Yazılı basından radyo dünyasına uzanan Bilgehan Aras, 94.5 Rock FM’de sunduğu “7. Cadde”yle 100 programı geride bıraktı. Etiler Lisesi sonrası “Nokta Dergisi” bünyesinde stajyer grafiker olarak iş hayatına atılan Aras, daha sonra Milliyet Dergi Grubu’nun “OtomotoSpor” Dergisi’nde Görsel Yönetmenlik kariyerine başladı. “Yakın Doğu Üniversitesi”nde Radyo TV -Sinema Bölümü’nde okuyan Aras’ın radyo dünyasıyla tanışması ise bir grup arkadaşıyla kurduğu okul radyosuyla başladı.
Önceleri ona uzak olduğunu düşündüğü bu büyülü dünya zamanla Aras’ı sardı ve 3 yıl boyunca “TopRock”, “Sportif” ve “Cinemania” adlı üç programın birden hazırlayıcısı ve sunucusu oldu. Ardından tekrar yazılı basındaki görevine dönen Aras’ın 2 yıldır aralıksız devam ettiği sinema programı “7. Cadde”, her pazar 22.00 ve 00.00’da Rock Fm’de...
Radyo dünyasıyla nasıl tanıştınız?
“Sahte Rakı” Blues Grubu’nun mızıkacısı olan Dinçer Tuğmaner vasıtasıyla Metehan Mert Çakır’la (Rock FM Genel Yayın Yönetmeni) tanıştım. Bana kendi markam olabilecek bir isim bulmamı ve hemen bir sinema programı yapmamı istedi. “7. Cadde” böyle doğmuş oldu. Çok büyük bir heyecan ve keyifle başladım. 2 yıldır da aynı keyif ve heyecanla programıma devam ediyorum.
Ne zamandır Rock FM’desiniz, nasıl bir program hazırlıyorsunuz?
Geçen hafta 100. programı geride bıraktım. Yani 2 yıldır aralıksız her hafta düzenli olarak programıma devam ediyorum. “7. Cadde” bir sinema ve soundtrack programı... Programım 2 saat olduğu için 4 bölüme ayırıyorum. İlk yarım saatte karma bir soundtrack liste oluyor. İkinci yarım saatinde o hafta vizyona girecek filmlerin kısa tanıtımları ve fragman sesleri oluyor.
Filmi yönetmeni, oyuncuları, yapım aşaması, konusu vs. ile ilgili kısa ve öz bilgiler... Sinemaya gidecekler için rehber olabilecek mini bir öneri bölümü de diyebiliriz. 3. ve 4. bölümleri o hafta seçtiğim iki soundtrack albüme ayırıyorum. Örneğin 2007 yapımı “Control” ve 1969 yapımı “Easy Rider” filmlerinin soundtrackleri gibi... Bu albümlerden seçtiğim parçaları çalarken, bir yandan da o filmler hakkında bilgiler vermeye çalışıyorum. Önümüzdeki haftalarda programıma yeni çıkan DVD’leri de eklemek niyetindeyim.
Programa nasıl hazırlanıyorsunuz?
Programıma hazırlanırken seçeceğim parçaların “Rock FM” konseptine uygun olup olmadığına bakarım. Seçerken dinleyici kitlesinin tarzını göze almak çok önemli. Zaten çocukluğumdan beri iyi bir rock dinleyicisi olduğum için, bu hiç de zor olmuyor. Bu kültüre ait olduğumu bilmek ve böyle özel bir radyoda yer almak benim için büyük şans... O hafta vizyona girecek filmleri de basın gösterimlerinden takip edebiliyorum. İşlerimden fırsat buldukça, sabah yapılan basın gösterimlerine gitmeye özen gösteriyorum. Tabii önceden filmleri görmüş olmak, dinleyiciye doğru bilgi vermek açısından önemli.
Radyoda kendinizi nasıl hissediyorsunuz, ortam nasıl?
“Nar Grup” bünyesinde bir çok radyo var. Diğer radyodaki arkadaşları bilemiyorum ama Rock FM’de oldukça huzurlu bir ortam hakim. Başta kaptanımız Metehan Mert Çakır olmak üzere diğer programcı arkadaşlarla çok fazla ortak paydamız var. Sık sık bir araya gelemesek de, harika bir ritmimiz var. Bu radyo birbirlerinin programlarını keyifle dinleyen insanlardan oluşuyor.
Rock FM dinleyicisini nasıl tarif edersiniz?
“Rock FM” adından da anlaşılacağı gibi yaşı hangi rakamı gösterirse göstersin kendini bu müzikte bulan, tanımlayan bir kitle için çok genç ve çok hareketli...
İlgilerini çok samimi ifade edebilen bir dinleyici kitlesine sahibiz. Geçen yıl yapılan “Iron Maiden” ve “Mr. Big” konserlerinde beni tanıyan ve radyo ile ilgili sohbet etmek isteyen genç arkadaşlarla tanıştım. Açıkçası böyle bir ilgi beklemiyordum. Ortaya koyduğumuz işle ve radyomuzun etkisiyle gurur duydum.
‘Haftasonu programımı maçlara göre yaparım’
Radyoculuğun dışında neler yaparsınız?
Çok fazla aktivitesi olan bir insanım. Basketbolu, özellikle NBA’i ve EuroLeague yakından takip eden biriyim. Ayrıca koyu bir Beşiktaşlıyım. Haftasonu programımı genelde futbol ve basketbol maçlarına göre yaparım. Önemli saydığım konserlere de imkan buldukça gitmeye çalışıyorum. Biraz tıka basa yaşıyorum sanırım. Tüm bu aktivitelerin arasında yıllardır üzerinde çalıştığım bir rock antolojisi var. Onun bitmesine daha çok var. Ama minik adımlarla ilerlettiğim bir proje bu.
Başka radyocuları dinler misiniz, kimler?
Rock FM yayına başladığı günlerden beri sabah programcımız Mesut Süre’yi çok eğlenerek dinliyorum. Bu arada bizim kuşak için bir efsane olan Aptulica’nın “Blues Perişan” ve yine aynı çizgide ama daha alternatifli bulduğum dostum Dinçer Tuğmaner’in “Akşam Treni’ni kaçırmamaya çaba gösteriyorum. Haftalık bir dergi hazırlıyorum. Derginin bitiş gecesi perşembe...
O gece program yapan Aydilge ve Cem Sarıoğlu’nun “+5 -5” programları da adeta bana motivasyon oluyor. Bu arada internet üzerinden yayın yapan Standart.fm’de Efsane program “Kaybedenler Kulübü”nün dönüşü beni sanki 90’lara tekrar geri ışınladı. Aynı keyifle dinlemeyi sürdürüyorum. Tabii bir parantez de Metehan Mert Çakır ve onun “Depresif Time”ına... Bu aralar ilaç niyetine doğrusu çok iyi gidiyor.