O, radyoculuğun ilk yıllarına, kasetlerden şarkılar çalınan, dinleyici isteklerinin fakslardan okunduğu dönemlere tanıklık etmiş bir isim... O, radyo dünyasının yıllardır tanıdığı ve ‘Gönül Dostu’ dediği Füsun Alkan... Yıllardır mikrofondan ses veriyor ve mikrofon aşkı her gün giderek artıyor. O, aynı zamanda dinleyicilerine yakın ve onlarla sürekli bir paylaşım halinde olan bir radyocu... 3 yıldır Best FM’den seslenen Alkan’ın dinleyicileriyle kurduğu bağ biraz farklı. Füsun Alkan hafta içi her gün 15.00 - 18.00 saatleri arasında Best FM’den hayatı paylaşıyor ama radyo programlarının sonrasında da onlarla sosyal paylaşım sitelerinden iletişime devam ediyor, hatta farklı illerden onu dinleyenleri kendi evinde bile ağırlıyor. Alkan dinleyicileriyle arasındaki bu bağlılığı şöyle anlatıyor:
“Best FM dinleyicisi, konuşan, yorum yapan ve gündemi çok iyi takip eden özel bir dinleyici... Değişmeyecek tek şey dinleyicilerimle aramızdaki samimiyet ve dostluk...” Füsun Alkan’ın aynı zamanda müzik direktörlüğünü de yaptığı ve kurulduğu günden bu yana ‘konuşma ağırlıklı’ yayınlarıyla dikkat çeken Best FM, bu aralar çaldığı şarkılarla da iddiasını sürdürüyor. İstanbul 98.4 frekanslı Best FM’i bir okul ve kendisini de öğrenci olarak gören Alkan, radyodaki mutluluğuyla ilgili de “Burada olduğum için çok şanslıyım, yayıncılık anlamında en güzel günlerimi yaşıyorum. 7’den 70’e herkesin sevdiği, eşlik ettiği şarkılara yer veriyoruz...” yorumunu yapıyor.
FÜSUN ALKAN
Best FM’den sesleneli 3 yıl oldu. Bu süreçte neler yaşadınız?
Best FM ailesinin bir parçası olmak için çok çalıştım. Her gün katlanan heyecanım ve bitmeyen radyo aşkım Best FM dinleyenleriyle güçlü bir bağ kurmama yardımcı oldu. Doğru ekip ve kendini her daim yenileyen kurum anlayışıyla şu an yayıncılık anlamında en güzel günlerimi yaşıyorum. Best FM bir okul ve ben bu okulun öğrencisi olduğum için şanslıyım.
Dinleyicinin yıllardır alıştığı ‘Gönül Dostu Füsun’la özel bir tarzda yayınınız var, zaman içinde programda ve tarzınızda değişim oldu mu?
Dünya her gün değişiyor, bu değişimde hayat görüşleri, insana dair tanımlar yaşantıma ve dolayısıyla programıma da yansıyor. Zamanla teknolojik ve müzikal yeniliklere adapte oluyoruz. Yaş, olgunluk ve deneyimler bir araya gelince yaptığınız işte daha özgün bir tat almaya başlıyorsunuz.
Sizce bir radyocu programının içeriğini zaman içinde yenilemeli mi, yoksa köklü değişiklikler radyocu için bir risk mi? Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Temkinli ve ayakları yere sağlam basan biriyim. Fakat her meslek sahibi kendini yenilemeli ve günümüz trendlerini yakalamalı. Best FM’de yayınlarımı daha geniş kitlelere sunuyorum. Best FM dinleyicisi, konuşan, yorum yapan ve gündemi çok iyi takip eden özel bir dinleyici. Değişmeyecek tek şey dinleyicilerimle aramızdaki samimiyet ve dostluk...
Yıllarca gece programı yaptınız, artık gündüzleri yayındasınız... Gececi dinleyicilerden takip edenler var mı?
Radyonun zamanı yok ama çoğu gece dinleyicisi gündüz dinleyemiyor o yüzden üzülenler olmuştu, fırsat yaratabilenler halen programa katılıyor. Bazen yıllar önce bizimle olan ama radyo dinlemeye ara verenler kaldıkları yerden devam edebiliyor.
Bu sevgiyi hak etmek için ruhuma ve sevdiklerime iyi bakıyorum.
Radyonun müzik direktörlüğünü de yapıyorsunuz, Best FM ‘konuşma ağırlıklı’ bir radyo olarak biliniyor, fakat radyo müzikleriyle de adından söz ettiriyor... Sizin bu konuda fikriniz nedir?
Best FM, düşünen, konuşan, konuşturan, tarafsız ve cesur radyo kimliğinin yanı sıra popüler müziğin en iyilerini geniş bir yelpazede dinleyicilerine sunuyor. Çalınacak şarkılar için belli kriterlerimiz var. Ben ve ekip arkadaşlarım özel bir otomasyon kurgusunu hem tekniğe dayalı hem de hissiyatı kaybetmeden hazırlıyoruz.
Radyo olarak birçok etkinliğe de imza atıyorsunuz onlardan bahseder misiniz?
Dinleyicilerimizle pek çok etkinliklerde bir araya geliyoruz, sosyal sorumluluk projeleri, kampanyalar, paneller ve organizasyonlarla farklılık yaratıyoruz.
Bir radyocu olarak sesinize nasıl özen gösteriyorsunuz? Özel yaptığınız bir şeyler var mı?
Konservatuar yıllarımdan beri kendime alışkanlık edindiğim tek şey sesimin üzerine titrememek yoksa hemen pürüz çıkıyor, aslında bu her şey için geçerli, o yüzden canım isterse buzlu su bile içiyorum, sadece çok terlememeye ve soğukta kalmamaya çalışıyorum, sesimi kullanmayı bildiğim için soğuk algınlığı dışında bir sıkıntı yaşamadım.
‘FARKLI İLLERDEN DİNLEYİCİLERİMLE EVİMDE BULUŞTUK’
Dinleyicilerle program sonrasındaki iletişiminiz devam ediyor mu?
Dinleyicilerimin çoğu ailem gibi oldu, iyi dostluklar biriktirdim. Bazen yokluğu, bazen varlığı, bazen mutluluğu bazen de mutsuzluğu paylaşıyoruz. Bu dünyada yeteri kadar acı var, birbirimize ve şarkılara tutunarak mutlu olmaya çalışıyoruz. Teknoloji insanları yalnızlaştırsa da biz bir arada olmak için bunu kullanıyoruz. Artık sosyal medya sayesinde daha yakın olabiliyoruz. Örneğin Türkiye’nin pek çok ilinden gelen dinleyicilerimle kendi evimde buluştuk.