21.03.2025 - 00:45 | Son Güncellenme:
Nevruz her yıl 21 Mart tarihinde kutlanmaktadır. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 23 Şubat 2010'da aldığı kararla 21 Mart'ı Uluslararası Nevruz Günü ilan etmiştir. Nevruz ilk kez 2. yüzyılda Pers kaynaklarında geçmektedir. Kelime farsça kökenine dayanmaktadır. (nev: yeni + ruz: gün; anlamı "yeni gün") olarak hala kullanılmaktadır. İşte Nevruz gelenekleri hakkında merak edilenler...
Uzun ve sert kış aylarından sonra tabiatın baharla yeniden canlanmasını sembolize eden nevruz, Orta Asya'dan Anadolu'ya birçok coğrafyada toplumsal birliği, dayanışmayı, yardımlaşmayı sağlayan içeriğiyle yaşatılıyor.
Çin kaynaklarında, milattan önce 3. yüzyılda Hunların bahar aylarında şenlik düzenlediğinin yer alması dolayısıyla geçmişi o yıllara kadar dayandırılan nevruz, Türklerin Ergenekon'dan çıkış günü olarak da kabul ediliyor.
Kelime olarak "yeni gün" anlamına gelen bu özel günde, tabiatın canlanmasıyla yeni bir yılın başladığına ve ne kadar bolluk, bereket, yardımlaşma ve dayanışmayla geçirilirse tüm senenin o şekilde geçeceğine inanılıyor.
Bugün Orta Asya, Anadolu, İran coğrafyasında yoğun kutlanan Nevruz Bayramı'nın ritüelleri, nesilden nesile aktarılıyor.
Eski yılın bittiği, yeni senenin başladığı o güne günahlarından arınmış girmek isteyenler ateşten atlıyor. Yıkanmak ve sudan atlamak da arınmak için yapılan adetler arasında bulunuyor. Ateş ve sudan atlamak tüm nevruz kutlamalarındaki ortak unsurlardan biri olarak dikkati çekiyor. Eşya ve hayvanların da ruhlarının arınması için eşyalar tütsüleniyor, hayvanlar ateş arasından geçiriliyor.
Bugüne özel "nevruz sofrası" kuruluyor. Toplu halde oturulan sofrada, 7 çeşit yemek bulunuyor. Tüm yılın bolluk ve bereketle geçmesi için kurulan zengin sofrada, herkes her yemekten yiyerek, senenin o rahatlıkta geçmesini diliyor.
"Semeni" geleneği de uzun yıllardır yaşatılıyor. Bu gelenekte, tarımda bereketli bir yıl dileğiyle, nevruzdan önce kaplarda arpa, buğday çimlendiriliyor ve bunlar sofralara konuluyor.