14.10.2020 - 12:05 | Son Güncellenme:
Özge Tezcan: “Her uyku değil, sadece doğru uyku çocuk gelişimine katkı sağlar”
Uyku, yetişkinler için bir dinlenme yöntemi olsa da çocuklar için büyümenin gerçekleştiği en kıymetli zaman dilimi olarak karşımıza çıkıyor. Araştırmalar, uykunun başta beyin olmak üzere tüm organların kendini yenilemesini sağladığını ve uyku sırasında büyüme hormonları salınımının arttığını gösterirken, uzmanlar da özellikle okul öncesi çocuklarda günlük uykunun 11-12 saat olması gerektiğinin altını çiziyor. Ancak çoğu zaman ebeveynler, çocuklarını düzenli uyku saatlerine alıştırma konusunda bir hayli zorlanıyor. Sosyal medya kullanan anne ve babaların yakından takip ettiği Influencer Özge Tezcan, çocuklarının uyku düzenini uyku eğitimi ile sağladığını belirtiyor. Bu süreçteki deneyimlerini paylaşan Özge Tezcan “Her uyku değil, sadece doğru uyku çocuk gelişimine katkı sağlar” diye ebeveynleri uyarıyor.
“Uyku eğitimi sağlıklı bir sistem, düzen oturtmak demek”
Uyku eğitimi kavramının genellikle ebeveynler tarafından olumsuz algılandığını ve çoğu zaman önceki jenerasyonun geleneksel yöntemleriyle karıştırıldığını söyleyen Özge Tezcan, “Uyku eğitimi, kesinlikle büyüklerimizden duyduğumuz “Bırak ilgilenme, ağlar ağlar en sonunda uyur.” önermesiyle açıklanabilecek bir süreç değildir. Aksine, bir sistem oturtmak demektir. Fiziksel, duygusal, çevresel ve gelişimsel faktörlerin rol oynadığı bu sistemde amaç, tüm bu faktörleri gereken düzeye çekmek ve çocukların ebeveynlerinden destek almadan sağlıklı ve programlı bir uyku sürecine alışmalarını sağlamaktır. Bunu yaparken de iletişimi kesmek veya çocuğu yok saymak değil, çocukla sağlıklı bir iletişim kurarak verilen desteği kademe kademe azaltmak söz konusu.” dedi.
Uyku eğitimine 4. aydan itibaren başlanabilir
Uzmanların, bebeklik çağında kazanılan uyku disiplinin ilerleyen yıllardaki uyku kalitesinde de etkili olduğuna dikkat çektiğini söyleyen Özge Tezcan, “Uyku uzmanları, sağlıklı bir bebeğin 4. aydan sonra uyku eğitimine başlayabileceğini söylüyor. Bu da bebeğin uykusu geldiğinde bu ihtiyacını kolayca gidermesini kapsıyor. Yani anne ve baba fazlaca efor sarf etmeden, bebekleri sağlıklı bir uyku evresine geçebiliyor. Örneğin, ayakta sallanmadığı müddetçe uyuyamayan ve sallanma durduğunda gözlerini açan bir bebek için uykuya dalma esnasında bunun yapılmaması ve yalnızca mayıştırma için sallama yönteminin kullanılması öneriliyor. Adım adım ilerleyen bu sürecin devamında ise bebeğin mayıştığı esnada yatağına koyulması ve ebeveynlerinin dokunuşlarla veya ninni ile uykuya destek vermesi tavsiye ediliyor. Bebek alıştıkça bu desteklerin kademeli olarak azaltılması ve bebeğin uykusu geldiğinde yatağa yatırılmasıyla sağlıklı uyku evresinin başlayabilmesi hedefleniyor. Uzmanlar, bu alışkanlıkları bebeklik döneminde kazanmanın yetişkinlik evresindeki uyku kalitesine de etki ettiğini söylüyor.” şeklinde konuştu.
Özge Tezcan: “Masallardan ve masajlardan yardım alın”
Uyku eğitiminde iletişimin önemini de vurgulayan Özge Tezcan bu süreçte ebeveyn ile çocuk arasında sevgi ve güvene dayalı bir diyalog kurulması gerektiğini söyledi. Özge Tezcan, “Burada uyku eğitiminin çocuğu yalnız bırakmayı amaçlamadığını bilmek çok önemli. Çünkü, temelde istenen davranış, uyumaya gitmeyi keyifli bir hale getirerek çocuğa zihin ve beden gelişimi için sağlıklı bir alışkanlık kazandırmak. Bunu yaparken de anne ve babasının sevgisini ve güvenini hissetmeye devam etmesini sağlamak. Temas ve ses ise bu noktada çok etkili. Uyumadan önce badem yağı, papatya ya da lavanta yağı gibi rahatlatıcı yağlar ile masaj yapmak, masal anlatmak veya rahatlatıcı müzikler ile çocuğu uykuya hazırlamak, uzmanların başlıca önerileri arasında yer alıyor. Böylece uyumaya gitmek, hem ebeveynlerin çocuklarıyla iletişimini güçlendirdiği hem de çocukların keyif aldığı sevimli bir aktivite haline gelebiliyor.” dedi.
Yetersiz uyuyan çocuklarda obezite, depresyon ve hiperaktivite daha fazla görülüyor
Araştırmalarda düzenli uyuyan çocuklarda öğrenme, hafıza gibi bilişsel yetilerin daha iyi geliştiğine yönelik bulgular olduğunu hatırlatan Özge Tezcan, “Uzmanlar, yetersiz uyuyan çocuklarda durumun tam tersi olduğunu ve obezite, depresyon, hiperaktivite ve anksiyete gibi sorunların daha sık görüldüğünü söylüyor. Yani uyku düzeni yalnızca bebeklikte değil, ergenlik dönemine kadar olan süreçte de gelişimi önemli ölçüde etkiliyor. Örneğin, ergenlik döneminde çocukların daha az uyumaya meyilli olduğu ve kimi zaman uyku saatinin gece yarısından sonraya sarktığı görülüyor. Yine araştırmalarda rastladığım bulgulara göre, ideal uyku saati olan 9 saat yerine 7–7,5 saat uyuyan çocuklarda depresyon eğilimi artıyor. Üstelik bu çocukların gece 22.00’dan önce yatağa giren çocuklara göre depresyon riski %42 daha fazla. Bu yüzden gece sıklıkla acıkabilen bebekleri dışarıda tutarak çocuğun okul öncesi çağdan itibaren mutlaka 22.00’dan önce uykuya dalmış olması ve ideal uyku saatini tamamlaması hem fiziksel hem de bilişsel sağlığı için çok önemli.” diye ekledi.