Soldan Sağa Mustafa Enis Bilir(Başar), Durukan Çelikkaya (Burak)- Kerem Eren (Bağış)
BURAK SOYDAŞLI / DURUKAN ÇELİKKAYA
Zuhal’in büyük oğlu. 16 yaşında. Anne ve babası boşandıktan sonra sadece evinden, yurdundan değil, okulundan ve arkadaşlarından da uzaklaşmış olmak onu daha asi ve isyankâr yapmış. Okul gömleğinin altında, 90’lı yıllarda moda olan siyah metal tişörtü, gönlünden silip atmaya çalıştığı depremin yıkıcı izleriyle hayata tutunmaya çalışan bir çocuk. Kardeşlerine baba, annesine yoldaş olmak değil, sadece çocuk olmak gayretinde. Tıpkı, benzemekten kaçtığı babası gibi. Babasına düşkün. Ama annesinin ve kardeşlerinin çıkarı uğruna onunla karşı karşıya gelmek ağır geliyor ona. Ama çaresi yok.
BAŞAR SOYDAŞLI/ MUSTAFA ENİS BİLİR
Zuhal ve Hasan çiftinin ortanca oğlu. 11 yaşında. 90’lı yıllarda yüzüne pek de gülmeyen hayattan kaçabilmek uğruna, hayallere sığınmış, duygusal ve kolay seven ama kolay kolay da yıkılmayan bir çocuk. Hayattaki en büyük idolü abisi Burak. Ama onun gibi realist değil. Hayatın gerçeğiyle mücadele etmek konusunda daha naif yöntemler var. Şiir yazmak gibi mesela. Oyunlar oynamak, gerçekler yerine, oynadığı oyunlara inanmak gibi. İyi öğretmenlerin tornasında kaybolmaktan kurtulan, onların teşvikiyle başladığı tiyatroyla hayata tutunan bir çocuk.
BAĞIŞ SOYDAŞLI/ KEREM EREN
Zuhal ve Hasan çiftinin en küçük oğlu. 1989 doğumlu. Zuhal’in zorlu bir hamilelik sonrasında hayat verdiği ve ona da hayat olan yol arkadaşı. Soydaşlı ailesinin üzerine titrediği, annesiyle birlikte, küçük bir ekmek bayini yuva ve kendine oyun bahçesi bellemiş, masum ve sessiz bir çocuk. Belki de abisi Başar gibi o da gerçeği eğip bükebilmek için, kendince bir yol bulmuş olacak ki abisi Burak’ın ismi de dahil olmak üzere, çoğu kelimeyi yanlış telaffuz ediyor. Kendince isimler bulup, öyle sesleniyor. Ailenin diğer fertleri onu düzeltmek yerine ayak uyduruyorlar. Aralarında kimsenin bilmediği, anlamadığı, küçük bir oyun bu.