Yeliz Aras Çelikel

Yeliz Aras Çelikel

yeliz.aras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bazen radyolarda radyocuların dışında da alanında uzman kişiler farklı ve özel programlara imza atar. Ahu Özyurt yıllardır habercilik yapıyor, Mete Yarar ise ordudan emekli olduktan sonra A Haber’in Güvenlik Politikaları Danışmanlığını yapan bir güvenlik uzmanı. İkili Radyo 24’te pazartesi günleri “Olağan Şüpheliler” programıyla dinleyicilerin karşısına çıkıyor... Sürekli konuşan iki insan olarak böyle bir radyo programının kendilerine çok iyi geldiğini söylüyorlar ve programda hayat, ilişkiler, gündelik hoşluklar ve küçük güzellikleri paylaşıyorlar. Kimi zaman siyasete dokunuluyor, kimi zaman da tangoyla dans ediliyor. Eğlenceli bir sohbet yaptığımız ikili, nasıl bir araya geldiklerini ve programlarını anlattı. İkilinin radyodaki hallerini tanımlaması da farklı: Özyurt, “Mete, doğudan, ben batıdan bakarak hayatımızı anlatmaya, bir kuşağın yaşadığı güzellikler ve hataları paylaşmaya çalışıyoruz. Arada da çok güzel eski şarkılar çalıyoruz” Yarar ise “Evde nasıl konuşuyorsak öyleyiz. Şakalaşarak, fikir ayrılıklarına düşerek birbirimizi ikna etmeye çalışarak konuşuyoruz.” Olağan Şüpheliler’i her pazartesi günü 19.00 ile 21.00 saatleri arasında Radyo 24’ten dinleyebilirsiniz.

Haberin Devamı

‘OLAĞAN ŞÜPHELİLER’ RADYODA YAKALANDI

“Radyodan çok zevk alıyorum. İnsanın yaptıkça mutlu olduğu alışkanlık yapan birşey”
“Kendimi radyoda çok özgürleşmiş hissediyorum. Radyo insanı çok mutlu ve cesur yapıyor.”

Farklı işler yaparken neden radyo programı yapmaya karar verdiniz?
Mete Yarar: İkimiz de farklı TV kanallarında çalışıyoruz. Ortak birşeyler yapalım dedik ama bunun için de tek yapabileceğimiz yer radyo olduğunu farkettik. Teklifi aslında ben Ahu’ya götürdüm. “Ben radyo programı yapmak istiyorum” dedim. Ahu “Bakarım bir iki yerle temasa geçerim” dedi.
Arkasından da “Neden beraber yapmıyoruz ki?” dedim. İsmi Açıl Sezen buldu, “Olağan Şüpheliler” diye. Konseptin içini de biz belirledik. Ahu’nun batıdan bakışı benim doğudan bakışımla hayatı ve olayları yorumluyoruz.
Ahu Özyurt: Ben aylar önce Mete’ye “Muhteşem Yüzyıl’da Kırım Hanı’nı oynayan birisi var o sen misin?” diye bir şaka yaptım. Ama hakikaten tipi çok müsait. Önce kızdı bana ama sonra çok güldü. Ve aslında Akıncı beyi olmayı tercih edeceğini söyledi. O günden sonra makara yapa yapa radyo programı yapar hale geldik. Fikir onundur yani, her şeyiyle...
Daha önce dinlememiş birisine programınızı nasıl anlatırsınız?
M.Y.: Programın içeriği o günkü konunun sorgulanması. Dinleyicilerin katkılarıyla sorgulamaya çalışıyoruz. Bir de mutlaka bir üçüncü “Olağan şüpheli” bularak tartışmaya katmaya çalışıyoruz. Bu da dinleyicilere samimi geliyor. Evde nasıl konuşuyorsak öyleyiz. Şakalaşarak, fikir ayrılıklarına düşerek birbirimizi ikna etmeye çalışarak konuşuyoruz.
A.Ö.: Çok keyif alarak, Mete’den her an yeni birşeyler öğrenerek ve eğlenerek program yaptığımı düşünüyorum, bizlere telefon eden dinleyicilerden de olağanüstü günlük hikâyeler gözlemler alıyoruz. Zihnimizi duygularımızı değiştiriyor.
İşimiz gereği çok sert konularla uğraşıyoruz. Ama aslında hayatın kendisi o kadar sertlikle yaşanmaması gereken birşey.
Daha önce Radyo Programı yaptınız mı?
M.Y.: Kendi adıma yapmadım ama birçok programa katılmıştım. Radyodan çok zevk alıyorum. İnsanın yaptıkça mutlu olduğu alışkanlık yapan birşey.
A.Ö.: Ben yaptım. Yine Radyo 24’de iki ay boyunca sabah gazeteleri okuduğum bir program vardı. Arayan izleyici yoktu, daha kendi başımaydım. Bu kesinlikle daha zevkli.
Radyo’da kendinizi nasıl hissediyorsunuz?
M.Y.: Ben çok rahat ve iyi hissediyorum. İnsanların bu konuşma ortamına katılması çok önemli. Devamlı takip eden bir kitlemiz oluşuyor. Sonuna kadar sizi dinliyor. İki hafta önce söylediklerimizi hatırlayanlar oluyor. “Arabadan inemedik dinlemekten, kenara çektik” diyenler oluyor.
A.Ö.: Ben çok özgürleşmiş hissediyorum. Çok mutlu ve cesur yapıyor Radyo insanı.
Ön hazırlık yapıyor musunuz?
M.Y.:Biz normal gün içinde haber konularında da başka konularda da sık sık konuştuğuumuz için ayrıca bir ön hazırlık yapmaya gerek olmuyor. Zaten programa girerken ne konuşacağımızı biliyoruz büyük ölçüde.
A.Ö.: Mete çok güzel müzikler seçiyor. Ben de arada bir iki tane özel şarkı bulmaya çalışıyorum. Arabada bizi dinleyenlerin de keyif alması, eve giderken günü güzel düşüncelerle bitirmelerini istiyoruz.
Programda hiç aksilik yaşadınız mı?
A.Ö.: Ben bir mikrofon devirdim galiba.
M.Y.: Elinde kalmıştı (gülüyor) söktün mikrofonu söktün ya!
Dinleyiciler sizi nasıl karşıladı?
M.Y.: Bunun takdirini biz yapmayalım ama 91.6’da ve internette bizi dinleyen çok bilinçli bir kitle var ve giderek daha da arttığını umuyoruz. Hata kabul etmiyor ve çok güzel bir biçimde bizi uyarıyor. En çok sevdiğim şey, bir dinleyici aradı “O kadar güzel konuşuyorsunuz ki kesmek istemiyorum” demişti.
Başka bir proje var mı?
A.Ö.: ve M.Y.: Bir kitap projemiz var. Bir kurgu roman üzerinde çalışıyoruz. Her şey yolunda giderse 5-6 ay içinde hayata geçirmek istiyoruz.