Yeni ve iddialı haber radyolarından biri RS FM... Ödül alan programları, başarılı programcıları tarafsız ve objektif haberciliğiyle haber radyoculuğuna yeni bir soluk getirmeyi hedefliyor. Türkiye’nin birçok noktasında yayında olan RS FM, bir seneden beri ‘Rusya’nın Sesi Radyosu’ için programlar hazırlıyor. Rusya’nın Sesi Radyosu 1929 yılında Moskova’da kuruldu. 2. Dünya savaşının ardından ‘Moskova’nın Sesi’ oldu, Sovyetler Birliği dağılınca da adı ‘Rusya’nın Sesi’ olarak değişti. Bugünlerde 40 civarında dilde yayını var, hem Rusya içinde, hem dışında.... RS FM de bir anlamda Rusya’nın Sesi’nin Türkiye stüdyosu gibi... Haber formatıyla radyolar arasında dikkat çeken RS FM, deneyimli gazeteciler ve alanında uzman kişilerle renkli programlar hazırlıyor, radyonun başında tecrübeli radyocu Barbaros Devecioğlu yer alıyor. Radyonun Genel Müdürü Andrey İsaev RS FM ile ilgili sorularımızı yanıtladı ve kendisinden radyonun içeriği hakkında bilgiler aldık. Rusya hakkında dünyada bilgi kıtlığının söz konusu olduğunu söyleyen İsaev, “Ne yazık ki önyargılı şablonlar hâkim. Bugün radyonun amacı, o şablonları kırmaktır. Bu amaçla son bir sene içinde Rusya’nın Sesi’nin ABD, İngiltere, Türkiye, Brezilya ve Ukrayna’da yeni stüdyoları açıldı. Biz de RS FM olarak bir seneden beri ‘Rusya’nın Sesi’ için program hazırlıyor ve yayınlıyoruz” dedi. 24 saat boyunca farklı programlarla dinleyicilerine ulaşan radyoda günlük ve haftalık Rusya bültenleri yayınlanıyor, kitap, spor, sağlıklı yaşam konulu özel programlar yer alıyor. Radyoda ayrıca Türk popüler müziğinin unutulmaz isimleri de canlı yayında ağırlanıyor. RS FM’i İstanbul 106.4 ve www.rsfm.com.tr internet adresinden de dinleyebilirsiniz...
Andrey İsaev, “Her şeyden önce biz bir haber radyosuyuz. Haber radyosu deyince insanın aklına gelen neyse o olmaya çalışıyoruz” dedi.
Türkiye’de birçok radyo grubu bünyesindeki radyolara haber temalı radyoları da dahil etti, fakat yayın hayatları ya kısa sürdü ya da radyolar başarılı olamadı, sizin bu konudaki iddianız nedir?
Her normal insan yaratıcı ve başarılı olmak ister. Yaratıcılık alanı ne kadar geniş olursa o kadar verimli çalışır, işi o kadar meyve verir ve dinleyicinin ilgisini çeker. RTÜK’ün ve genel mantık anlayışının koyduğu sınırlarını aşmamak şartıyla tabii. Bir de her işte olduğu gibi radyoda da başarı ancak ekip çalışması neticesinde elde edilir. Biz ancak yolun başındayız.
Dinleyicilerinize ne tarz bir yayın hazırlıyorsunuz?
Her şeyden önce biz bir haber radyosuyuz. Haber radyosu deyince insanın aklına gelen neyse o olmaya çalışıyoruz. Her saat başı ve buçuklarda haber bülteni var, ayrıca çok sayıda periyodik program da yine radyomuzda yayınlanıyor. Hem de 24 saat boyunca. Bu büyük işin başında tecrübeli radyocu Barbaros Devecioğlu var.
Kalabalık bir ekibiniz var...
RS FM’de çalışan kadrolu personel sayısı 30 civarında. Üstelik dışarıdan ama bizimle sürekli çalışan uzman gazeteciler, programcılar var. Angaje olmayan bir ekip kurmayı başardık ve bununla gurur duyuyoruz. Türkiye, dünya, Rusya gündeminde ne varsa haberin kaynağına inerek tarafsız habercilik yapmaya çalışıyoruz. Bir şey daha. Deneyimli gazetecilerle yan yana genç ve enerji dolu arkadaşlar çalışıyor. Birikimle enerjinin kaynaşması sözkonusu. Bu da bir avantajımızdır.
Özel programlarınız da var... Kimler hangi programlarla dinleyicilerin karşısına çıkıyor?
Monoton olmaktan hiç hoşlanmayan Murat Cengizer ile Vecdi Tamer farklı ve esprili bir şekilde ‘Konuşan gazete’ adı altında sabah programını yapmakta. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ödüllü Atilla Güner ile Cengiz Erdil’in hazırladığı “Akşam Postası” devam ediyor. Ali Topuz, dış politikayı kapsamlı bir şekilde ele alan Dünya Hali programını sunuyor. Faruk Eren’in, “Gazeteciler konuşuyor” programına tanınmış konuklar katılıyor. Günlük ve haftalık Rusya bültenlerimiz var. Kitap, spor, sağlıklı yaşam konulu programlar da.
Bu programları yapan Cem Dizdar, Aslı Dede, Deniz Gökçe (popüler bilim programı) Murat Beşer (modern jazz) ve yeni başlayan “Michael Kuyucu ile müziğin kilometre taşları” isimli programımız var Türk popüler müziğinin unutulmaz isimlerini canlı yayında ağırlıyoruz tam bir müzik ansiklopedisi ve bu programlar sayesinde dinleyici kitlemiz aydan aya artmaktadır. Yeni yayın döneminde programları çoğaltmayı düşünüyoruz.
Sözel ağırlığı olan bir radyo olarak müziklere de yer veriyorsunuz, mesela hangi şarkıları asla radyonuzdan duymayız?
Müzik politikamız çok basit. Kendisini klasik olarak ispatlamış Türk ve Batılı müzik çalıyoruz. Klasik derken illa de senfonik müziği kastetmiyorum. Rock’un, caz’ın, Türk Pop müziğinin klasikleri yok mu? Ayrıca parça parça çalmakla sınırlı kalmıyoruz. Dinleyicilere müzik konusunda biraz sistematik bilgi aktaran müzik programlarımız da var. Murat Beşer‘in hazırladığı “Dinar Bandosu”Michael Kuyucu’nun hazırladığı “Müziğin kilometre taşları” programları gibi. Akşam ve gece saatlerinde ise senfonik müzik yayınımız var.
Dinleyiciler radyonuzu nasıl buldu, tepkiler ne yönde? İsminden dolayı haber radyosu olacağını düşünmeyip ön yargıyla yaklaşanlar oldu mu?
Bize gelen yankıların yüzde 90’ı olumlu veya çok olumlu yönde. Ön yargılar da mevcut tabii. En başta dediğim gibi onları gidermek için çok çaba harcıyoruz. Her türlü eleştiri için dinleyicilerimize minnettarız.
İnternet siteniz de haber sitesi formatında... Dinleyiciler hem dinliyor, hem okuyor sitenizle ilgili nasıl bir çalışma yapıyorsunuz?
İnternet sitemizde canlı yayınımız 24 saat dinlenebilir. Bir de partnerimiz olan Rusya’nın Sesi’nin Türkçe sitesine link veriyoruz. Söz konusu sitenin altyapısı dünya çapında Rusya’nın Sesi tarafından kullanılan bir model.
Amerika, İngiltere ve diğer benzerleri gibi biz de aynı format ve aynı altyapıyı kullanıyoruz. Biz ortak altyapı üzerine kendi haberlerimizi ve programlarımızı koyuyoruz. Bu nedenle bizim sitemiz aslında ortak bir çalışmanın ürünü.
‘Televizyon fişinin radyo mikserine takılması üzücü’
Radyolardaki haberciliği nasıl buluyorsunuz, habercilikteki çıtayı daha da yükseltmek adına neler yapacaksınız?
Bazı radyoların televizyon fişini radyo mikserine takması tamamen üzüntü verici bir olay. Ne yazık ki bazen bu olaylara tanık oluyoruz. Dinleyiciler de bunun farkına varıyor ve bir anlamda kendilerini aldatılmış hissediyor. Şansımıza bizim televizyon yayınımız yok. Dolayısıyla tam anlamda radyo haberciliğini yapmaya devam edeceğiz.