09.09.2019 - 17:28 | Son Güncellenme:
25 Ekim 2017 tarihli Resmi Gazete 'de yayımlanan yönetmelik uyarınca okul servislerine ilişkin güvenlik ve denetimleri İçişleri Bakanlığınca, servis araçlarının teknik niteliği Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığınca, kreş, gündüz bakımevi, çocuk kulübü taşımaları, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığınca, araçlarda bulundurulacak personelin eğitimi ve servislere ilişkin hizmet satın alınması işlemleri de, mülki amirlerin onayına tabii olmak kaydıyla Milli Eğitim Bakanlığınca yerine getiriliyor. Aynı yönetmelikte Sağlık Bakanlığı’nın sorumluluğuna değinilmeksizin diğer dört bakanlıkça okul servis şoförü ve rehber personelin yılda bir kez aile hekiminden “kriteri ve içeriği belli olmayan'' rapor alması şartı getiriliyor.
Ancak, servis sürücülerinin sağlık kontrolleri diğer kamu sağlık sunucuları dahil edilmeyerek Aile Hekimlerinin sorumluluğuna veriliyor. Mevzuatlar ile belirlenmiş görev tanımlarında yeri olmayan, iş yükünü artıran, kriteri belli olmayan bu yeni sorumlulukla ilgili AHEF (Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu) yalnız bırakıldıklarına dikkat çekiyor. Aile Hekimleri konuyla ilgili; “Bu yönetmelik için personeli olduğumuz ve sağlık alanın da karar verici olması gereken bakanlığımıza hiçbir şekilde danışılmamıştır. Başka bakanlıklar günlük uygulamalarımız konusunda karar verici konuma geçmiştir” diyor.
Günlük dinamiği içerisinde hayli yoğun olan aile hekimlerinin bu konu ve benzeri rapor işlemleri nedeniyle yaşadıkları sorunlar hali hazırda biliniyor. Bu tür temeli sağlam bir işleyişe dayandırılmayan konularda kargaşa, belirsizlikler oluyor ve aile hekimleri yine sonu şiddete dahi varabilen bir iş yükü ile karşı karşıya kalıyor. Oysa aile hekimlerinin önceliği toplum sağlığı dolayısıyla çocuklarımızın da can güvenliği ve sağlığıdır.
“Birinci basamak sağlık tesislerinde mevcut fiziki donanımlar göz önüne alındığında; Nörolojik muayenesi, Psikolojik ve Ruh Sağlığı muayenesi, Psikoteknik testleri, kapsamlı göz muayenesi, işitme testi, yaşa ve var olan risklere göre periyodik sağlık muayenelerinin hiç birisinin ASM’lerde yapılması mümkün değildir. Bizim için asıl önemlisi bu raporların hastaneler tarafından verilmesi ile uyuşturucu ve türevi madde bağımlıları, psikiyatrik rahatsızlığı olanlar ve fizyolojik olarak bu işi yapmaya uygun olmayanlar, şiddet yanlıları tespit edilerek olası vahim sonuçlardan geleceğimiz olan çocuklarımız korunacaktır.”
“Okullardaki servis şoförlerinden istenen sağlık şartları mevzuatlarla bellidir. Ancak servis şoförü olmak için D sınıfı ehliyet süresi ve psikoteknik belgesinin geçerlilik süresi 5 yıldır. Aile hekimlerinin servis şoförü olmaya uygunluk raporu için bu iki şartı araması gerekir. Aile hekimleri olarak biz bu şartlara göre kişinin servis sürücüsü olup olamayacağı konusunda rapor düzenleriz ki ilgili 5 yıllık süreler bu şekilde kadük hale gelmiş olur. Psikoteknik açıdan zaten aile hekiminin değerlendirme yetkisi yoktur. Görevi ve uzmanlık alanı da değildir. Çünkü bugünkü Resmi Gazetede olan ''ç) Şoförlük mesleği bakımından her beş yılda bir YETKİLİ KURULUŞLARDAN psikoteknik açıdan sağlıklı olduklarını gösteren rapor almak'' maddesindeki söz konusu yetkili Sağlık Kuruluşları 18.07.1997 tarih ve 23053 sayılı Mükerrer Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 79'uncu maddesi uyarınca kurulan ve Sağlık Bakanlığı tarafından denetlenen Psiko-Teknik Değerlendirme Merkezleri ve Psikiyatri Uzmanlarıdır.”
“Aile hekimleri olarak bizler, Avrupa Birliği kriterlerine uygun olarak değiştirilen bu yönetmeliği ebetteki çok olumlu buluyoruz. Bu kapsamda biz, sağlık alanın da üzerimize düşen görevleri yapmaya da hazırız. Ancak ortada göz önünde bulundurulması gereken ve bizlerden kaynaklanmayan çok çeşitli sorunların mevcut olduğu da unutulmamalıdır. Ve yine üzülerek görüyoruz ki, kamu otoritesi ve karar verici pozisyonda olanlar, birinci basamağın temel evrensel kurallarından ve uygulamalarından habersiz uygulamalar içindedirler.”
Sonuç olarak; bu çok kapsamlı olması gereken servis şoförlerine düzenlenecek raporların, birinci basamak sağlık kuruluşlarında ve şartlarında tek hekim tarafından düzenlenmesinin mümkün olmadığı ortadadır.
Bu nedenle talebimiz, eğer gerçekten amaca hizmet etmek isteniyorsa bu raporların, Aile Sağlığı Merkezlerince değil konunun uzmanlarının bir arada olduğu tam donanımlı hastaneler tarafından verilmesidir.