06.12.2024 - 11:01 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
DIŞ HABERLER SERVİSİ - Suriye'deki sıcak gelişmeler sırasında dünyanın gözü Rusya'nın sahada ne durumda olduğunda. Tam da bu soru odak noktasıyken Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov Amerikalı gazeteci Tucker Carlson ile bir röportaj yaptı. Dünyanın odağındaki sorulara yanıt aramak için şu ana kadar X'te milyonlarca görüntüleme alan röportajda Lavrov, Doha'da yapılacak görüşmeyi işaret ederek "Suriye'nin istikrarının bu görüşmeyle şekilleneceğine inanıyoruz" şeklinde konuştu. Ancak Suriye ile ilgili detaylara girmemesi dünya basınında hayal kırıklığı yarattı.
Kremlin sözcüsü Peskov, uçakta gazetecilere konuştu. Izvestiya
'GEÇ SAATLERE KADAR ÇALIŞTI'
Rus gazete Izvestiya'nın haberine göre gazeteciler Kremlin Sözcüsü Dimitri Peskov'u uçakta konuyla ilgili soru yağmuruna tuttu. Kremlin Sözcüsüne "Rusya Devlet Başkanı Putin'in Lavrov'un röportajını izleyip izlemediği" soruldu. Peskov'un bu soruya cevabı ise "Başkan'ın röportajı izlemeye hiç vakti olmadı, tüm gece geç saatlere kadar çalıştı" şeklinde oldu.
'ESAD'I DESTEKLEYECEK KONUMDA DEĞİL'
Azerbaycan'ın başkenti Bakü'deki ADA Üniversitesi'nde Rus araştırmacı olan Ruslan Süleymanov ise Deutsche Welle İngilizce'ye "Rusya artık on yıl önce yaptığı gibi Esad rejimini destekleyecek konumda değil" yorumunu yaptı. Süleymanov'a göre Rusya, Devlet Başkanı Esad yönetimindeki Suriye hükümet güçlerini desteklemek için "hava saldırıları düzenliyor olsa da, bu HTŞ'yi durdurmaya yetmiyor."
Uzmana göre bu noktada önceki Halep savaşından temel fark, Rusya'nın Şubat 2022'den bu yana Ukrayna'daki savaşıyla çok daha fazla meşgul olması. Uzman bununla beraber Suriye'deki Rus askeri birliğinin her zaman nispeten küçük olduğunu belirterek şu noktalara dikkat çekti:
"2015'te, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, iç savaşın dördüncü yılında Beşşar Esad'ı askeri olarak güçlendirmeye karar verdiğinde, esas olarak hava kuvvetlerini Suriye'ye konuşlandırdı. Resmi rakamlar hiçbir zaman yayınlanmadığı için tahminlere göre, yalnızca 2 bin ila 4 bin asker ek olarak konuşlandırıldı."
"Ayrıca, Wagner Grubu'ndan olanlar gibi hemen hemen aynı sayıda paralı asker o sırada eklendi ve bu gruplar Suriye'deki kara savaşlarına normal askerlerden daha sık katıldı. Bu arada İran ve Hizbullah gibi müttefik milisleri İsrail ile yaşanan çatışmadan dolayı zayıfladı. Hayat Tahrir el-Şam (HTŞ) isyancıları ilerlemek için fırsatı değerlendirdi."
'UKRAYNA CEPHESİNİ ZAYIFLATMADAN OLMAZ'
Rusya'nın kara kuvvetlerindeki bu boşluğu doldurup dolduramayacağı henüz belli değil. Rus silahlı kuvvetleri uzmanı Pavel Luzin ise "Ukrayna'daki kendi birliklerini zayıflatmadan Esad'a yardımı artırmak çok zor olacak," dedi.
2022'de Ukrayna'nın işgalinin ardından Rusya, birliklerini Suriye'den çekme planlarını yalanladı. Ancak, bildirildiğine göre bir dizi savaş uçağını ana limanlarına geri gönderdi. Ve S-300 uçaksavar füze sistemi Kırım yakınlarındaki bir Rus limanına gönderildi.
Uzmana göre, Suriye'deki askerler yeniden gruplandırıldı ve daha küçük görev yerlerinden daha büyük üslere taşındı. Ayrıca, savaş deneyimi olan paralı askerlerin Ukrayna'ya transferi Rusya'nın konumunu zayıflattı.
DR. TAŞÇI: RUSYA ÇOK YORULDU
Öte yandan CNN Türk canlı yanınında, Suriye'deki gelişmeleri değerlendiren konuşan Çanakkale Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Ufuk Necat Taşçı, Rusya'nın "çok yorulduğunu" söyleyerek "Rusya artık buraya sevkiyat yapamıyor. Önlerindeki tel yol mutabakat yapmaktı. Özellikle Hama alınırken muhalifler etrafından dolaşmaya çalışmıştı" ifadelerini kullandı.
"Rusya'nın önünde tek seçenek var" diyen Taşçı, "Esad rejimini terk edecek, Türkiye ile ve muhaliflerle yeni denklemin içerisinde olmaya çalışacak. Böylelikle Akdeniz'deki varlığını koruyabilecek" şeklinde konuştu.
Taşçı, Şam'ın düşme olasılığıyla ilgili ise şunları ekledi:
"Şam alındıktan sonra artık Rusya'nın varlığı nasıl etkili olur, bu noktada ABD ve NATO bu meseleye nasıl yaklaşır? Türkiye bu nasıl karşılar? Tabii bu durum çok hoş karşılanmayacaktır."
"Şu anda Rusya ve İran sahada sıkıştı. Muhalifler ve dolaylı olarak Türkiye'nin kazandığı bir durum var."
"Biz gerçekten diplomasi olarak çok ahlaklı davranıyoruz. Eğer saha şartları İran'ın, Rusya'nın ya da ABD'nin lehine olsaydı bizimle hiçbir şeyi müzakere etmezlerdi. Bize verilen sözlerin karşılığı olmamasına rağmen şu anda biz diplomasi masasındayız. Bu Türkiye'nin diplomatik bir ahlakı olduğunu gösteriyor."