Yeliz Aras Çelikel

Yeliz Aras Çelikel

yeliz.aras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bir ‘Rumeli’ rüzgârıdır ki bu aralar her yerde esip duruyor... Televizyonda Rumeli temalı diziler artarken, yıllardır radyoda da bir Rumeli sevdalısının sesi duyuluyor. Bu sesin sahibi Erol Canbaz, ama radyo dinleyicisi onu ‘Kanki Canbaz’ diye bilir ve tanır... İlkokuldan beri hayalidir otobüs şöförü olmak, ama o tesadüfler zincirinin ilk halkası olan, Cem Uzan’ın koruması göreviyle hayatı değişir. Görev yeri radyoların bulunduğu stüdyonun yan tarafıdır, zincir halkalarına halka ekler ve yan odada ünlü radyocu Kadir Çöpdemir yayın yapmaktadır! Radyodaki kahkahalı sohbetleriyle yıllardır küçüklerin Canbaz ağabeyi, büyüklerin kankisi olan Canbaz, kendisini “Neşeli kıpır kıpır bir adamım. Az konuşup ince mesajlar vermeyi seviyorum” cümleleriyle anlatıyor. Koyumu koyu bir Beşiktaşlı’dır. Kral TV’nin ilk VJ’lerinden olup klip anonsu geleneğini başlatmış, günümüze kadar getirmiştir. Şimdilerde ise Rumeli kanalı olan Tek Rumeli’de Suyun Ötesi programıyla hem dinleyicileriyle hem de seyircileriyle buluşuyor. Çiceği burnunda yeni radyo, İstanbul 90.2 Radyo Turkuvaz’da da 16.00-19.00 saatleri arasında program yapıyor. Canbaz ayrıca, “Radyo programcılığına başladığım günden bu yana, öyle akıl almaz olaylar başıma
geldi ki bunları ileride kitap haline getirmeyi hedefliyorum” diyor.

Haberin Devamı

Rumeli’nin radyodaki sesi...

İLK RADYOCULARDAN ‘KANKİ CANBAZ’, RUMELİ VE BALKAN RÜZGÂRLARINI RADYODAN ESTİRİYOR. PROGRAMLARINDA ÇEŞİTLİ RUMELİ ŞARKILARINA YER VERİYOR

Rumeli’nin radyodaki sesi...

Mikrofonla tanışmanız eski Türk filmleri gibi, tesadüf üstüne tesadüflerle olmuş...
Tamamen tesadüf... İlkokuldan beri en büyük hayalim otobüs şöförü olmaktı. Cem Uzan’ın yakın koruması oldum, ardından allah Kadir Çöpdemir’i karşıma çıkardı. Radyoların stüdyolarıyla benim çalıştığım yer çok yakındı. O zaman bilgisayar yoktu, kasetler vardı. Kadir ağabey “Alalım seni radyoya, sadece bana anlattıklarını anlatsan yeter” dedi. Kanıma girdi, ardından hocam oldu. O gün bugündür 16 senedir radyocuyum.

İlk program unutulmaz değil mi?
15 gün konuşamadım! Mikrofonu açıp, kapatıyordum. Yayında aklıma herkes geliyor, ailem , eşim “Yanlış bir şey söylersem mahvolurum” diyorum. Korkuyordum. İlk selam verdim, başladık. Farklıyım, yayında nasılsam özel hayatımda da oyum.

‘Canbaz’lık nereden geliyor?
Dedemler Bulgaristan göçmeni. Dedem at pazarının ağasıymış, ‘Canbazlık yapma’ derler ya. Mesela iki kişi anlaşamıyormuş, el ele tutuştururmuş, üç aşağı, beş yukarı anlaştırırmış onları...

Radyolar değiştikçe dinleyiciler de ardınızdan radyoya geliyor mu?
Benim kitlem hazır, azalır mı, çoğalır mı gibi endişelerim yok. Beni bilir, tanır dinleyicilerim.

Rumeli ve Balkan ezgilerine programlarınızda yer veriyor musunuz?
Ben her programda mutlaka bir Rumeli türküsüne yer veririm. Dinleyicilerim son şarkım da olsa, onu bekler. Kimsenin cesaret edemediği özel Makedonca, Boşnakça, Arnavutça şarkılar çalıyorum. Radyolarda bu tarz yayın formatı olan bir program yok. Aşırı Rumeli Balkan milliyetçiliği değil de o tadı sunan bir adamım. Yayın tarzım, her tarzın en iyisini çalmak. Programımda kötü şarkı duyamazsınız. Gerekirse defalarca aynı şarkıyı çalarım, ama en sevilen şarkı olur. Rumeli sevdalısı bir insanım, vakit oldukça oralara giderim.

Ekranlardaki Rumeli dizilerini nasıl buluyorsunuz?
Elveda Rumeli izlenmez mi? Pazartesi herkes evinde onu izler, hatta bir ara haberleri çıktı diziden Ramiz Aga (Erdal Özyağcılar) ayrılacak diye üzüldük, o giderse dizi biter.

Haberin Devamı

“Rumeli belgeseli projem var”
Rumeli sevdanızı projeye dönüştürme gibi bir hayaliniz var mı?
Rumeli Balkan şehirlerini ve Türk’ün eliyle süslenmiş, Konya’dan başlayıp Adriyatik kıyılarına kadar yol ve şehir hikâyelerinin anlatılacağı belgesel için çalışıyorum. Karavanla yola çıkılacağından çekimler için sponsor arayışındayım. Bu proje benim için çok önemli. Osmanlı izlerini anlatan, mesela Osmanlı mimarisini, Üsküp’teki bir taşköprüyü anlatan bir belgesel. Bunu Kültür Bakanlığı nezaretinde yapmak istiyorum, çünkü; kim işine nasıl gelirse öyle yazıyor tarihi... Bire bir Osmanlı kayıtlarıyla çalışmalar yapmak istiyorum.

Haberin Devamı

“Her ilde bir akrabam bulunuyor!”
Milyonlarca insana ses verirken, birçok anı da biriktirmişsinizdir...
Bir gün yaşlı bir teyze ile canlı telefon bağlantısı yapıyorum, teyzeye hal hatır sordum, “İyi değilim” dedi. “Bize, sattığın tencerelerin kulpları koptu” dedi. “Ne tenceresi ne tavası teyze?” dedim. O da “Geldin ya bizim eve, tanıtım yaptın, aldığın maaş yetmiyormuş da ‘Ek olarak pazarlama işi yapıyorum’ demedin mi? Biz de senden almadık mı tencereleri” dedi. Tabii ben güldüm, bir o kadar da üzüldüm. İnsanların samimiyetine mi sevineyim, yoksa bizim adımızı kullanıp insanları aldatmalarına mı üzüleyim?

Radyo hayatınızın neresinde?
Radyo olmazsa olmaz! Ben yaşayamam zaten. Öyle şeyler yaşıyorsun ki... Mesela bak oto kuaförü mesaj yollamış Muğla’dan... (Bilgisayar ekranını gösteriyor.) Bu dinleyicimle radyo olmasa bir araya gelme şansım var mı? Ağabey diyorlar, benim derdimi kendine dert ediniyorlar. Yolda seni tanımıyorlar, ama konuşunca “Sen Canbaz mısın?” diyorlar. Radyodan “Ben yarın Adana’dayım” diyeyim, herkes beni karşılar, misafir eder. Her ilde akrabam bulunuyor radyo sayesinde, bu bambaşka bir şey...

Son yıllarda radyolarda yaşanılanları gelişme olarak değerlendiriyor musunuz?
Radyo dünyasında gelişmenin durduğuna, alternatif program ve programcılar olmadığı için radyonun aktif değil de, medya kuruluşlarının ek mercileri gibi görülmesinden rahatsızlık duyuyorum. Bu işin ekip işi olduğunu ve iyi bir ekiple başarının geleceğini savunuyorum.