Berat kelimesi köken itibari ile Arapça bir kelimedir. Arapçadan dilimize geçmiş olan bu isim son yıllarda sıklıkla kullanılmaktadır. Türk Dil Kurumunda Berat isminin anlamını da bulmak mümkündür.
Berat bir buluştan, bir haktan yararlanmak için devlet tarafından verilen belge, patent demektir. Ayrıca Osmanlı Devleti döneminde de Berat kelimesi kullanılmaktadır. Bir göreve atanan, aylık bağlanan, ayrıcalık, nişan veya san verilen kimseler için çıkarılan padişahın buyruğuna denmektedir.
Türk Dil Kurumuna Göre Berat İsminin Anlamı Nedir?
- Genellikle sanayi alanında bir buluş için ve buluştan yararlanma hakkını gösteren, devletçe verilen bir belge
- Osmanlı Devletinde bir göreve getirilerek aylık bağlanan, ayrıcalık ve nişan verilen kişiler için çıkarılan padişah buyruğudur.
Diyanet’in geçtiğimiz yıllarda yaptığı paylaşım şöyle; Kaynaklarımızda rahmet, icabet, gufran ve takdir olarak isimlendirilen Berat gecesi, af, arınma ve kurtuluş gecesidir.Hiç şüphesiz ki Beratın en derin anlamı af ve bağışlanmadır. Sevgili Peygamberimiz (sav) bu gecede Allah’a çokça ibadet edilmesini, gündüzünde ise oruç tutulmasını tavsiye etmiş ve bu gece güneş batınca Allah Teâlâ’nın dünyaya rahmetiyle tecellî ederek fecre kadar: “Bağışlanmak dileyen yok mu, onu bağışlayayım! Rızık isteyen yok mu, ona rızık vereyim! Belâya dûçar olan yok mu, ona afiyet vereyim!..” buyurduğunu bizlere müjdelemiştir. (İbn Mâce, İkâmetü’s-Salavât, 19
Berat Kandili orucu hakkında Hz.Ali (R.A.) rivayet edilen bir hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz Buyuruyor ki; “Şaban ayının yarı gecesinde yani (Berat Gecesi) olduğunda, gündüzünde oruç tutun, gecesini de ibadetle geçirin. Çünkü Yüce Allah (c.c), o gece rahmetiyle gökyüzüne iner ve şöyle buyurur; “Günahının affını isteyen yok mu? Affedeyim, rızkının artmasını isteyen yok mu? Bol rızık vereyim, bir derde düçar olan yok mu? Afiyet vereyim. Yok mu şunu isteyen, yok mu bunu isteyen diye bu ilahi ses tan yeri ağarıncaya kadar devam eder" buyuruyor.
Kandil gecesini gönül uyanıklığı ile ihya edebilmiş olmak için; gündüzünde oruç tutulmalı, gecesinde cemaatle namaz kılınmalı, vaaz ve mevlid-i şerif dinlenmeli, topluca dua edilmeli, tevbe edilmeli, kaza ve nafile namazlar kılınmalı, büyüklere saygı ve küçüklere sevgi izhar edilmeli, küsler barışmalı, dargınlar kucaklaşmalıdır. Yoksul-yetim ve muhtaçlar sevindirilmeli, eş, dost ve uzaktaki akrabalarla tebrikleşilmelidir.