’in dilinde dua, sadakattir. O, nice ağır imtihanlardan geçmesine rağmen Allah’a teslimiyetini hiçbir zaman yitirmemiş ve şöyle niyazda bulunmuştur: “Rabbimiz! Bizi sana teslim olanlardan eyle, soyumuzdan da sana teslim olacak bir ümmet çıkar.”
Hz. Eyyûb’un dilinde dua, sabır ve metanettir. O, yakalandığı amansız hastalık karşısında şu dua ile Rabbinden şifa talep etmiştir: “Rabbim! Ben bir derde tutuldum. Sen, merhametlilerin en merhametlisisin.”