“Sonbahar ayrılık mevsimidir” derler... Bu aralar bazı radyoların yıllardır dinlediğiniz sesleri de ayrılıyor dinleyicilerinden... Kimi tamamen radyoculuğu bırakıyor, kimi bu ayrılığı uzun tutuyor, kimi de “Bir başka frekansta buluşmak üzere” diyerek yeniden sesini duyuracağının müjdesini veriyor... Yalçın Alaca da dinleyicilerine bir başka frekanstan seslenmeye başlayarak onlardan uzun süre ayrı kalamayan radyoculardan biri... Yıllardır birçok radyoda çeşitli programlar yaparak enerjisi ve samimiyetiyle dinleyicinin beğenisini kazanan Alaca, yeni radyosu Kanaltürk Radyo’dan seslenmekten oldukça mutlu... Yalçın Alaca’yla yıllardır bitmeyen radyo aşkını ve radyodaki hedeflerini konuştuk. Alaca’ya göre müzikal anlamda daha farklı bir yayın akışına sahip olan radyoya geçmek radyocuyu olumlu etkiler. Radyocunun radyo değiştirmesini de değerlendiren Alaca şöyle diyor: ”Kendine güveniyorsan bu bir risk değil, bir yenilenmedir, radyodaki farklılık yayıncıya her zaman enerji ve güç verir, radyocunun yapabilecekleri artar. Ben yıllarca dinleyiciyle iletişim halinde olarak yayın yaptım. Robot yayıncılık bana göre değil. Yayıncı, radyoya yön vermeli, radyo yayıncıya değil...” Yalçın Alaca’yı 14.00-18.00 saatleri arasında İstanbul 92.9 Kanaltürk Radyo’dan ve www.kanalturkradyo.com’dan da dinleyebilirsiniz.
Yeni bir radyo yeni bir heyecan... Neler yapıyorsunuz?
Evet, yeni bir radyonun heyecanı içindeyim. Hem yeni dinleyiciler ile tanışıyorum hem de eski dinleyicilerimle burada da karşılaşıyorum. Takip edilmek güzel.
Kanaltürk Radyo’da dinleyiciyle birlikte iletişim çok güçlü. Her saat devreye giren “Anında İste Anında Dinle Hattı” ile onların isteklerine yer verirken, istediği şarkıların da kendileri tarafından yayında anons edilmesini sağlıyoruz. Böylelikle yeni dinleyiciler tanıyor ve yayıncı dinleyici sıcaklığı yaratılmış oluyor.
Bir radyocu için dinleyicinin yıllarca alıştığı radyoyu değiştirmesi bir risk midir, yoksa radyocunun kendisini yenilemesi için bir fırsat mıdır, siz ne düşünüyorsunuz?
Kendine güveniyorsan bu bir risk değil, bir yenilenmedir. Yayıncıyı takip eden dinleyiciler zaten onu her yerde bulur ve dinler. Radyo değiştirmek bir kayıp değil, kazanç olabilir. Diğer radyonda yapamadıklarını yapar, belki de kendini daha iyi anlatabilirsin.
Daha önceki radyonuza oranla daha farklı yayın akışı olan bir radyoda program yapıyorsunuz, bu sizi nasıl etkiliyor?
Ben bundan çok keyif alıyorum. Olumlu bir farklılık yayıncıya her zaman enerji ve güç verir. Yapabilecekleriniz artar. Ben yıllarca dinleyici ile iletişim halinde olarak yayın yaptım. Robot yayıncılık bana göre değil. Aslında yayıncı radyoya yön vermeli, radyo yayıncıya değil...
Dinleyicilerle iletişiminiz nasıl, yeni radyonuzda da sizi takip ediyorlar mı?
İletişimim her zaman güçlü. Radyoculuk hayatımda öğrendiklerimden biri de dinleyiciyi asla kırmamak olmuştur.
Yeni radyoda elbette takip ediyorlar. Hatta her telefonda mutlaka beni tanıyan bir dinleyiciyle karşılaşıyorum, bu bana çok büyük mutluluk veriyor.
Bazı radyocular programlarının dışındaki zamanlarda da facebook ve twitter gibi popüler sosyal ağlarda dinleyicilerle iletişime devam ediyor. Sizde durum nedir?
Bu çok güzel bir şey. İletişim her zaman olmalı. twitter ve facebook sitelerinin gücünü asla göz ardı edemeyiz, çok sağlam bir iletişim ağı onlar. Her zaman iletişimde olmak her iki tarafa da kazanç sağlar, hatta sıkı dostluklar bile kurulur.
Radyodaki hedefiniz nedir, neler yapmak istiyorsunuz?
Aslında her geçen gün yeni bir hedef çıkıyor ortaya ama en önemlisi saygı gören bir yayıncı olmak amacım. Günümüzdeki radyoculuk sistemi geçmişe göre çok farklı, hem beyin, hem de teknik açıdan. Hedefler bu yüzden fazla...
Teknik açıdan dediniz... Teknolojinin hızla değiştiği bu günlerdeki radyoculuk sizi mutlu ediyor mu, ne hissediyorsunuz?
Aslında bu dönemde birkaç radyo hariç yayıncılık tekdüze olmuş durumda. Anonslar bile aynı. Bu sefer dinleyiciyi farklı bir şey bulamayınca mp3’lerine sarılıyor. Radyolardaki teknoloji, işi basite indirgedi. Sana sadece anons yapmak kalıyor. Parmağımla kaset sardığım günler sanki daha bir güzeldi...
Sizce radyoyu radyo yapan nedir?
Radyoda mutlaka bir yayıncı sesi olmalı. Bu es geçilmemeli. Daha önceki yıllarda yayıncısı olmayan radyolar vardı şimdi isimleri bile kalmadı. Radyoya sıcaklığı veren aynı zamanda yayıncı sesidir. Dinleyiciyle iletişim mutlaka olmalı, onlara karşılarında birinin olduğu hissettirilmeli.
Yalçın Alaca’nın sevimli oğlu Sarp Adin Alaca da babasını evdeki radyodan heyecanla dinliyor...
‘Herkesin yeri doldurulur!’
Bu mesleğe başlamak isteyen birine ilk uyarınız ve öneriniz ne olur?
Çok keyifli bir iş. Yeniden dünyaya gelsem bu işi yaparım ama eskisi kadar da esprisi kalmadı... Bu mesleği yapmak isteyenlere hep tam donanımlı bir yayıncı olmalarını tavsiye ediyorum. Uyarım ise hiç kimsenin yeri doldurulamaz değil, herkesin yeri doldurulur, bu yüzden işlerine sıkıca sarılsınlar.