Sonbahar aylarında televizyonlar ve radyolar yeni yayın dönemiyle birlikte atağa geçer ve kadrolarına birbirinden renkli isimleri dahil eder. Radyolar da bu aralar heyecanlı bir döneme girdi, dün farklı bir frekansta severek dinlenilen radyocular bugün başka bir frekanstan dinleyicilerine seslenebiliyor. Ama radyocusuna bağlı dinleyici frekanslar değişse de radyocuyu buluyor ve dinlemeye devam ediyor. Uzun yıllar çeşitli radyolarda yöneticilik görevlerini üstlenen Michael Kuyucu da yeni yayın döneminde Best FM’e geçiş yaptı. Kuyucu Best FM’de hem müzik direktörlüğünü yapıyor hem de yıllardır markalaşan programı ‘Michael Show’ ile mikrofonun başına geçiyor.
Bu kez biraz daha farklı eleştiriye, yoruma dayalı bir program yapıyor. Michael Kuyucu’yla yeni heyecanını konuştuk... Kuyucu radyo dışında da İstanbul Aydın Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde Yardımcı Doçent olarak akademik kariyerine devam ediyor, ders veriyor, ayrıca makaleler ve kitaplar yazıyor... Michael Kuyucu’yu İstanbul 98.4 Best FM’den dinleyebilirsiniz...
Best FM’e geçiş süreciniz nasıl oldu?
3,5 sene NumberOne Grupta her kademede çalıştıktan sonra tıkandığımı hissettim. Ülkemizde bu işi hakkıyla yapan radyo sayısı çok az, bunların başında da Best FM geliyordu. Onlar müzik konusunda deneyimli birisini düşünürken ben de “Bu işi hakkı ile yapan bir kurum kaldı mı?” diye düşünüyordum. İkimizde çok sürpriz bir anda aradığımızı birbirimizde bulduk ve ortak paydada buluştuk.
Michael Show, hangi radyoda olursa olsun yıllardır tarzını bozmayan bir program haline geldi. Best FM’de içeriğinde bir farklılık oldu mu?
Michael Show 1994 yılından beri yayında, şükür Türkiye’nin en iyi radyolarında yayın yapabilen ender programlardan biri ve her radyoya adapte olabilen bir program. Bunun altında tabii ki benim sürekli kendimi değiştirmem ve radyo pazarının trendlerini iyi takip etmemin rolü büyük. Hiçbir radyoda programcı olarak yabancılık hissetmedim, bazen buna ben bile şaşırıyorum. Herhalde işinize hâkim olunca öyle oluyor diye düşünüyorum.
Programınızda dikkat çeken bir şey var; daha yoruma, hatta sivri yorumlara dayalı tarzınız dikkat çekiyor. Bu Best FM’in programcılarını özgür bırakmasıyla ilgili olabilir mi?
Ben programımda her zaman söz ile müziği dengelemeye çalışıyorum. Bu iki unsurun bütünlüğüne inanan biriyim, içerikte sivri yorumlar oluyor. Müzik, spor ve aktüel sosyal konular hakkında mutlaka söyleyeceklerim oluyor.
Kimse ile bir sorunum yok ama yapı olarak arkadan konuşacağıma direk insanlara söylemeyi seven biriyim, öyle olunca yayınlarımda da direk düşüncelerimi söylüyorum. Best FM programcılığa değer veren ender radyolardan biri, ben de bu değeri karşılıksız bırakmamaya çalışacağım.
Sizce radyodaki özgürlük radyocunun kendini daha iyi anlatması için önemli bir etken midir?
Özgürlük suistimal edilmedikçe güzeldir. Özgürlüğü onu yerinde kullanmasını bilene vermek gerekiyor, aksi halde büyük facialar yaşanabilir. Radyoda da öyle, eğer o kişi “özgürlük” kavramını cıvıtmadan yerinde kullanabilirse bu onun içinde radyo kanalı içinde bir avantaj olabilir ama bu kavramı iyi kullanmazsa “özgürlük” “diktaya” döner ki o zaman ne programcı kalır ne de radyo.
Yeni yayın döneminde birçok yenilik yapılıyor. Birçok radyoda çalışmış biri olarak radyoların bu dönemde sizce en çok neye ihtiyacı var?
Yeni yayın dönemi diye bir şey kaldı mı? Eskiden radyolar mevsimsel değişiklik yaptıklarında yayınlarının da akışını yeniler, kadrolarını revize eder katma değerler yaratırlardı. Şimdi bunu yapan radyoda kalmadı.
Bu dönem bunu yapan tek radyo Best FM oldu ve bünyesine yeni değerler yarattı. Radyoların bu tarz yeniliklere ihtiyacı var, bunu herkes yapmalı ki sektörde hareketlilik olsun. Radyoculuğu sadece müzik çalmaktan ibaret sanan bir çakma Powertürkçü tayfa var bu ülkede, bunlar kendilerine de radyolarına zarar veriyorlar. Böyle giderse ortada radyo kalmayacak.
Müzik sektörüyle de yakından ilgilenen biri olarak sizce sektörün durumu nasıl?
Müzik sektörü de Türkiye’de her alanda yaşanan ucuzcu dejenere sistem sayesinde değerini kaybediyor. Melodiler basitleşti, aranjör ve besteciler tekrara düştü, kısaca işin işçilik yönü kalitesini kaybetti.Bu alanda maalesef ülke olarak biraz geride kaldık.
Müzik alanında sanatçı unvanını hak eden adam kalmadı gibi. Canlı müzik icrası, solistlik kavramı kalmadı. İyi ki rockcular var da onlar bir şeyler yapıyor...
Eski radyolarınızdaki dinleyiciler yeni radyonuzda sizi buldu mu, nasıl yorumlar geliyor?
Radyo dinleyicisi zamanla değişiyor, zaman geçtikte insanların da zevkleri ve medyayı tüketim alışkanlıkları değişiyor. Bunun için statik bir dinleyici kitlesi yok. Değişen trendlere göre farklılaşan bir dinleyici kitlesi var. Yorumlar pozitif adım Best FM ile anılmaya başladığı günden itibaren gerek internette, gerekse sosyal medyada olumlu eleştiriler almaya başladım. İnsanların Best FM’i çok sevdiğini ve beni bu radyoya yakıştırmalarını görmek ise büyük bir gurur oldu.
Melodiler basitleşti
Müzikle ilgili yazılar yazan Kuyucu, “Müzik sektörü de Türkiye’de her alanda yaşanan ucuzcu dejenere sistem sayesinde değerini kaybediyor. Melodiler basitleşti, aranjör ve besteciler tekrara düştü. Kısaca işin işçilik yönü kalitesini kaybetti” dedi.
‘Türkiye’de ilk olan bir çalışmaya imza attım’
Yazmayı çok seviyorum, üretmek benim için çok önemli. Uyurken bile düşünüyorum desem abartı olmaz. Bu bağlamda yazmak ürettiklerimin hayata geçmesi açısından benim için çok önemli. Doktora çalışmalarım sırasında Türkiye’nin medya Ekonomisi ile ilgili çok kapsamlı araştırmalar hazırlamıştım. Beşinci kitabımda bu araştırmalarımı derleyip Türkiye’de ilk olan bir çalışmaya imza attım. Kitabımda Türkiye’nin medya ekonomisinin tarihçesini yazdım. Hem ekonomik anlamda, hem de tarihsel anlamda kaynak olabilecek bir çalışmaya imza attım. Bu Türkiye’de medya ekonomisi ile ilgili hazırlanan ilk kapsamlı çalışma oldu. Esen Kitap ile bu kitabı hayata geçirmek için epey bir uğraş verdik ve sonunda ekim ayında bu kitabı yayınladık.