“Haberleri sunuyorum, ben Selda Atalay...” İyi bir radyo dinleyicisi, radyoda haberin sesi olan Selda Atalay’ın bu anonsunu hemen hatırlayacaktır. Radyonun önemli güçlerinden biri olan haberi, dinleyicilere özenle sunan Selda Atalay, 17 yıldır haberin nabzını tutuyor. Atalay, Radyo 7’de habere ses vermenin dışında her gün ve hafta sonu da dinleyicilerine hazırladığı programlarla da dinleyicisiyle buluşuyor. Dinleyiciyi sabahları gazeteleri okuyarak, yeni güne hazırlıyor ve sabah haber programı sunmanın kendisine ciddi bir doping etkisi yaptığını, erkenden kalkmanın, güne her şeyi bilerek başlamanın çok güzel bir duygu olduğunu söylüyor. Atalay, “Haber, yaşamsal bütün unsurları içinde barındırdığından benim için hayatı anlatır. Hayatı yaşarken kendimi nasıl hissediyorsam, haberi hazırlarken ve okurken de öyle...” diyor. Selda Atalay, yıllarca direnerek çıkmadığı televizyona da yeniliyor ve Kanal 7’nin çatısı altında bulunan Ülke TV’de haber bültenlerini hazırlıyor ve sunuyor. RTÜK’ün Doğru ve Güzel Türkçe Ödülü’nü de alan Atalay, radyolardaki Türkçe durumunu çok vahim buluyor. Selda Atalay’la haberin nabzını tuttuk ve haber spikeri adaylarına ipuçlarını sıraladık. Atalay’ı “Yedi Gün Yedi Sabah”ta 07.00 - 09.00’da, “Selda atalay’la Haftaya Dair”i de pazar günü 19.00 - 21.00 saatleri arasında Radyo 7’den dinleyebilirsiniz...
RTÜK’TEN DOĞRU VE GÜZEL TÜRKÇE ÖDÜLÜNÜ ALAN RADYO 7 HABER SPİKERİ SELDA ATALAY, RADYOLARDAKİ TÜRKÇENİN DURUMUNUN VAHİM OLDUĞUNU, DİLİN YAPISINI FARKLILAŞTIRMANIN MARİFET SAYILDIĞINI SÖYLEDİ
Haberin içinde barındırdığı duyguyu hissederek, haberi önce anlayarak, yaşayarak sunarım. İşin sırrı önce anlamaktadır. Anlamadan, anlatamazsınız.
Radyoda haber sunmak size neler hissettiriyor?
Sabah haber programı sunmak ciddi bir doping etkisi yapıyor. Güne her şeyi bilerek başlamak çok güzel bir duygu. “Günaydın” demek, bir fincan çayla uyku mahmurluğunu atıp, yılların verdiği refleksle en stresli anlarda bile soğukkanlılığı bozmadan on air ışığının benimle yandığını görmek, ülkemin dört bir yanından gelen mesajların, ben gazateleri okurken mesaj kutuma düştüğünü görmek, insanlara doğru bilgi vermek, bazen birlikte kızmak, ağlamak, tebessüm etmek ve hissetmek...
Televizyonda mı radyoda mı haberin nabzını tutmak daha heyecanlı?
Radyoda televizyondaki gibi haber görüntülerini beklemenize gerek yok, haberler hangi şart altında olursa olsun, en hızlı şekilde dinleyiciye ulaştırılıyor.
Televizyondaki heyecan ve stres radyoya göre daha fazla. Radyoda yayın masasına oturduğunuz anda her şey biter, ama televizyonda yayına geçmek başlı başına bir ekip işi. Stresli ortamları severim, çünkü zoru severim. Hayatımda hiçbir konuda kolay olanı seçmedim.
Radyodaki programınızın içeriğinden bahseder misiniz?
Kişi, kurum ve kuruluşları hedef almadan, altı çizilecek noktaları çizen, doğru Türkçe ile tarafsız bir program. Her sabah 07.00’da gazeteleri dinleyicilerimiz için okuyor, canlı telefon bağlantıları ile uzman görüşlere, köşe yazılarına, hava-yol, ekonomi ve sağlıkla ilgili haberlere yer veriyorum.
Hafta sonu konuklarınızı ağırladığınız bir program daha hazırlıyorsunuz...
Haftanın önemli olaylarını kendi yazdığım 6-7 dakikalık bir haber turu ile hatırlatıyorum. Daha sonra stüdyo konuğumla gündemi konuşuyoruz. Program röportajları, yakında kitap olarak çıkacak.
RTÜK’ün “Düzgün ve Güzel Türkçe” ödülünü alan biri olarak, radyolardaki genel Türkçeyi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Vahim! Hayatı da, konuşmaları da tıpkı günümüz müziğine benzetiyorum. Her şey MP3 formatında sıkıştırılmış halde yaşanıyor ve tüketiliyor. Güzelim dilimiz de nasibini alıyor.
Kısa mesaj dilinde yazışmalar, hayatın bir parçası olmuş, üstelik bu yazışma dili, konuşma dili olarak da ne yazık ki kendine yer bulmuş. Konuşmalardaki vurgu ve tonlamalar tek tip. Özensizlik ve dilin genel yapısını bozmak marifetten sayılıyor. Türkçe, yabancı dil aksanıyla konuşuluyor.
Sesinizi korumak için özel hazırladığınız reçeteler var mı?
Bol bol ılık su. Çok sıcak ve soğuktan kaçarım. Yaz mevsiminin en hararetli günlerinde bile buzdolabından çıkmış soğuk su içmem. Dondurma yemem törenle olur. Asitli içeceklerden uzak dururum.
Haber sunarken nasıl kriterler belirlediniz?
Toplumu ilgilendiren, bilgilendiren, sansasyondan uzak haberleri, haberin içinde barındırdığı duyguyu hissederek, yani haberi önce anlayarak, yaşayarak sunarım.
İddialı olacak, ama işimde iddialı olmayı severim, okuduğum haberi anlamayan dinleyiciye ya da seyirciye henüz rastlamadım. İşin sırrı önce anlamaktadır. Anlamadan anlatamazsınız.
Radyo dışında neler yapıyorsunuz?
Dublaj ve özel gecelerde sunuculuk yapıyorum. Yürüyüş yapıyorum, deniz tutkum var. Yürüyüşü deniz kıyısında yapmayı tercih ediyorum. Film izlemeyi sinema salonunda sevenlerdenim.
Ve tabii ki kedilerim.
İrmik ve Biber adında iki kedim var. Hayvan sevgim kedi ile sınırlı değil. Tüm hayvanları seviyor, yaşam haklarının sonuna kadar savunulması gerektiğine inanıyorum. Çevrem-deki tüm hayvanları koruyup, kolluyorum.
SPİKERLERE ÖĞÜTLER!
- Okuyacaklar.
- Toplumun hassasiyetlerini kavrayacaklar.
- İyi bir gözlemci olacaklar.
- Mesleği popülarite, basamak, çevre edinme gibi unsurlar için kullanmayacaklar. Medya ve iletişim amaca ulaşmada araç değil, doğrudan doğruya amaç olacak.
- Saat, mesai kavramı olmayan bu işte fedakârlık gerekir, bunu göze alacaklar. Sabırlı olacaklar.
- “Ben oldum tamam” demeyecekler.
- Toplumun sözüne güvendiği bir insan olabilmek için hayatlarına özen ve dikkat edecekler.