Yeliz Aras Çelikel

Yeliz Aras Çelikel

yeliz.aras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Yunus Günçe’yi birçoğumuz dizilerden ve sunuculuktan tanıyoruz oysa onun ‘ünlü’ olma hikâyesinin önsözü bir radyoda başlıyor... Yıllar önce Numberone TV’de VJ’lik yaparken radyonun da havasını soluyor ve başlıyor programlara... İlk önce Geveze’nin yanında soluğu alıyor, ardından edindiği tecrübelerle başka radyo istasyonlarında... Ama o ara oyuncu kimliğini giymeye başlıyor ve uzun zaman radyodan uzak kalıyor, ta ki Alem FM’de “Kafamda Böcekler Var” (KBV) programına başlayana kadar... Ve rafa kaldırdığı radyo aşkı yeniden yokluyor onu... “Ömrümün sonuna kadar radyo” dedirtecek kadar, hatta diğer mesleklere bulaşsa da mesleğini sorduğumda “Radyocuyum” diyecek kadar... Günçe’yle Cihangir’de görüştük ve kendisini antika dükkânında fotoğrafladık. “Ben fikri olan ve onu paylaşan bir insanım” diyen Günçe, Alem FM’deki programı için, “Paylaşmak amacımız, güldürmek değil, biz komikçilik yapmıyoruz, kimseye kendimizi beğendirme amacında değiliz, gülme efekti kullanmıyoruz, kendimiz gülüyoruz” diyor ve birçok radyocunun da güldürme uğruna kendilerini komik duruma düşürdüğünü söylüyor. “Programda her şeyi konuşuyoruz, NBA, dövme, felsefe, din, siyaset gibi bu yüzden klasik programlardan biraz sıyrılıyor” diyen Günçe’ye programda lise arkadaşı Turgay ve “Bana masum zamanlarımı, hayallerimi, çocukluğumu hatırlatıyor” dediği robotu da eşlik ediyor. Programını öğreti olarak niteleyen Günçe’yi pazartesi, salı ve cuma 20.30 - 22.30 arası pazar ise 22.00’da Alem FM’den dinleyebilirsiniz...

Haberin Devamı

YUNUS GÜNÇE: ‘Radyocuların çoğu çirkin’

Yunus Günçe’ye programda sürekli ‘Kel’ diye bahsettiği lise arkadaşı Turgay da eşlik ediyor, ama kendisi radyonun gizemli yıllarındaki gibi yüzünü göstermiyor, objektiflere
yan dönüyor!

YUNUS GÜNÇE: ‘Radyocuların çoğu çirkin’

Oyunculuk, sunuculuk, radyoculuk... İlk önce hangisiyle tanıştınız?
Numberone ailesinde başladım, VJ’lik yaptım. Hedefim kendimi anlatacabileceğim bir platfomda olmaktı. Şimdi özellikle radyo, televizyon sahne üçgeninde bir yol bulmaya çalışıyorum. Türkiye’de yetenekli insanı bulmak, onun üzerine bir proje inşa etmek yok, bunu popüler insanlarla yapıyorlar. Aynılıktan kimse sıkılmıyor, sektöre giren kalıyor. Böyle bir cümbüş var, bu cümbüşe bakıldığında aynı tipler, aynı giyinenler... Bu aynılık içinde başka bir adam, başka bir şey yaptığında hemen aykırı, antipatik, ezber bozan oluyor.

Siz de bu anlamda ezber bozan gibisiniz...
Sabahları ezber bozacağım diye kalkmıyorum ama ilkokuldan beri kendi çapımda ünlüydüm, biraz daha ünlendikten sonra hayatımda bir şey değişmedi. Hâlâ delirmemiş olmam da buna bağlı, ben zaten hazırdım şuanda yaşadığım şeylere...

VJ’likten radyoya geçişiniz de kalmıştık...
VJ oldum, şimdiki gibi değildi zordu, ipini koparan televizyona çıkmıyordu... O zaman televizyona giderken radyoya da gidiyordum. Geveze beni yanına aldı, sonra ani bir kararla askere gitmeye karar verdi “Hadi sen yap” dedi. Çok zor bir şey o yıllar Geveze’nin yerinde program yapmak. 3. günden sonra “Radyoyu sabote ediyorum, bu radyo dinlenmez” dedim ve yayını bıraktım.
Uzun bir süre gece DJ’liği yaptım ve sadece CD takıp çıkarttım, konuşmadım! Sonra oyuncu oldum, çok oyuncu kaldım ve insanlar beni oyuncu bildiler. Birkaç dizi yaptım.Oyunculukla ilgili arayıp soruyorlar ama şu an düşünmüyorum, herhangi bir dizi cazip gelmiyor, benim gayem anlatmak üzerine...

Özlemişsiniz o halde radyoda konuşmayı...
Alem FM’de programa katıldım, radyoyu ne kadar çok sevdiğimi ve özlediğimi hissettim, çok ara vermiştim, radyoya bir alışkanlığım vardı. Ömrümün sonuna kadar radyo programı yapsam olur. Programımız çok dinlenen bir saatte dinleyicilere “Yapacak daha iyi bir işin yoksa bizi dinle” diyoruz. “Önce bizi dinle” demiyoruz, bize bu kadar anlam yüklemelerine gerek yok.

Ama radyo dinleyicisi sahiplenir, anlam yükler...
Evet, çok acayip fanatik ve sadık oluyor radyo dinleyicisi, çok sevdiği zaman gerçekten çok seviyor, ben de bu bağlamda radyoyu çok seviyorum.

Twitter’da oldukça aktifsiniz, o da radyo gibi kendinizi anlatma aracı mı?
Ben twitter’da TV programında ve sahnede yaptığımı yapıyorum. İnsanlar beni farklı takip ediyor, ciddiye alıyor. Erol Köse’yi ya da Hilal Cebeci’yi takip ettiği gibi etmiyor. Bana çok iyi geldi, belki şu anda yurtdışında yaşıyordum, kapıda tuttular! Twitter’la kendi ülkeme bağlandım.

Neden? Siz de mi ülkeyi terkedenler kervanına ekleniyordunuz?
Ülkedeki vizyon boşluğu beni çok yavaşlatıyor. Anlattıklarımı çalıp TV’de format haline getirmeleri canımı sıkıyor. Çok yoruldum bazı şeylerden, beni oyuncu yaptılar, ben kendimi öyle görmedim ki! Oyunculukta başkasının laflarını söylüyorsun ama ben radyoda kendi laflarımı söylüyorum. Benim o kadar çok söyleyecek lafım var ki! Ben bilmez miydim jön olmayı, tavrımı değiştirip öyle davranmayı. Yakışıklı olmak sıkıcıdır, onlar konuşmazlar risk almazlar, çünkü konuşmak risk almaktır, ben konuşarak risk alıyorum. Fikri olan biriyim, entelektüel bir hayat sürmeye çalışıyorum.

Mesleğiniz sorulduğunda cevabınız ne oluyor?
Ben radyocuyum, bunu insanlar bilsin. Her yerde de bunu söyleyeceğim.

Bazı radyocularda tam tersi oluyor, önce radyo, sonra televizyon ya da dizi...
Herkesin tercihi ama genelde çirkin oldukları için dizilerde oynayamazlar, birçok radyocu çirkin! Genelde şişmandır ve kendine bakmaz, ben bu fikre karşı biri olarak program yapıyorum! Mikrofonun arkasında spor yapan, kendisiyle barışık, özgüveni yüksek biri var. Bu durumun dinleyicilere olan saygımla da ilgisi var. Böyle birini dinleme hakları var. Bir radyocu bu konuştuk-larımla ilgili bir alınganlık gösterirse zaten yapmasın bu işi. Bu tahammülsüzlüğe de anlam veremiyorum.

Mesela o çirkin dediğiniz radyocular size ‘Böyle bir program mı olur, böyle mi konuşulur?’ deseler...
Desinler, bu bir argüman, oturur konuşuruz, programlar ölçülebilecek bir şey değil ki! Her programda programcının parmak izim olmalı... Biz bağırıp çağırmıyoruz ve radyoda dünyayı kurtarmıyoruz, standartımız şu, biz bu yayını dinler miydik, evet dinlerdik. Şener Şen ,Kemal Sunal sesleri mi koyalım artık, 20 sene önceydi o ve bitti! Mutlu oluyorsa yapan yapsın, ama benim standartım değil. Radyoda bazı şeyler çok demode oldu.

Peki siz kimleri dinliyorsunuz?
Cenk- Erdem, Ayça Şen, Geveze, Kaybedenler Kulubü, Bay J’yi taktir ederim ama dinlemem.