Değerli Müminler!
Gerçek iyiliğin özünde; Allah'a, ahiret gününe, meleklere, kitaba ve peygamberlere iman etmek vardır. Kulluk ve sorumluluk bilinciyle bir ömür geçirmek vardır. Bilgiyi, sevgiyi, duayı, hüznü ve derdi paylaşmak vardır. Şiddetin her çeşidinden uzak durmak; elimizi haramdan, dilimizi yalandan, kalbimizi öfke ve husumetten korumak vardır. Sevgiden yoksun kalplere, İslam'ın rahmet yüklü mesajlarını ulaştırmak vardır. İnsanın fıtratını bozan, ahlakını zayıflatan, düşmanlığa, kin ve nefrete sevk eden kötülük yollarını kapatmak vardır. Hâsılı; kendimize, ailemize, çevremize ve bütün yaratılmışlara sadece Rabbimizin rızasını umarak şefkat ve merhametle davranmak vardır.
Aziz Müslümanlar!
Maalesef, günümüzde kötülük ve kötüler insanlığın gündeminde daha fazla yer tutuyor. Dünyamızı kötülükler kuşatıyor. Yeryüzünü ifsat edenlerin sesi ıslah etmek isteyenlerden daha fazla çıkıyor. Barışın yerini savaş, merhametin yerini şiddet, sevginin yerini nefret almaya başlıyor. Kötülüğü yaygınlaştırmak isteyenler; zararlı akımlar, sapkın ideolojiler ve kötü alışkanlıklar ile çocuklarımızı ve gençlerimizi milli ve manevi değerlerimizden uzaklaştırmak istiyor. Onların tertemiz fıtratlarını bozmaya çalışıyor.
Yaşanan bütün bu olumsuzluklar karşısında her birimize görev ve sorumluluklar düşmektedir. Bize düşen, فَاسْتَبِقُوا الْخَيْرَاتِۜ ayetinde emredildiği üzere iyilikte yarışmaktır. Durum ve şartlar ne olursa olsun, her daim iyiliği yaşamak ve yaşatmak, kötülüğün ve kötülerin karşısında durmaktır. Çocuklarımızın ve gençlerimizin hem gerçek hayatta hem de sanal mecralarda iyi insanlarla birlikte olmaları, kötülerden uzak kalmaları için gayret göstermektir. Onlara şefkat ve merhametle muamele etmektir. Onları sahih ve doğru bilgiyle aydınlatmak, Peygamber Efendimiz (s.a.s)'in güzel ahlakıyla buluşturmaktır. Unutmayalım ki, yeryüzünü iyilik imar edecek, dünyayı yaşanılır hale iyiler getirecektir.