17.06.2014 - 11:11 | Son Güncellenme:
Öğrenciler için karne dönemi hayatlarının en sıkıntılı dönemleridir. Kendileri şimdiden karnenin sonucunu bilirler fakat evde bekleyen anne ve babaların son durumdan kesin olarak haberleri olmayabilir. Anne babalar çocuklarının genel durumunu bilseler de, son bir umutla karnenin iyi gelmesini beklerler. Bu bekleyiş de çocuğu kaygılandırır.
Karne; başarının göstergesi değil
Karne, öğrencilerin okul hayatının ve derslerdeki durumunun takibi amacıyla verilir. Alınan karneler aileler için; çocuğun eğitim hayatındaki gelişmeleri ve değişmeleri, spesifik bir konuya olan ilgisini, sıkıntı yaşadığı alanları gösterir. Ancak buradaki önemli nokta, anne ve babanın karneyi bir övünç veya utanç kaynağı olarak değil, çocuğunun gelişimini takip etmek ve hangi alanlarda desteğe ihtiyacı olduğunu anlamak için kullanabilecekleri bir araç olarak görmeleri gerektiğidir. Karneye olması gerekenden fazla anlam yüklenmemeli; ulaşılması gereken bir amaç değil, başarıya götürecek bir araç şeklinde yorumlanmalıdır.
Karnesi kötü olan çocuk aşağılanmamalı
Karnesi kötü olan öğrenci için, ailesinin tutumu ve tepkisi önemlidir. Alınan karneye gereğinden fazla anlam yükleyen aileler; çocuklarını aşağılayıcı, kıyaslayıcı, utandırıcı davranışlar sergiler. Bu davranışlar, çocuklarda olumsuz bir benlik gelişimine ve kendine güven eksikliğine neden olur. Bu sebeple karneyi çocuğun derslerle ilgili genel durumunu gösteren, gelişimi için yol gösteren bir araç olarak görmek gerekir.
Çocuğun kendine güvenini ve motivasyonunu olumsuz etkileyen en etkin davranışlar arasında, kendisinin sınıf arkadaşları veya başka çocuklarla kıyaslanmasıdır. Çocuklar başkaları ile kıyaslandıkça, ailelerine karşı daha agresif ve saldırgan olurlar. Çünkü bu çocuklar, ailelerini hiç memnun edemeyeceklerini düşünürler. Yaşadıkları hayal kırıklıkları kendi kapasitelerini engeller, hayat boyu ailelerini memnun etmeye çalışır ve etraflarını kontrol ederek yoğun bir kaygı yaşarlar. Çocuğun kapasitesinin üstünde beklentilere sahip olmak ve yüksek hedeflere ulaşamadığını görmek, karne döneminde hem aileler hem de çocuklar için baskı ve kaygı yaratır.
Ceza çözüm değil!
Çocuk karnesi ile eve geldiğinde hızla göz atmak ve hemen tepki vermek yerine, onunla karne üzerinde konuşmak için uygun bir zaman belirlenmelidir. Kötü notlar için onu cezalandırmak yerine düşük notları ve/veya öğretmenlerinin olumsuz yorumları hakkındaki fikirleri sorulmalıdır. Önce çocuk dinledikten sonra, dersler ve notlar üzerinde birlikte konuşulmalı ve anne-babanın fikirlerini uygun bir dille kendisiyle paylaşması gerekir. Çocuğu cezalandırmak anlık bir çözüm üretebilir fakat uzun süreli çözümler için olanak vermez. Ceza vermek, çocuğun kişisel gelişimini engeller. Anne ve babanın çocuğu cezalandırmadan önce başarısızlığın altındaki nedenleri iyi araştırması gerekir. Baskıcı tutumları destekleyen cezalar, çocuğu duygusal ve zihinsel olarak olumsuz etkiler.
Çocuğunuzun eksikleri varsa ona destek olun
Çocuğun iyi olan dersleri için ise takdir etmeyi atlamadan, bir sonraki dönem eksiklerini nasıl tamamlamayı düşündüğü sorulmalı ve bu konuda beraberce bir plan hazırlanmalıdır. Örneğin; matematik dersinden kötü notlar aldıysa her hafta sonu, o hafta okulda işlenen derslerin üzerinden gitmeye birlikte karar verilebilir. Ya da ingilizce notları düşük ise, bilgisayarda keyifle oynayabileceği bir yandan da ingilizcesini geliştirebileceği bir oyun araştırılabilir.
Ödüllendirirken aşırıya kaçmayın
Karnesi başarılı olan çocukları ödüllendirirken, abartmamaya özen gösterilmelidir. Çocuğun büyük hediyeler için değil, geleceği için çalışması sağlanmalıdır. Ayrıca çocuğa verilecek hediyelerin, okul başarısına ve bireysel gelişimine katkı sağlayacak hediyelerden seçilmesine dikkat edilmelidir. Maddi değeri yüksek hediyeler yerine yaşına uygun, işlevselliği yüksek hediyeler tercih edilmelidir. Hediyelere ek olarak, çocuğa sözel olarak da başarıları hakkında bol geri bildirimlerde bulunulmalıdır.
Kötü notlardan aile de sorumlu
Çocuğun karnesindeki her kötü not; çocuğun, ailenin ve okulun değerlendirilmesi gerektiğini gösterir. Yapılan değerlendirme hataların ve yanlışların görülmesini, eksikleri gidermek için yeni planlar yapılmasını sağlar. Bu değerlendirme yapılırken, çocukla birlikte olunmalı ve mutlaka onun da konu ile ilgili fikirleri sorulmalıdır. Çocuğa karşı yargılayıcı, sinirli, ısrarcı olunmamalıdır. Sadece çocuk dinlenmeli, kendisinin de yaşadığı durumla ilgili çözüm yolu üretmesine olanak verilmelidir. Yaşadığı duyguları, okul ve karne hakkındaki düşüncelerini, tepkileri küçümsenmemeli ve eleştirilmemelidir.
Çocuk yeteneklerine göre yönlendirilmeli
Çocukların yetenekleri keşfedilerek, bu yetenekleri doğrultusunda yönlendirilmeleri gerekir. Yapamadıkları yerine yapabildikleri keşfedilip, bunlar için çocuk motive edilmeli ve özgüveninin gelişmesi sağlanmalıdır. Özellikle çocuğu eleştirirken yapıcı olmaya özen gösterilmeli, kötü olan dersleri için de motive edici aktiviteler geliştirilmelidir. Başarısızlığını yüzüne vurmak yerine çocuğa inandığınızı göstermeli ve düzelme olacağı hakkında onu ikna etmelisiniz. Bu durumda önemli olan, aile olarak hep birlikte çözüm aramak ve inanmaktır.