27.02.2025 - 17:35 | Son Güncellenme:
Uzmanlar, 2-11 yaş arası öğrenilen dillerin bilişsel gelişimi desteklediğini belirtiyor. İkinci dili kavrayan çocukların üçüncü ve dördüncü dilleri daha kısa sürede öğrenebileceğini söylüyorlar. Öğrenilen her yeni bilgi, daha güçlü bir gelişime yol açıyor.
Araştırmalara göre çocukluk dönemindeki dil öğrenimi, ergenlik ve yetişkinlikte de yeni bir dili öğrenmeye itiyor. Ancak aradaki tek fark beyin plastisitesinin azalmasıyla birlikte yerel aksan edinmenin çabaya yönelik olması.
Erken yaşlarda eğitimin daha faydalı olduğu söylense de, ebeveynler çocuklarını tam olarak hangi yaş aralığında yabancı dillere adapte etmesi gerektiğini düşünüyor. Uzmanlar, en geç 10 yaşa kadar eğitimin başlanması gerektiğini söylüyor.
Birden fazla dil bilmek, ileri yaşlara da birden çok avantaj sunabiliyor. Aktif dil kullanımı, beyni sürekli yemi bağlantılar kurması için teşvik ediyor. Yaşlılık döneminde dahi beynin yeni bağlantılar kurabileceği ve mevcut olan bağlantılarını güçlendirebileceği kanısına varılmış.
Çok dilli büyümenin avantajları olsa da dikkat edilmesi gereken bazı noktaları bulunuyor. Aileler, çocukların dilleri birbirine karıştırması hakkında bazı endişelere sahip olabiliyor. Uzmanlar, çocukların yanlış dilde kelime veya ifade kullanabileceğini söylüyor.
Aileler, evde “bir ebeveyn-bir dil” gibi stratejilere yer verdikçe, düzenli aralıklarla dillere dair ayrı pratikler yaptıkça yaşanan karışıklıklar azalabilir.