TRT, radyo tarihinde bir ilke imza attı ve çehresini değiştirmenin de vurgusunu yaparak kadın bir yönetici atadı. İlk kez bir ‘kadını’ ve aynı zamanda ses sanatçısı olan Amber Türkmen’i, TRT Ankara Radyosu’nun müdür koltuğuna oturttu. Klasik müzik eğitimi alan ve Sahne Sanatları mezunu olan Türkmen’in TRT’yle tanışması içindeki müzik aşkıyla başlıyor. TRT radyolarının merkezi olan Ankara Radyosu’yla yöneticiliğe göz kırpan Türkmen, radyo programcılığından yöneticiliğe geçen radyoculardan. Amber Türkmen sanatçı kimliğiyle radyo bilgisini harmanlıyor ve verilen görevin sorumluluklarının da farkında olarak güçlü ekibiyle birlikte yol alıyor. Göreve geldiğinden beri TRT radyolarındaki ‘yeni soluk’ dinleyiciler tarafından da hissediliyor. Sanatçı kimliğini de bir kenara bırakmayan ve sürekli yanında taşıyıp TRT’nin özel gecelerinde önce protokolde yer alıp ardından sahnede şarkı söyleyen Amber Türkmen’le Ankara’da görüştük. Radyonun tanımında genelde kullanılan ‘nostalji’den öte, konser salonlarını andıran ve uzun koridorlarında çeşitli stüdyoları bulunan, ‘hanım eli’ değen TRT Ankara Radyosu’nu ziyaret ettik ve Amber Türkmen’i radyonun çiçekli bahçesinde fotoğrafladık...
TRT’nin radyo tarihinde, ilk kez bir kadın olarak müdür koltuğundasınız ve aynı zamanda sanatçısınız...
Sahne Sanatları mezunu bir ses sanatçısıyım. Yıllardır içimde bir koro sevdası vardı. Klasik Batı Müziği eğitimi aldım. Üniversiteyi bitirdiğim sene TRT’nin sınavını kazandım. TRT’yle tanıştım. Çoksesli koroyla başladım.
İdari kadroya geçişiniz nasıl oldu?
Ankara Radyosu’nda ilk bayan müdire oldum. Aktif çalışmalarımın etkili olduğunu düşünüyorum. İbrahim Şahin göreve geldikten sonra sanata ve sanatçıya verdiği değeri göstermiş oldu.
“Kadınların yapamayacağı hiçbir şey yok!”
’İlk’ olmak sizi endişelendirdi mi?
Cesaret isteyen bir şey. Kadınlar açısından çok farklı bir misyon üstlenmiş oluyorum. Atatürk’ün emriyle kurulan Ankara Radyosu’nun ilk kadın müdiresi olmanın sorumlulukları çok farklı. Kadınların yapamayacağı hiçbir şey yok. Kadın olmamın şöyle bir faydası olabilir, daha fedakârım, sahiplenme durumumuz var, anne duygusuyla işe sarılıyorsunuz, zorluk olarak görmüyorum. Koşarak gitmemim sebebi İbrahim Şahin’le ne kadar yol alırsak o kadar iyi...
Peki sanatçı bir yönetici olmak?
Sanatçı olmanın verdiği ayrı sorumluluklar da var. Pekçok açıdan önemli bir görev. Genç arkadaşlarla çalışıyorum. Çok iyi bir ekibim var.
Radyolarda neleri değiştirdiniz?
Ankara Radyosu merkezdir. Radyolar arası rahatlık sağlandı. Benim çizgim radyolara yansıdı. Yayın akışlarından, stüdyoların dizaynına, çalışma prensiplerinden, dekorasyona kadar, radyoların her şeyiyle ilgileniyorum.
Öncesinde radyoda da programlar yaptınız...
Radyonun tadını aldığım için tek başına sanatçılık yetmedi, kendimi yarım gibi hissettim. Ankara Radyosu’nda klasik müzik programları yaptım.
Radyo programlarının ardından neler geldi?
Dört bayandan oluşan bir Radio Quartet Grubu kurduk. Hepbirlikte halk müziğimizin zenginliklerini batıya tanıtmak gibi bir misyonun içine girdik. Türkülerimizi batı müziğiyle kaynaştırdık ve batıya tanıttık.
“Radyocu değil, radyo kaptanıyım”
Radyoyu bilmeniz size ne gibi kolaylık sağladı?
Radyoyu bilmem büyük bir avantaj. Görülemeyen şeyleri tamamladım. Radyocu geçmişim olmasına rağmen ben radyocu değilim, radyo kaptanıyım.
Ankara Radyosu merkez... Birçok radyoyu temsil ediyosunuz. Bu sizi nasıl etkiliyor?
Yayıncı arkadaşlarımın bildikleri işi en iyi şekilde yapacak ortamları, özgür alanları sağlamak ve onları en iyi şekilde temsil edebilmek benim işim. Çok temsili bir yer makamım. Görünüşüme, oturuşuma kalkışıma kadar tüm yaşam tarzımı etkiliyor. Sanatçıyken temsil başka, idari alanda temsil çok başka.
“Özel radyoları rakip görmüyorum”
TRT olarak genel bilinen bir duruşunuz var. Özel radyolardan farklı kaygılarınız var mı?
Özel radyoları rakip görmüyorum. Çünkü kulvarlarımız farklı. Bizim tek derdimiz erişmek. Daha çok dinleneyim diye şekilden şekile girme kaygılarımız yok. Ne kadar çok insana sesimizi duyarabilirsek, o kadar iyi.
Radyoda program yapma özleminiz var mı?
Çok oluyor. Özellikle müzik programlarında. Bir caz programı yapmayı çok istiyorum. Çok severim ve güzel de söylerim. Yapamıyorum çünkü; artık daha çok radyo dinlemem gerekiyor.
Sanatçı yönünüzün ağır bastığı bir an oldu mu, mesela TRT’nin bir etkinliğinde sahneye çıktınız mı?
Bu konuda eleştirildiğim de oldu. TRT’nin bir yemeğinde grubumla sahnedeydim. Onlar 3 kişi önden çıktı, ben arkadan davul çala çala çıktım. Yeri geliyor sanatçıyım, yeri geliyor yöneticiyim!
Grup olarak bir albüm hayaliniz var mı?
Evet çalışmalara başladık. Çok seslendirilmiş 11 türkü yer alacak. Enstrüman yok. Sesleri de kendi ağzımızla yapıyoruz. A’capella bir albüm olacak.