07.03.2020 - 11:30 | Son Güncellenme:
Zaman Yönetimi Nedir?
Zaman Yönetimi; zamanı daha etkin kullanarak öncelikleri belirleyip, doğru planlama yapabilmektir. Asıl önemli olan ise zamanı mümkün olduğunca etkin ve etkili bir biçimde kullanma ve denetleme sistemi olan Etkili Zaman Yönetimidir.
Zaman tüm insanların eşit olarak sahip olduğu tek şeydir ama neden bazıları için daha kısadır bazıları için de uzun?
Unutmayın! Gün herkes için 24 Saat… Önemli olan bu süreyi değerlendirme noktasındaki başarımızdır. Hepimiz her gün metroya, metrobüse vs. toplu ulaşım araçlarına biniyoruz değil mi? Sen telefonun ile sosyal medyanda geziyorsun ben ise kitabımın bir bölümünü yazıyorum. Bana gün 25 saat verilmedi, ya da seninki 23 değil, o yüzden yakınmaktan vazgeç, harekete geç. İnan ki; gerçekten istersen vakit yeter…
Zamanı bazıları kısa algılarken bazılarının kısa algılamasının bilimsel bir açıklaması var. Buna Psikolojik Zaman denir. Psikolojik zaman hissedilen zamandır. Zaman çeşitlerinden bahsederken detaylandıracağım.
Neden zamanı yönetmek zorundayız? Zaman yönetiminin avantajları nelerdir?
Cevap basit aslında, pişman olmamak için… Hepimiz kendimizi şunları mırıldanırken bulmuşuzdur öyle değil mi? Vaktim yok, yetiştirmem imkânsız, az zaman kaldı yapamayacağım, çok geç kaldım, yetişemedim… Dikkat edin gün içerisinde bizi sıkıntıya sokan konulardan %90’ı zaman problemindendir. Suçlu ise zaman değil, biziz.
Neden zamanı yönetmek zorundayız peki? Öncelikleri belirleyerek ulaşmak istediğimiz hedefe daha hızlı erişmek için ve bunun yanında stresi yönetmek için. Çünkü zamansızlık “zaman stresi” yaratır. Madem zaman bu kadar güçlü kendi kendini yönetse ya! Yönetmek zorundayız çünkü; verimsizlikleri gidermeliyiz. Belirlenen hedeflere ulaşmamız için buna ihtiyacımız var. Kariyer gelişimimizi zaman olmadan sağlayamayız. Görev gereklerimizi uygun şekilde gerçekleştirmek istiyorsak bunun başka bir yöntemi ne yazık ki yok.
Zaman yönetiminin avantajlarına bakacak olursak;
Peki zamanı etkin kullanamamak sadece bizim elimizde mi?
Elbette ki sorumlu sadece biz değiliz, fakat en büyük yük bizde. Peki neden zamanı etkin kullanamıyor olabiliriz?
Zamanın da farklı çeşitleri bulunuyor, bize karşılaştırarak anlatabilir misiniz?
4 Temel Zaman çeşidi vardır. Bunlar bizim objektif, sübjektif, biyolojik ve yönetsel dediğimiz zamandır. Şimdi bunları detaylıca inceleyelim.
Gerçek Zaman
Objektif zaman olarak da adlandırılır. Saatin gösterdiği zamandır. Bu zaman izlenebilir bazı değişmelerle ölçülebilir. Yıldızların hareketi, dünyanın dönmesi gibi düzenli olarak izlenen bazı fiziksel olaylar veya bir saatin çalışması gibi suni olarak yapılan bazı düzenli hareketler esas alınır.
Psikolojik Zaman
Sübjektif zaman da denir. Hissedilen zamandır. Saatin neyi gösterdiğine bakılmaksızın bir olayda geçen süreyi kısa veya uzun hisseder ve buna göre kısa veya uzun süre diye karar veririz. Saat zamanı çok kesin birimlerle ölçülürken, sübjektif zamanın anlaşılması güçtür.
Biyolojik Zaman
Biyolojik saat, alışkanlıklara göre kurulur. Çoğu zaman uyanmak için kurduğumuz saatin alarmı çalmadan biraz önce uyanırız. Bir biyolojik saat, bize kalkma zamanının geldiğini söylemiştir. Biz derece derece uyuma ve uyanma saatlerini değiştirirsek, biyolojik saatte yeni programa kendisini ayarlayacaktır.
Yönetsel Zaman
Yönetsel zaman, birden çok insanı bir araya getirebilecek nitelikteki bir amaç belirlemesi ile bu amaca ulaşmak için yerine getirilen planlama, örgütleme, yürütme, koordinasyon, denetim ve yönetici eğitimi faaliyetlerinin gerektirdiği iş gören ve makine zamanı toplamıdır.
Zamanı nasıl tanımlarsınız? Gerçekten de acımasız mı yoksa acımasız bir gerçekçi mi?
Zaman; Yerine konması, geri döndürülmesi, yenilenmesi, depolanması, satın alınması mümkün olmayan tek kaynaktır. Her ne kadar basit ve herkes tarafından hemfikir olunan bir tanımı var gibi görünse de aslında tamamen algımızdan ibaret olduğunu söyleyebiliriz. Ya siz doğru planlamalar yapar, size verilen zamanı yönetmeyi bilir ve lehinize kullanırsınız ya da öylece bekler size karşı acımasız olmasına göz yumarsınız.
Öyle ki; çok mutlu olduğumuz anlarda, keyifli hissettiğimiz insanlar ile birlikteyken zamana “su gibi akıp geçti” benzetmesini yükleriz. Kendinizi ait olmadığınız anın içinde hissederken de “acımasız” tanımını yüklemekten kaçınmayız.
Zamanını planlı ve doğru kullanan insanların daha mutlu ve hedeflerine ulaşmış insanlar olduğunu biliyoruz. Kederliyken zaman uzun geçer ancak mutluyken ve keyifliyken zaman hızlı geçer. Bu sebeple yine zamanın bize karşı acımasız görünüyor olmasının temel noktası hissedilen zamanla açıklanabilir.
Farkında olmadan zaman kaybı yaratan, enerjimizi emen şeyler nelerdir?
Enerjimizi emen şeyler, enerji vampirleridir. Vaktim nereye gidiyor? Gelişimi sağlayabilmek için önce mevcut alışkanlıklarımızı gözlemlememiz adına bu soruya yanıt aramamız gerekir. Sizden ricam birkaç dakikanızı ayırın ve elinize bir kâğıt kalem alın.
Haftada 168 saat var, bir hafta içerisinde hangi etkinlikleri gerçekleştiriyorsunuz alt alta sıralayın (uyku, yemek, iş hayatı, TV izlemek, yemek yapmak, ev işleri, ders çalışmak, spor vs.) şimdi ise yanlarına her bir etkinlik için haftada kaç saat harcadığınızı yazın.
Kağıdınızda gördüğünüz sizin zaman yönetiminiz. Eğer listeniz beklediğiniz gibi gerçekleşmediyse bunun sebebine ise biz Zaman Tuzakları diyoruz. Enerjimizi emen unsurlar diye bahsettiğiniz aslında budur. Nedir onlar gelin bir bakalım:
Zamanı yönetmek açısından planlama mümkün mü? Nasıl planlama yapılır? Gerçekçi bir planlama nasıl oluşur?
Zaman gittiği yönü belli olan ve tekrar edilmesi mümkün olmayan bir olgudur ve bunu değiştiremeyiz lakin zamanı yöneterek hayatımıza en doğru şekilde müdahale etmesini sağlayabiliriz. Mantığı basit olsa da uygulamak hatta daha da önemlisi bunu hayatımızın bir parçası haline getirmek zordur.
Bir şeyi yönetmek istiyorsak önce planlamak zorundayız. Bu ister işinizde olsun, ister ailenizde olsun, isterseniz bir gün içerisinde yaptığınız aktiviteler de olsun. Planlamadığımız bir şeyi yönetmekten bahsedemeyiz.
Pekâlâ zamanı planlamak mümkün mü? “Su misali aktı ömrüm” dizelerini mırıldananlardan olmak istemiyorsak evet mümkün. Ben zaman planlamayı aslında buna benzetirim. Ya karşısına geçer oturur izlersin ya da taşları istediğin şekilde dizer ve suyun akışına sen karar verirsin. Buradaki taşlar senin planların, yerine göre yer değişikliği yapman da yönetim kabiliyetin. Şimdi bazı planlama yöntemlerine bakalım.
Zaman Yönetimi Matrisi
Bir planlamanın gerçekçiliğini size kazandırdığı sonuca bakarak anlayabilirsiniz. Sonucunda planlınız işe yaradı mı? İşlerinizi yönetebildiniz ve kaygısız olarak süreci tamamlayabildiniz mi? En önemlisi de planınızı uyguladınız mı?
Söz konusu zaman yönetimi olduğunda hayır diyememek de önemli bir zaman kaybı değil mi?
Gün içerisinde bir şeylere “evet” ya da “hayır” deriz, hem de birçok kez. Doğru ilkelerden oluşan bir misyona sahip olmak, planlı bir birey olmak ise bize bu kararı verebilmemiz için gerekli olan bilgeliği sağlar.
Peki neden hayır kelimesi bize bu kadar uzak geliyor? Belki de en önemlisi “Hayır” demeyi sevmiyor olmamız… Bu kelime evet kadar kolay çıkmaz ağzımızdan. Fakat “evet” diyebilmek için bazen de “hayır” demeyi öğrenmemiz gerekir. Başında karşı koymak, sonunda karşı koymaktan çok daha kolaydır.
Sizin için nelerin daha önemli olduğuna karar vermeli ve sonra bunların dışında kalanlara ise nazikçe, gülümseyerek hayır deme cesaretini göstermelisiniz. Bugün önceliğiniz olmayan tekliflere “hayır” deme cesareti gösteremediyseniz; asıl önemli işlerinizi yönetmek konusunda zaman problemi yaşayabileceğinizi rahatlıkla söyleyebiliriz.
Bugünün dünyasında anneler için de zaman yönetimi oldukça önemli. Özellikle de çalışan anneler için zaman yönetimi olmazsa olmaz. Ev, iş, eş, çocuk ve elbette kendileri için zamanı doğru kullanmaları çok önemli. Annelere bu konuda tavsiyeleriniz neler?
Kadınlar için eğer bir de anne ve çalışıyorsa zaman yönetimi oldukça önemli elbette. Aksi taktirde stresin günlük hislerin başında gelmesi kaçınılmaz olacaktır.
Benim bu güçlü annelere tavsiyem öncelikle kendilerine vakit ayırmalarıdır. Oldu mu bu şimdi Ümit Bey; bekleyen o kadar çok iş var ki dediğinizi duyar gibiyim. Bakın önce bencil olmayı öğrenmek zorundayız, önce biz! Sen önce kendine iyi bakmazsan, ailene nasıl yararlı olabileceksin? Aileni sevmeden önce kendini sevmelisin, önce “bencil” sonra “sencil” olmalıyız.
Haftanın bazı günlerini kendinize ayırın, spor yapın, arkadaşlarınızla kahve için, bir kursa yazılın, kendinizi geliştirin, kendinizi motive edin, mutlaka hobiler edinin çünkü insanlar mutlu oldukları herhangi bir şeyi yaptıklarında bu eylemi gerçekleştirmek için salgılanan Dopamin ve kendimizi mutlu hissetmemizi sağlayacak Serotonin hormonlarının salgılanması bizi çevik ve strese karşı daha dirençli yapar. Bir evde kadın mutluysa herkes mutludur bunu unutmayın.
Ev işlerini yapan tek birey olmaktan vazgeçin. Aile bireyleri için işleri eğlenceli hale getirmeyi deneyin ve sorumluluklarınızı hafifletmenin yollarını bulun.
Çocuğunuza yatağını toplamasını öğretin, bunun öncesinde o odanın onun özel hayatı olduğunu ve bu yüzden yatağını kendisinin toplamasının çok şık bir hareket olduğunu söyleyin. Verdiğiniz görevleri zorunluluk haline değil oyun haline getirmeyi deneyin. Eğer oyuncaklarını oynadıktan sonra yerlerine koyarsa daha kolay bulabileceğini gösterin. Kıyafetlerini katlamayı öğretin ve bu şekilde sevdiği kıyafetleri daha uzun süre kullanabileceğini gösterin. Eşinizden masa kurmanıza yardım etmesini talep edin, bazı güç gerektiren işlerde onun yardımına ihtiyacınız olduğunu hissettirin, emin olun bundan keyif alacaklar.
Her şeye yetişebilen anneler gerçekten de var mı? Her şeye yetişmek mümkün mü?
İşin bilimsel tarafından bakalım. Beyin aynı anda 2 işe odaklanamaz ama onlarca şeyi aynı anda düşünebilir. Kadınlar genelde şunu yaparlar; çamaşırları makineye atar, onlar yıkanırken yemeğini yapar, yemeğini dinlenmeye alınca da etrafı temizler, çocuğuna yemeğini yedirir vs. derken akşamı eder ve akşam kanepeye uzandığında aynı anda birçok işi yaptığını düşünür. Aynı anda yaptığımızı düşünüyoruz ama aslına bakarsanız bir işi yavaşlatıp diğerini yapıyoruz. Beynimiz iki işi hiçbir zaman aynı anda yapmıyor, sadece işler arasında hızlı geçişler yapıyor.
Çoğu işi aynı anda yürütmeye çalışarak ise; zaman kazanmaya odaklanırken, odaklanma sorunu yaşamamızdan kaynaklı olarak işi olduğundan daha geç bitirmemize yani zaman kaybına, anksiyete (kaygı) bozukluğuna, öfkeye, verim düşmesine, strese ve hatalara yol açıyor. O yüzden her işe aynı anda yetişmeye çalışmak değil de doğru işi doğru zamanda yapmaya odaklanmamız gerekiyor.
Ev içinde nasıl bir iş bölümü yapılabilir? Örneğin küçük çocukların (2-5 yaş) yapabilecekleri işler nelerdir?
Her çocuğun gelişim hızı ve öğrenme şekli farklıdır. Bu açıdan onların ilgisini kazanmak oldukça önemlidir. Çocuğunuzun gerçek dünyaya adım attığında kendi ayaklarının üzerinde doğru bir şekilde durmasını istiyorsanız, gelişimini sağlam inşa etmeniz gerektiğini unutmamalısınız.
İnsan beyni 40’lı yaşlarının sonuna kadar gelişimini sürdürür. İlk 3-4 yıl inanılmaz bir hız ile algısı açık şekilde gelişen beyin hücreler arasında hızlı bağlantılar kurar. 4. yıldan sonra yavaşlamaya başlar ve tam anlamı ile gelişimini 25 yılda tamamlar. Ancak belirli bir oranda 40 yaşının sonuna kadar gelişimini yine de sürdürür. 40 yaşından sonra bilgi ve tecrübelerin yorumlanarak derinleşme dönemi başlar. İşte bu nedenle 2-5 yaş arasındaki çocukların sadece iş bölümü için değil birden çok konuda yapabilecekleri ve öğrenebilecekleri işler ile başlayabiliriz. İlk adım uyku düzenini öğretmek olabilir. Uyku çocukların gelişimleri için önemlidir ve yatağa yatma zamanlarını ufak ufak öğretmek hem sizlere vakit kazandırması açısından daha iyi olacak hem de çocuğunuzun ilk işi kendi uyku düzenini yönetmek olacaktır. Belirli tekrarlamaların ardından uykusu geldiğinde yatağına gitmeyi öğrenecektir. Bu aynı şekilde tuvalet alışkanlıkları için de geçerlidir. İkinci adımımız ise yemek konusu. Çocuğunuzun kendi yemeğini kendisi yemek istiyorsa bu keyfi ona vermelisiniz. Genelde anneler hızlı yedirmek ve bir an önce diğer işlerine dönmek isterler fakat bu doğru değildir çünkü çocuklarımızın yeme ve çiğneme hızları bir yetişkin ile aynı olamaz.
Oyuncaklarını kendisinin düzenlemesine izin verin, bu hayatını nasıl düzene koyması gerektiğini öğrenmesi için en önemli aşamalardandır. Önce öğretin, sonra yeniden öğretin ve yapmasını isteyin, gelişimi izleyin. Gün gelecek sizin söylemenize bile gerek kalmayacak.
Kısacası çocuğunuzun keşfetmesine izin verin, yapacağı ufak işler onu yormaz fakat öğrenmesini kuvvetlendirir.
Anneler çocukların ödevleri, beslenme çantaları, temizlikleri, kişisel bakımları derken pek çok iş yüklenmiş durumdalar… Çocuklarla bu işleri daha hızlı ve etkili bir şekilde yapmak mümkün mü?
Soruda da belirtildiği gibi bunlar çocukların günlük rutinleri ve anneler bu işleri tek başına yüklenmemeliler. Nedenlerine ve nasıllarına bakalım.
Öncelikle en önemli cevap annelerin çocuklarının sorumluluk almasına izin vermesinde yatıyor. Çocuğunuzun yaşı önemli olmaksızın bir birey olduğunu ona hissettirmelisiniz. Temel işlerini kendisinin nasıl yapacağını öğretmeli ve yapamayacağı yerde de sizden rahatça yardım isteyebileceğini hissettirmelisiniz. Mesela bir sabah kalkın ve çocuğunuza beslenme çantasını birlikte hazırlamak isteyip istemediğini sorun. Sorarken de şu cümle işinize yarayabilir “Bugünün aşçısı sensin, beslenmeni en sevdiğin yiyecekler ile kendin hazırlamak istemez misin?” İzin verin kendi yiyeceklerini kendisi seçsin, elde ettiğiniz sonuçlara inanamayacaksınız. Öncelikle işi tek başına yapmamış ve çocuğunuz ile vakit geçirmiş olacaksınız. Bu aslında çocuğunuz için de basit bir özgüven çalışmasıdır. Çocuğunuz hem bu aktiviteden keyif alacak hem de yemeğini kendisi hazırladığı için yememe riskini ortadan kaldıracaksınız. Bu örneği diğer günlük işlerde de uygulayabilirsiniz.
Çocuğunuzun yaptığı iş elbette yükünüzü çokça hafifletmez fakat hem onunla vakit geçirmiş, ilgilenmiş olursunuz hem de çocuğunuzun özgüven inşa etmesini, el becerilerini geliştirmesini ve bir birey olmayı öğrenmesini sağlarsınız.
Bu yoğunluk içerisinde kendilerine zaman yaratmayı nasıl başarabilirler? Bir annenin hobilerine, kendine, kendi ihtiyaçlarına zaman ayırabilmesi için neler yapması gerekiyor?
Özellikle çalışan annelerin iş yükü dolayısı ile ciddi psikolojik sorunlar yaşama olasılıkları artıyor. Sonucunda ise stresli ve öfkeli günler geçirmek de kaçınılmaz oluyor. Aslında çok da önemsemediğimiz bu stres yükü bizi zamanla depresyona dahi sürükleyebiliyor. Ve bu durumu iyileştirmek için ilk yapılması gereken bu durumla yüzleşmek. Depresyona yakalanan bir bireyin tek çıkış yolu nedir mesela biliyor musunuz? Depresyonda olduğunun farkına varmak. Çünkü farkına varmadıkça bir kuyunun dibinde hissederken çıkış kapısını çevresinde arar, eğer bir durup farkına varırsa kafasını yukarı kaldırabilir.
Günün yoğunluğu içerisinde koştururken de hepimizin kolaylıkla söylediği gibi” kendimizle kalamıyoruz”. Unuttuğumuz nokta ise şu; kendimize yeterince vakit ayırmazsak, ailemize, sevdiklerimize, işimize de gereken özeni göstermemiz mümkün olmayacaktır. Daha önce de bahsettiğim gibi, önce biz. Günlük işlerimizde zamanımızı planlayarak ilerlersek, bazı saatleri kendimize ayırmayı başarabiliriz. Böylece hem kendi mutluluğumuz hem de çevremize sağladığımız mutluluk için gerekli enerjiyi kendimizde bulabiliriz.
Özellikle çalışan anneler için yemek konusu hem zaman hem yorgunluk demek… Yemek hazırlamak, öğünleri organize etmek de zaman yönetimine ihtiyaç duyulan bir iş birimi değil mi?
Çalışan anneler için gündüz iş yerindeki yorgunluğun ardından ev işlerini organize etmek oldukça zordur. Özellikle yemek konusu yorgunlukla birleşince bir işkence haline gelebilir. Fakat birkaç ipucu ile bunun da üstesinden gelebilmek mümkün.
İlk olarak söyleyebileceğimiz kolaylık ise yine zamanı planlamak. Mesela aileniz ile hafta sonları bir arada olduğunuz zaman haftalık yemek listenizi birlikte planlamayı deneyin. Bu sizleri her gün ne pişireceğinizi düşünmekten kurtaracak. Eşinizden ve çocuğunuzdan yemek masasını hazırlamaları için yardım isteyin. Bu hem çocuğunuzun gelişimi açısından önemlidir hem de birlikte vakit geçirebilmek için uygun bir adımdır. Haftalık olarak mutfak alışverişi yapmak ise buna daha sık vakit ayırmaktan daha iyi bir yöntem olacaktır.
Eşler kendi aralarında nasıl bir iş bölümü gerçekleştirebilirler?
İletişim; her ilişkide olduğu gibi eşler arasında da ilişkinin devam etmesinde en önemli kavramdır. Bu yüzden eşler arasında iş bölümünü gerçekleştirebilmek için öncelikle sağlıklı iletişim gerçekleştirmeye odaklanmak gerekir.
Mesela ikinizin de müsait olduğu bir zaman sakince oturun ve bir toplantı yapmayı deneyin. Ortak işlerinizi belirleyin mesela çocuğunuz ile ilgilenmek. Bazı görevleri ise paylaşın, her iki tarafın da kararlarda hemfikir olmasına özen gösterin. İkinizin de yapmak istemediği işler olursa da işi eğlenceli hale getirmeyi deneyin mesela kura çekin ya da bu işleri dönüşümlü yapın.
Gündelik rutin işler de hayatımızda fark etmesek de büyük yer kaplıyor. Rutin işleri zaman yönetimi açısından nasıl dengelemek gerekiyor?
Rutin işlerimiz yaşamımızı devam ettirebilmemiz için olmazsa olmazlarımız durumundalar. Yani bir şekilde bu rutin işlerimize vakit ayırmak durumundayız. Önemli olan ise ne kadar vakit ayırmamız gerektiği.
Size Pareto ilkesinden bahsetmek istiyorum. Pareto ilkesi öncelikler konusunda önemli bir çalışmadır. Zaman yönetimi de bütünüyle öncelik yönetimi olduğuna göre bu ilkeyi bilmemiz gerekir. 80/20 kuralı olarak da bilinir. Buna göre sonuçların %80’i, olası sebeplerin %20’si tarafından oluşur. Buna zaman yönetimi açısından baktığımızda ise başarının %80’i, o iş için ayırdığımız zamanın %20’sinden meydana gelir. Burada önemli olan hangi %20’lik zaman diliminde verimli olduğumuzu bilmektir. Böylece atıl olan, sonuç yaratmayan %80 zamanımızı daha farklı değerlendirebiliriz. Yani bir işe çok vakit ayırmak değil doğru vakti ayırmak bizi etkili zaman yönetimine götürecektir.
Hayatın hikmeti önemsiz olanları bertaraf etmekte yatar.” Çin Atasözü”
Takvim kullanmanın, işleri listelemenin de öneminden söz ediliyor. Verimli bir takvim kullanımı nasıl olmalı?
Gün boyunca aklımıza gelen onlarca iş oluyor. Bir şeyleri atlamamak ve vaktinde gerçekleştirebilmek için ise bir yere yazmak ve kayıt etmek önem kazanıyor. Dahası kafamızda dönen işleri bir yere yazmadığımızda kafamızı meşgul etmeye devam ediyor ve bu da beynimizi yorup daha yorgun hissetmemize sebep oluyor.
Herhangi bir işi, projeyi, hedefi hayata geçirmenin en iyi yolu aksiyon almaktır. Bir yapılacaklar takvimi oluşturmak ise bize işlerimizi hatırlatmasının yanı sıra, bu işlerin yapılma ihtimalini büyük ölçüde arttırıyor.
Takvim oluşturmak için bazen bir defter bir kalem yeterli olabilir. Ya da dijital olarak listenizi kayıt altına alabilirsiniz. Kafanızda bekleyen düşünceleri, dünden bugüne sarkan işleri, yarın ki planlarınızı buraya kayıt edebilir ve gün içerisinde sürekli onları düşünmekten kendinizi kurtarabilirsiniz. Bu şekilde unutma ve erteleme sorunlarınızı da ortadan kaldırarak daha dingin bir gün yaşamak için kendinize iyilik yapabilirsiniz.
Özellikle çiftlerin ikisinin de çalıştığı ve çocukların da olduğu ailelerde çift olmayı başarabilmek, eşlerin birbirlerine zaman ayırabilmeleri de zorlaşıyor. Çift olarak birbirlerine zaman ayırabilmeleri için sizin önerileriniz neler?
Dinlemek… Önceliğimiz dinlemek çünkü dinlerseniz anlarsınız, anlarsanız doğru şekilde anlaşırsınız. Eşler mesai saatleri bitiminde evlerine geldiklerinde karşılıklı oturup geçirilen gün hakkında birbirleri ile sohbet etmeye özen göstermeliler. Bu kısa bir süre bile olsa eşlerin kendilerini güçlü ve mutlu hissetmeleri için önemlidir.
Bunun dışında çalışan anne ve babalar eğer ev işlerini de müşterek şekilde yapabilirlerse hem daha kısa sürede işleri yoluna koyabilecekler hem de birlikte vakit geçirebileceklerdir.
Paylaşarak, dinleyerek ve birlikte anlamlı faaliyetlere katılarak yaşanan nitelikli beraberlik, birbirimize değer verdiğimizi ve birbirimizden hoşlandığımızı anlatır. Ev dışında birlikte vakit geçirmek eşlerin birbirlerine zaman ayırdıkları anlamına gelir ve ilişkiyi canlandırır. Farklı ve hoş mekanlardaki vakit geçirmek pozitif duygularınızı ve eşinizle olan pozitif paylaşımlarınızı arttırır.
Sizden aşağıdaki konularda da madde madde olabilecek metinler rica ediyoruz…
Etkili zaman yönetimi için 10 yol…
Zaman yönetimini çocuklara öğretmeniz için 10 öneri …
Zaman yönetmenin avantajları…