CaddeZerrin gizli vasiyeti yerine getirdi

Zerrin gizli vasiyeti yerine getirdi

11.01.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:

Zerrin gizli vasiyeti yerine getirdi

Zerrin gizli vasiyeti yerine getirdi



Zerrin gizli vasiyeti yerine getirdi
Efendim, hepimizin başı sağolsun. Yeri doldurulamaz kayıplar verdik. Diyarbakır’da meydana gelen uçak kazasında can veren Behzat Külür’ü çok eskiden, Uludağ’dan kayak yaptığım yıllardan tanırdım. O nedenle başta Behzat olmak üzere tüm yitirdiklerimiz için çok üzgünüm. Ölenlere Allah’tan rahmet, yakınlarına sabır diliyorum. İkinci acıyı da rahmetli Haluk Aktar’ın vefatını duyduğum an yaşadım. Milliyet Gazetesi’nin eski Magazin Müdürü Aktar’ı çok genç yaşta kaybettik. Aktar Ailesi’ne de sabır diliyorum. Efendim, herkesin bir görevi var. Benimki de yaşamdan kesitler taşıyan bu sayfayı sizlere sunmak. O nedenle bunca acıya rağmen yazılarıma devam ettiğim için beni kınamayın lütfen. Evet, fırsat buldukça, genelde hafta sonlarında Nişantaşı, Beyoğlu turlarına çıkıyorum. Nişantaşı’nda en sık uğradığım yerlerin başında da sevgili Ergin Tanca’nın ayakkabı mağazası geliyor. Diğer adreslerim de Canan Yaka’nın sanat, sosyete ve ünlülerin uğrak yeri haline gelen, rahmetli annesinin adını taşıyan Mualla Butik’i ve sevgili Süleyman Düvenci’nin Next Cafe’si. Buralara gidince dostlarımla sohbet ederek haftanın yorgunluğunu atıyorum. Bayram tatilinde Süleyman Düvenci ciddi bir trafik kazası geçirmişti. Nihayet ayağa kalktı. Ben gittiğimde mağazada güzel kızı Zeynep Düvenci vardı. Süleyman yavaş yavaş işleri kızına bırakıyor. E gezmek, tozmak onun da hakkı artık. Next Cafe’de oturdum biraz. Oranın mönüsüne bayılıyorum. Fiyatları da pek ehven. Herkesin kesesine ve damak zevkine göre düzenlenmiş mönü. Dekorasyon ise baştan aşağıya yenilenmiş. Üst kata özenle seçilmiş oturma grupları konmuş. Duvarlardaki dikkat çeken aksesuvarlar ve dinamik personel size sıcak bir ortam sağlıyor. Zeynep o gün mönülerinin iki ayda bir değiştiğini söyledi. Her gün de ‘günün yemeği’ adı altında ev yemekleri çıkarıyorlar. Bayanlara özel diyet çeşitleri, haftanın belli günlerinde yapılan mantı, köfte ve börek günlerini kaçırmayın. Sabah saat 10.00’dan sonra da ev yapımı yiyecekler çıkıyor piyasaya. El yakacak kadar sıcak sunulan poğaçaların, baget sandöviçlerin tadını biliyorum. Unutamadım. Bu sezon Next’e plazma televizyonlar koydurtmuş Süleyman. Böylece konuklar maçları, vizyon filmlerini, dünyadaki ünlü starların konserlerini izleme olanağını buluyorlar. Ayrıca iş yerlerine ve evlere paket servisi de var. Next’e uğrayın. Telefon numarası (0212) 247 80 43. Nişantaşı sonrası Beyoğlu’ndaki Atlas Pasajı’nda bir işim vardı. Tur atarken baktım, gençliğimin geçtiği Beyoğlu’nun tarihi mekanlarından biri olan Papirüs yeniden açılmış. El değiştirmiş. ‘Papirüs Cave’ olarak hizmete giren yeni mekanın ortaklarından biri meşhur Baron Şarapları’nın sahibi Bülent Ofluoğlu. Dekorasyon çok şık olmuş. Mimar Mehmet Günsur’un eseri. Papirüs Cave pazar hariç her gün saat 12.00-02.00 arası hizmet veriyor. İçerde tertemiz bir gençlik var. Eski Beyoğlu’nu yaşatan bir zümre; kimi kitap okuyor, kimi dergi ve gazete karıştırıyor. Buranın sıcak çikolatasını bizim ‘Söz Halkın’ köşesini hazırlayan sevgili Esin Şahinbozkır çok methetmişti. Aklıma geldi, spastik kolon korkumdan birkaç yudum alıp bıraktım ama lezzetine doyamadım. Saat 18.30’dan itibaren DJ kabininden son yılların en popüler şarkılarını dinleyerek içkinizi yudumlayabilirsiniz. Hafta sonları ise canlı müzik var. Mutfak herkesin damak tadına uygun olarak düzenlenmiş. Hardal soslu bonfile, şefin spesyal köftesi, Uzakdoğu usulü piliç, bir de bunların üzerine hazmetmeniz için kahve ve her çeşit konyak sizi bekliyor. Telefon numarası (0212) 244 57 35.

İzzet’e "Bu kadar çok çalışma. Nasıl olsa doğru, dürüst para kazanmıyorsun. Zaten arkanda aslan gibi annen Gürnar Çapa Uğurlu var. Yakında, Allah göstermesin tımarhanelik olacaksın" diyorum ama dinletemiyorum. İstanbul’da trend olan iki yer açtı. Maşallah ikisi de tıklım tıklım. Şimdi de sosyetenin altın kadını olan ve Levent Kırca TV’de pazar günleri başarılı sohbet programlarıyla gündem oluşturan sevgili Sema Çelebi ile ortaklık kuruyor. İzzet, geçen yıl Sema’nın Türkbükü’nde açtığı S Point’i devren kiralıyor. Çok farklı bir yer olacak. Kendini bu işe öyle kaptırmış ki haftabaşında sessiz, sedasız Bodrum’a gitti bile. Neyse, yemeklerini ve kahvaltısını tatmak için Salopet’e bir kez gitmiştim. Buranın aşçıbaşısı minik dev adam Mehmet Zeybek harikalar yaratıyor. Seba Recidance’daki sevgili komşularım; Göksel Arsoy’un güzel kızı Aşkım Sağıroğlu, ünlü tekstilci Melih Menase’nin sohbetine doyulmayan karısı Linda, saç doktorum Veysel Şenel ve artık bir iş kadını olan, kardeşim kadar sevdiğim karısı Aynur ile bir akşamüstü tuttuk Salopet’in yolunu. E, onlara Salopet’in duvarlarında ve mönüsünde olan fotoğraflarımı da göstereceğim ya, gerile gerile girdim içeri. Ama kapıda beni karşılayan başarılı işletmeci sevgili Tolga Sezgin’in eli ayağına karıştı. Çünkü Şenay Abla’sını oturtacak tek bir sandalyesi bile yoktu. İnanmayacaksınız, tam 45 dakika barda bekledik. Maşallah üç kat da doluydu. Gördüğüm ünlü isimleri sayayım; Ünlü mimar Mustafa Toner ve eşi Dilek, aşkları dolu dizgin devam eden Güliz Onursal ile ünlü rallici Metin Kap, Hande Demir ve Venge Kebap’ın ortağı olan sevgilisi İzzet Antebi, sosyetenin yakışıklı playboyu Can Akçay, Tarkan Sualp, Hande Ataizi, genç modacı Cengiz Abazoğlu, Deniz Akkaya, Kanal D’nin başarılı Genel Müdürü Murat Saygı, Türkiye’de ilk mix ve marjinal gece kulüplerinin yaratıcısı Ceylan Çaplı, Ayşegül Cinisli, Beşiktaş’ın ‘İmparator’ lakaplı idari menajeri Sinan Engin ve başarılı futbolcu Sergen, Pınar Altuğ ve kocası Umut Elçioğlu, Derya Umut, Nefise Karatay-Murat Varol çifti... Ne yediğimize gelince; ben ıhlamur ile idare ettim. Ama İzzet masayı hemen donattırdı. Salopet bonfile, çıtır parmak tavuk, şampiyon kokoreç, zeytinli penne, tatlılardan da limonlu parfe ve cevizli kek. Herkes çok beğendi ve Aşkım ile Linda hemen ertesi gün için 5’er kişilik rezervasyon yaptırdı. Telefon numarası (0212) 257 10 53.

Oba’ya geçmeden önce sizlere son günlerin popüler bir DJ’inden söz etmek istiyorum. Adı Umut Akalın. 25 yaşında ve Doğu Akdeniz Üniversitesi Elektrik ve Elektronik mezunu, Yurt içi ve dışında nerede büyük parti varsa Umut orada. Yaptığı müzik ile dinleyenleri kendinden geçiriyor. Özellikle Kıbrıs’da uzun yıllar çalan Umut, Uludağ’da düzenlenen Groove FX party, CN First Year Party ve son olarak da Parkorman, CN DJ Rooster Party’de çaldı. O nedenle bu çocuğa dikkat, diyorum. Gelelim Oba’ya. Evet, herkesin merak ettiği, fahiş fiyatlar alınıyor diye gitmediği Oba tam tersine ailelerin göz bebeği olma yolunda. Zaten eğitimini Londra’da yapan, yıllarını bu işe veren ortak Cihan Oskay, Oba için önce prestijin geldiğini söyledi. Megastar Tarkan’ın ağabeyi Hakan Tevetoğlu’nun da ortak olduğu mekanda 65 kişilik bir ekip çalışıyor. İşletme müdürü Ender Erkan. Salon şefleri tanıdığımız yüzler; Hakkı Işıktaş, Ahmet Ünal. Mutfak şefi Recep Dönmez, yardımcısı ise Sezai Yılmaz. Hafta arası kulüp-bar olarak hizmet veriyor. Hafta içi kişi başı 50 milyon, limitsiz yerli içki dahil. Hafta sonları Zerrin Özer’li program dahil, limitsiz yerli içki 100 milyon lira, bar ise 50 milyon. Oba’ya sırdaşım İsmail Akkaya ile gittim. Türkiye’nin en büyük seslerinden biri olarak gördüğüm Zerrin Özer’i izlemek ve sizlere Oba’yı tanıtmak istedim. Bir kere kapıdan girdiğimde ilk tepkim "Oba ne hale gelmiş!" demek oldu. Gerçekten de öyle. Her taraf kıpkırmızı. Masaların üzerinde kırmızı örtüler, kırmızı peçeteler, bordo ve krem rengi rahat koltuklar, kırmızı aplikler insanın içini ısıtıyor. Cihan Oskay bu dekorasyonu, eski Parisien takıntısından yola çıkarak gerçekleştirmiş. Muhteşem bir müzik, ses ve ışık düzeni kurulmuş. Tavanı hayranlıkla izliyorsunuz. Hele masanız cam kenarında ise Boğaz’ın o doyulmaz güzelliğine Zerrin’in muhteşem sesi eşlik ediyor ve siz içkinin farkına bile varmıyorsunuz. Tıpkı sırdaşım İsmail Akkaya gibi. Yanımda Tarkan’ın ağabeyi Hakan, Cihan Oskay ve Tarkan’ın mali müşaviri Kenan Kır vardı. Ben bugüne kadar böyle güzel bir sahne görmedim. Kolonlar, çatı konstrüksiyonu desteklenerek kaldırılmış. Böylece 500 metrekarelik kesintisiz bir mekan elde edilmiş. Bu yüzden sahne her yerden rahatça görülüyor. Bu iş için genç, pırıl pırıl iki mimar; TE Mimarlık’tan Türker Doğancıl ve Eda Tahmaz ile Cihan iki ay uğraşmışlar. Otopark, tuvalet ve vestiyer ücretsiz, içinizden geliyorsa bahşiş veriyorsunuz. Mönü zengin. Başlangıçlarda fesleğen soslu mozzarella, enginar katları eşliğinde avokado, somon rulo... Ara sıcaklarda soğan çorbası, tavuklu fettuccini, risotto porcini, melek saçlı karides, salatalar... Ana yemeklerde Oba kebap, tornado rossini, kuzu karski, fırında ördek, şinitzel Portekiz, şampanya soslu levrek... Tatlılardan creme brüle, çikolatalı sufle, pannacotta... Yani yok, yok. Şarap mönüsü de müthiş. Önünüze bir dünya listesi getiriyorlar. Arzu eden barda içkisini yudumlarken içinde puf böreği, filipe köfte, soya soslu piliç, yaprak ciğer olan bar tabağıyla da doyabiliyor. Ama biz o gece yemeğe değil, Zerrin’e doyamadık. Zaten ben ve İsmail onun fanatik hayranlarıyız. Zerrin sağlığına kavuşmuş. Reiki yapıyor, sertifikasını bile almış. Berlin’e yerleşmiş. Daha sonra masaya ablası Tülay, hepimizin yakın dostu sevgili Nermin Ceri de geldiler. Hakan Tevetoğlu, Zerrin’i hayranlıkla izledi. Salonda çıt yoktu.

Nevin Seymen’in diktiği siyah kostümle sahneye çıkan Zerrin’in saç modeli Şenol Demirtaş’ın. Makyajını kendisi yapmış. Ayakkabıları Papucci’den, özel. ‘Ölürüm Ben Sana’ adlı albümünden ‘Anılarla Gel’ adlı şarkıyla başladı programına Zero. ‘Gönül’, ‘Eleni’, ‘Angora’, ‘Ben Böyleyim’, ‘Dünya Tatlısı’, ‘Kıyamam’ gibi kendi şarkılarından bir demet sundu. Sonra da alaturkaya geçti. Enfes sesiyle ‘Senede Bir Gün’, ‘Gurbet’, ‘Leylim Ley’, ‘Şimdi Uzaklardasın’... Ardından yine yeni albümüne geçti; ‘Kader’, ‘Hakkını Helal Et’ ve daha neler, neler... Ara vermeden 3 saat sahnede kaldı. Müthiş bir performans sergiledi. Hatta İsmail "Vokal Zerrin Özer, sanatçı Zerrin Özer ve olay olay" dedi. Gerçekten de vokalleri yoktu, Zerrin tek başına bütün salona hakim oldu. Ama bu başarısında şüphesiz Ergun Sesligil, Raci Pişmişoğlu, Bülent Taşören, Kadir, ünlü kemençe ustası Ahmet, Erdinç Şenel ve Cihat’dan oluşan tabanca gibi orkestrasının da payı büyüktü. Programın sonuna doğru Tarkan çıkagelmez mi? İkisi birlikte üç şarkı okudular, salon yıkıldı. Oba’ya gidenler böyle sürprizlere hazır olmalılar. Program sonrası Zero ile sohbet ettik. Hepimizin dünya tatlısı arkadaşı, sevgili Anuş Bakış’ımızı andık. Tesadüf, Anuş’un ölümünün 4. sene-i devriyesiydi. Zerrin yeni albümü ‘Ölürüm Ben Sana’nın sırrını açıkladı. Anuş ölümünden önce Nermin’e "En büyük arzum bir plak şirketi kurup Zerrin’e prodüksiyon yapmak" demiş. Yıllardır bu vasiyeti saklayan Nermin, Zerrin’e anlatmış. Bunun üzerine Zerrin kendi plak şirketini kurup adını da ‘Anuş Plak’ koymuş. Hepimizin gözleri doldu. Zaten albümün kapağında Anuş’un bir resmi ve ‘İyi Oldu Gelmediğin’ adlı bir şiiri de yer alıyor. Zerrin, Anuş için "Yalancı dostlukların karşısında senin hatıralarınla dimdik ayaktayım" diye yazmış. Tüm şarkılar birbirinden güzel. Zerrin hangisine klip çekeceğini şaşırmış. Hele bir ‘Anılarla Gel’ var ki; "Yıllar seni yıpratsa da/Küstürse de sustursa da/Yapayalnız bıraksa da/ Topla ne kaldıysa senden/Acılarla gel bana/Ne olursan o gel". Zaten dikkatimi çekti; Zerrin sahnedeyken, kasetindeki şarkılar yeni olmasına rağmen çoğunluk eşlik etti. Finalde salon Zerrin’i ayakta alkışladı. Bardaklar, çanaklar, çatallar vuruldu tekrar çıkması için. Kısacası bir büyük Oba’da, bir büyük ses bizleri mest etti. Evet efendim, bugünlük de bu kadar, kalın sağlıcakla. En güzel günler sizin, artanlar benim olsun.

Yazara e-mail: