Dünya'Esad'ın insan mezbahası Sednaya'daki aramalar sona erdi!

'Esad'ın insan mezbahası Sednaya'daki aramalar sona erdi!

10.12.2024 - 11:03 | Son Güncellenme:

Suriye'de devrilen rejimin işkence merkezi olan ve İnsan hakları kuruluşlarınca "insan mezbahası" adıyla anılan Saydnaya Hapishanesi'ndeki gizli hücre ve bodrumlardaki aramalar tamamlandı.

Esadın insan mezbahası Sednayadaki aramalar sona erdi

Beyaz Baretliler olarak bilinen Suriye Sivil Savunması grubunun X hesabından yapılan açıklamada, askeri hapishanedeki gizli bölme iddialarının araştırıldığı operasyonların sona erdiği bildirildi. 

Haberin Devamı

GİZLİ ALAN TESPİT EDİLEMEDİ

Uzman ekiplerin, cezaevinin tüm bölümleri, bodrumları, avluları ve çevresindeki alanlarda kapsamlı arama yaptığı aktarılan açıklamada, "Yapılan aramada tesis içerisinde açılmamış ya da gizli herhangi bir alan tespit edilmemiştir." ifadesi kullanıldı.

Esadın insan mezbahası Sednayadaki aramalar sona erdi


KANIT YOK!

Açıklamada, "Operasyonlar, cezaevini ve yerleşim planını bilen kişilerin yardımıyla gerçekleştirildi. Keşfedilmemiş gizli hücreler veya bodrumlara dair herhangi bir kanıt bulunamadı." ifadeleri yer aldı.

Esadın insan mezbahası Sednayadaki aramalar sona erdi

ESAD REJİMİNİN İŞKENCE MERKEZİ SEDNAYA

Uluslararası kuruluşların yayımladığı raporlara göre, Şam'a 30 kilometre uzaklıkta bulunan ve çöken rejimin Savunma Bakanlığına bağlı Sednaya Askeri Hapishanesi'nin Mart 2011'deki olayların ardından rejim karşıtı barışçıl göstericilerin tutulduğu bir üsse dönüştüğü belirtiliyor.

Haberin Devamı

Esadın insan mezbahası Sednayadaki aramalar sona erdi

Raporlarda, devrilen rejim yetkililerinin cezaevinde alıkoydukları binlerce kişinin öldürülmesini sessiz ve sistematik şekilde organize ettikleri aktarılıyor. Rejimin, Sednaya'da alıkoyduklarını kasıtlı şekilde insanlık dışı koşullarda tuttuğunu aktaran raporlar, tutsaklara defalarca işkence yapıldığını ve sistematik olarak yiyecek, su, ilaç ve tıbbi bakımdan mahrum bıraktığını gösteriyor. 

İŞKENCE İLE ÖLDÜRÜLMÜŞ KİŞİLERİN CESETLERİ!

Suriye'de devrilen ve yüz binlerce kişiyi işkenceden geçiren Beşşar Esad rejimi tarafından kısa süre önce işkenceyle öldürüldüğü anlaşılan kişilerin cesetlerine ulaşıldı. Sednaya Hapishanesi ve diğer işkence merkezlerindeki vahşetin izlerini araştıran AA ekipleri, öldürülen kişilerin hastanelerdeki izlerini sürdü.

Başkent Şam'daki Harasta Askeri Hastanesi'ne giden AA ekibi, burada, kefenleri üzerine hapishanelerdeki kodlara uygun numaralar yazılmış ancak isimlerin bulunmadığı cesetleri görüntüledi. Bir odada istiflenen 30-40 kadar cesedin morluk ve eziklerle dolu olduğu dikkati çekti. İşkenceden geçirilerek öldürüldüğü anlaşılan kişilerin hastaneye yakın zamanda bırakıldığı tahmin ediliyor.

Esadın insan mezbahası Sednayadaki aramalar sona erdi

Hastaneye araştırma için gelen bazı gruplar da çürümeye başlayan cesetlerin durumunu belgelendirip kayıt altına alarak, kimlik tespitlerini yapmaya hazırlanıyor. Suriye'de devrilen Baas rejimi ve Esad ailesi iktidarının, ülke genelinde ölüm merkezine dönmüş çok sayıda işkence merkezi olduğu biliniyor.

Haberin Devamı

Bunların en bilineni olan Sednaya Hapishanesi'ne akın akın gelen binlerce kişi halen yakınlarına ait izler bulmaya çalışıyor.

KAYITLARA GEÇMEYEN ONBİNLER

Suriye'de devrilen Baas rejimi iktidarı boyunca Sednaya Hapishanesi dışında onlarca merkezde binlerce kişiye işkence yapıldı. Suriye'de halk ayaklanmasının başladığı Mart 2011'den bu yana, çöken Baas rejimi, kayıtlara göre binlerce kişiyi işkence yaparak öldürdü. Ancak kayıtlara geçmeyen sayının on binleri bulduğundan endişe ediliyor.

Esadın insan mezbahası Sednayadaki aramalar sona erdi

Suriye İnsan Hakları Ağı (SNHR) verilerine göre, devrilen rejim güçleri iç savaş boyunca en az 1,2 milyon Suriyeliyi alıkoyarak çeşitli işkenceler uyguladı. Rejim, iç savaş boyunca 20'den fazla sözde af kararı açıkladı ancak uluslararası insan hakları örgütlerine göre rejim Suriyelileri alıkoymaya devam etti. Birçok uluslararası raporda rejimin alıkoyduğu kişileri işkence yoluyla öldürdüğü vurgulanırken, güvenlik birimlerinin işkence yuvalarına dönüştüğüne işaret ediliyor.