Bu hafta sayfamız üniversitenin kampusu tadında... Konuğumuz Anadolu Üniversitesi’nin radyosu, birçok radyoya ‘ünlü’ yetiştiren ve Eskişehir’in en çok dinlenen radyolarından biri olan Radyo A... 1998’de dönem rektörleri Prof. Dr. Engin Ataç ve rektör yardımcısı Prof. Dr. Haluk Gürgen tarafından bir üniversite radyosu olarak kurulan Radyo A, 12 yıldır da dönem rektörleri Prof. Dr. Fevzi Sürmeli ve Prof. Dr. Davut Aydın’ın desteğiyle yayınlarını sürdürüyor. Radyo A’da eğitime hak kazanan öğrenciler iki aşamalı süreçten geçiyor. Öğrenciler eğitim boyunca, yayın kuralları, anons kuralları, radyo için işitsel metin yazma-görsel metni işitsel metne çevirme çalışmaları, diksiyon, fonetik ve artikülasyon çalışmaları, yayın teknik becerilerini kazandırma, haber spikerliği ve prodüksiyon gibi eğitimleri alıyor. Çalışmaların ardından bu eğitimi başarıyla tamamlayan öğrenciler artık eğitimli bir radyocu olarak dinleyicilerine sesleniyor. Türkiye’deki en iyi radyo stüdyolarından birine sahip olan Radyo A, Türkçe ve yabancı hit müzik yayınlarının yanı sıra bilgi programları, söyleşiler, ağırlıklı üniversite haberlerinin yer aldığı haber programlarıyla birlikte 16 saati canlı, 24 saat yayın yapıyor. İletişim Bilimleri Fakültesi’nde hem öğretim üyesi hem de Radyo A’da 11 yıldır Genel Yayın Yönetmeni olarak görev yapan Yard. Doç. Dr. Özlem Ataman’dan Radyo A hakkında bilgiler aldık. Radyo A’yı Eskişehir 101.7 frekansından ve www.radyoa.anadolu.edu.tr adresinden dinleyebilirsiniz...
ANADOLU ÜNİVERSİTESİ RADYOSU RADYO A’NIN GENEL YAYIN YÖNETMENİ YARD. DOÇ. DR. ÖZLEM ATAMAN, “ÜNİVERSİTE RADYOLARI LABORATUVARDIR” DEDİ
Radyo A’da öğrencilere nasıl bir eğitim veriliyor?
Öğrencilerimiz iki aşamalı bir süreçten geçiyor. İlk aşama mülakat aşaması ve bu mülakatı başarı ile geçenler ikinci aşamada da bir eğitim alıyor. Bu eğitim süreci yayın kuralları, anons kuralları, radyo için işitsel metin yazma-görsel metni işitsel metne çevirme çalışmaları, diksiyon, fonetik ve artikülasyon çalışmaları, yayın teknik becerilerini kazandırma, haber spikerliği ve prodüksiyon çalışmalarından oluşuyor. Bir öğretim dönemi boyunca bu zorlu süreci de başarıyla tamamlayan öğrencilerimiz artık eğitimli bir radyocu olarak yayınlarına başlıyor.
Sizce üniversite radyolarının avantajları ve dezavantajları nelerdir?
Üniversite radyolarının kampüs iklimini yansıttığını düşünüyorum. Bir radyo dinleyicisi de öncelikli olarak kendini ilgilendiren, kendine hitap eden bir radyo istasyonunu dinlemek ister. Birincil hedef kitlesi öğrenciler olan radyomuzun bu anlamda hem kampüste olan biteni öğrencilerine aktarıyor hem de bu kitlenin dışında kalanlara kampüs iklimini yaşatıyor. Bir diğer açıdan da üniversite radyolarının bir laboratuvar olarak görülmesi gerekiyor. Özellikle radyoculuğun bir “birikim işi” olduğuna inanıyorum. Üniversite radyolarında çalışan öğrenciler hayatlarının ileriki dönemlerinde radyoculuk mesleğini yapsın ya da yapmasın pek çok tecrübeyi, bilgiyi, konuşma ve anlatabilme, diğerlerine aktarabilme yeteneğini kazanıyor. Bu birikim radyoculuk mesleğini seçtiğinde ise, eğitim almamış pek çok radyocunun yer aldığı bir dünyada daha ileride koşmasını sağlıyor. Dezavantajları açısından değerlendirebileceğimiz en önemli noktalardan biri ise, üniversite radyolarının yayın alanının sınırlı olması ve büyük kitlelere alternatif müzik ve program anlayışını ulaştıramaması.
Radyolar arasında şov programlarıyla dikkat çekmek istenir... Sizin radyoda şov programlarınız ya da buna hevesli programcılar var mı ?
Şov tarzında programlar yapabilmek herkesin başarabileceği türden bir radyoculuk değil. Bu nedenle hem bu beceriye sahip hem de bunu bir radyo programına dönüştürebilecek yetenekli öğrencilerin olması her daim karşılaşılabilecek bir durumu oluşturmuyor. Belli dönemler içinde bu tür program yapan öğrencilerimiz oldu ve şu an ulusal radyolarda bu tarz programlarını sürdürüyor. Bu dönem eğitim süreci içinde yer alan öğrencilerimiz arasında da şov programı yapmaya yetenekli öğrencilerimiz mevcut.
Radyo A’da eğitimini tamamlamış, İstanbul merkezli ulusal ve yerel radyolarda program yapan şimdilerde ünlü radyocular kimler?
Çoğu öğrencim ulusal radyolarda çalışıyor. Power Grup’ta Aykut Balcı, Fatih Uslu, Onur Kaymak, Virgin Radio’da Cem Özkan, Pal FM’de Onur Yar, Esin Görür, M. Fatih Doğan, Show Radyo’da Ezgi Çetinkaya, Burcu Mızrak ve Erman Arıcasoy, Radyo Eksen’de Güven Yıldız, TRT FM ve TRT Radyo 3’de İlke Albayrak, Rock FM’de Mesut Süre, Karma Türk’te H. Hasan Erdoğan bu isimlerden sadece bazıları...
Üniversiteler şenlikleriyle ilgi çeker... Sizler dinleyicilerinize nasıl etkinliklerle ulaşıyorsunuz?
Öğretim yılı içinde çeşitli etkinliklerimiz oluyor. Bunların en önemlilerinden biri “Radyo A Söyleşileri” adı altında yapılıyor. Tüm dinleyicilerimize ve öncelikli hedef kitlemiz olan üniversite öğrencilerimizin yoğun olarak katıldığı bu etkinliklerde gerek radyo gerek müzik dünyasından çeşitli konuklarımız geliyor ve öğrencilerimizle söyleşiler gerçekleştiriyoruz. Ayrıca “Hoşgeldiniz” ve “Bahar Şenlikleri” olmak üzere açık hava partileri yapıyoruz.
Neler var?
Dinleyicilerin kulaklarına neler ulaşıyor?
Blues tarzındaki şarkıların yer aldığı 60 Dakika Blues, Karanlıkta Caz, 60’lar 70’ler ve 80’lerin hit şarkılarının yer aldığı Turuncu Plak, Pop Rock/Rock tarzındaki şarkıların yer aldığı Rock Merkez, İngilizce dışında farklı dünya dillerinden şarkıların yer aldığı Devr-i Alem, Türkçe pop şarkıların yer aldığı Türk Kahvesi, aynı zamanda hem Açık Radyo’da hem de Radyo A’da yayınlanan Soul Sendikası ve film müziklerinin yer aldığı Soundtrack özel müzik programlarımız. Ünlü isimlerin (Atatürk, Mevlana, Picasso, Madam Curie, Barış Manço, Adile Naşit vb.) ilginç hayatların tanıtıldığı program Aykırı Profil, sinema programı Sekans, kitap dünyasının yer aldığı Parantez, tiyatro programı Sahne Tozu, üniversitemize ve şehrimize gelen farklı alanlardan kişilerin katıldığı Misafir Odası ve Tam Onikiden.