10.02.2016 - 13:48 | Son Güncellenme:
Bu algı ile büyüyen çocukların ileriki yaşlarda tüm sıkıntılarını atlatmak için şekerden, mutlu anlarını çoğaltmak için hamur işlerinden yardım aldığını da söyleyen Sayın: “Çocuğunuz için en büyük ödül sevgidir. Kendini mutsuz hissettiğinde şekere hamur işlerine yönelen, gittikçe şişmanlayan hatta diyabete doğru giden çocuklarınız olsun istemiyorsanız, şekerli gıdalar ve hamur işlerine sınır koyun” dedi.
Mutsuzken çikolataya saldırıyoruz... Peki neden?
Anne babalar, çocukların beslenme alışkanlıkları üzerinde belirleyici oluyor. Onların ellerinde gördüğünü, onların yediklerini doğru kabul eden çocuklar, aynı beslenme alışkanlıklarını kendileri de sürdürüyor. Uzm. Dyt. Işın Sayın “Çocukların karşısında çikolata gofret yemek, sürekli bir çekmecede bunları topluca bulundurmak; ağlayınca susması için çikolata, şeker, bisküvi, dondurma vermek; “uslu durursan makarna pişireceğim, patates kızartacağım” demek; karne hediyesi olarak yaş pasta sunmak, ergenlik dönemine gelen çocukların hem bedenlerini hem de psikolojilerini olumsuz etkiliyor.” şeklinde konuştu. Işın Sayın “Çocukluktan gelen “mutsuzluğu yenmek için tatlı ye” alışkanlığına dayanarak; iş başvuruları geri çevrilen, kendini mutsuz hisseden genç, koca bir dilim çikolatalı pasta yiyerek rahatlıyor.
Sevgilisi tarafından terk edildiğinde, kalbi kırıldığında, hayal kırıklığına uğradığında koca bir paket çikolatayı ya da büyük bir kutu dondurmayı, ne yediğini bile fark etmeden bitiriyor. Bunların altında aslında tatlıya yüklediğimiz rahatlatıcı anlam var. Tıpkı çocukken ağladığımızda, üzüldüğümüzde annemizin teselli etmek için verdiği tatlılar gibi geliyor bize. Yedikçe yiyoruz. Duygusal boşluğu doldurmaya/bastırmaya çalışırken, çocukluk anılarında olduğu gibi, tatlılardan yardım istiyoruz. Sadece üzüntülü anlarda değil, mutlu zamanlarda da kutlama şekillerimiz hep tatlı ve hamur işi ile yapılıyor. Maç için toplanıyoruz. En büyük boy beyaz undan kalın pizza, şekerli meşrubatlar sipariş ediliyor.”
Ödül ve cezada şeker olmasın...
Sakinleşmek için, gevşemek için ve bir şeyi her elde edemediğinde, ödülde ve cezada hep şeker, un ve patates kullanıldığını söyleyen Işın Sayın: “Çocukları mutlu etmenin yolu şekerli gıdalar değildir. Size öyle öğretilmiş olsa da, bunun iyilik olmadığına emin olun. Ödül kadar cezalar da, çocukların “şekeri değerli ve mutluluk kaynağı” olarak görmesine yol açar.
Yanlış bir şey yaptığında sana bundan sonra şeker yok derseniz, o mahrumiyet duygusu şekeri daha da değerli hale getirir. Çocuk için alıyorum/pişiriyorum sözlerini unutun. Çocukları bahane ederek kendinizi kandırmayın ve çocuklarınızı kendinizden bile koruyun. Unutmayın çocuğunuzu ödüllendirip cezalandırma biçiminiz, onun ileride karşılaşabileceği hastalıkların temelini oluşturur. Insulin direnci, reaktif hipoglisemi, diyabet, kalp hastalıkları, hipertansiyon, karaciğerde yağlanma; safra kesesi, barsak hastalıkları, obezite, yaşam boyu bitmeyen zayıflama diyetleri, davranış bozuklukları, ruhsal sorunlar bunların sadece bir kaçıdır...
Ödül ve ceza anlayışınızı değiştirin... Abur cubur çekmecesini temizleyin...
“Çocuğunuzun mutluluğu da, sorunların çözümünü de; şeker, un ve patateste arayan, hasta ve obez bir jenerasyonun parçası olmasını istemiyorsanız: Çocuklarınız için ödül ve cezada farklı motivasyon ögeleri kullanın.” diyen Uzman Diyetisyen Işın Sayın “Yeni bir oyuncak, kitap, beceri geliştiren aktiviteler, lunapark, akvaryum, havuz, dans okulu, hobi kursları gibi motivasyon kaynakları kullanılırsa daha iyi bir anne baba olacağınızı söylemeliyim.
Böylece çocuklarımız ileride bilinçaltında iyi hissetmek için yalnızca bir yiyecek/içeceğe değil; bir aktiviteye spora, hobiye, dansa yönelme ihtiyacı duyacaktır. Bu şekilde daha doğru ve faydalı bir şeye kanalize olmaları da uzun vadede fiziksel, sinirsel ve ruhsal olarak her bakımdan daha sağlıklı bireyler olmaları anlamına gelir. Bence bu önerilere kulak asmaya hemen bugünden başlayın. Abur cubur çekmecesini temizleyin. Alış veriş sepetinize pirinç, patates, beyaz un ve şekeri bir daha asla koymayın.” şeklinde konuştu.