Eda Özdemir Çelebi Radyo 7’nin sevilen seslerinden biri ve radyonun farklı renklerini oluşturan programlara imza atıyor. Özellikle uzun yıllar yaptığı sağlık programlarıyla dikkat çeken Çelebi, radyo kariyerinde yeniliklere de devam ediyor. “Sağlıklı Yaşam” programında konuklarını ağırlıyor, bilgiler veriyor. Yeni programı “Eda’yla Nostalji”yle her cuma saat 14.00’da dinleyicileriyle buluşuyor. Programda taş plaklardan günümüze, Yeşilçam klasiklerine, Türk Sanat Müziği’nin unutulmayan eserleriyle geçmişe yolculuk yapıyor ve büyük bestekârlardan oluşan özel bir repertuvarla ölümsüz eserleri yayına taşıyor. Eda Özdemir Çelebi bu program için ideal bir isim çünkü kendisi de konservatuvar mezunu bir radyocu ve Türk Sanat Müziği’ni çok seviyor, hatta uzun yıllar birçok sanatçıyla birlikte sahne programları yapmış. Türk Sanat Müziği’nin önemli kültür miraslarından olduğunu düşünen Çelebi, böyle bir program yaparak bu özel mirası dinleyicilere aktarmayı hedeflediğini söyledi. Ayrıca “Türk Sanat Müziği dinlemek ayrıcalıktır” diyen Çelebi, “Söz uçar, yazı kalır”dan hareketle radyodaki programların deşifrelerini de kitap haline getirmeye hazırlanıyor. Pazartesi’den perşembe’ye “Eda’yla Gün Ortası”nı İstanbul 104.6 Radyo 7’den dinleyebilirsiniz...
Uzun yıllar aynı radyoda sağlık programları yaptınız, yine farklı bir
programla dinleyicilerinizin karşısına geçtiniz, yeni programı anlatır mısınız?
Sağlık programımız büyük ses getirmişti. Program sonunda yayının deşifresini yapıyordum. Haber 7.com tarafından yayımlanarak bilgiler pek çok haber sitesine ulaşıyordu. Bir süre ara verdikten sonra yeniden başladık ve haftanın bir günü pazartesi Eda’yla Gün Ortası programında 14.00’da “Sağlıklı Yaşam” bölümünde konuklarımı ağırlıyorum. Kulakdan dolma bilgiler yerine, bilir kişilerden doğru bilgiyi dinleyenlerimize ulaştırıyoruz. Bunun dışında her cuma Saat 14.00’da “Eda’yla Nostalji” programını hazırlayıp sunuyorum. Taş plaktan günümüze, Yeşilçam klasiklerine, Türk Musikisi’nin unutulmayan eserleri eşliğinde geçmişe yolculuk yapıyoruz.
Nostaljiye ilginiz nereden geliyor?Türk müziğini çok seviyorum. Aynı zamanda konservatuvar mezunuyum. Uzun yıllar Türk Sanat Müziği ses ve saz eğitimi aldım. Birçok sanatçı ile uzun zaman sahne aldım. Zaman zaman yine sahne aldığım oluyor. Türk Sanat müziği en önemli kültür miraslarımızdan. Türk Sanat Müziği dinlemek, dinleyip söylemek, hissetmek, yaşamak gibi... Türk Sanat Müziği dinlemek ayrıcalıktır. Ben dinlerken kendimi iyi hissediyorum. Türk Sanat Müziği her ne kadar genç nesil tarafından çok iyi tanınmıyor dense de konservatuvarlara olan başvurular bunun aksini söylüyor gibi. Türk Musikisi hiçbir zaman yok olmayacaktır.
Böyle bir programı uzun zamandır yapmayı çok istiyordum fakat, diğer programlarımın yoğunluğundan olsa gerek sıra gelmedi. Radyomuzun yönetimi de benim bu müziğe olan bağlılığımı biliyordu haftanın bir günü de olsa Türk Musikisi’nin büyük bestekârlarından oluşan muhteşem bir repertuvarla ölümsüz eserleri en güzel seslerden yayına taşıyoruz.
Dinleyicilerin bu farklı programa tepkisi nasıl oldu, ne gibi yorumlar geldi?Tepkiler çok olumlu. Kimisi teknolojiyle beslenmeyen, Türk filmlerine fon müziği olan Türk müziğinin o dönemlerine yani Yeşilçam dönemlerine yolculuk yaptığını söylerken, kimisi romantik şarkılarda kendini kaybettiğini söylüyor. Demek ki doğru bir iş yapıyorum. Bazen eseri dinlerken bir Yeşilçam filminin karesi geliyor gözlerinin önüne. Nostalji rüzgârına kapılmak biraz olsun günümüzün stresinden de uzaklaştırmış oluyor.
Uzun yıllar radyodan ses veren bir radyocu olarak radyodaki hedeflerinize ulaştığınızı düşünüyor musunuz?Radyo programcılığı birkaç ayda ya da sene de öğrenilen bir meslek değil. Zamana yayılarak tecrübe kazanılır. Her geçen sürede bambaşka bir şeyler öğrenirsiniz ve her defasında da bir hedef koyarsınız önünüze. Yayıncının hedefi hiç bitmez. Her zaman daha iyi olmak ister.
Günümüz yayıncılığında bu biraz zor. Bazı yayıncılar robot gibi konuşuyor, hiç sıcaklık yok. Radyoya sıcaklık veren yayıncının samimi, sıcacık sesidir. Benim için en önemlisi saygınlık kazanmak tabi.
Radyo programları dışında neler yapıyorsunuz?Yaptığım program röportajlarından oluşan bir kitap hazırlığım var. Arkadaşlarımızla oluşturduğumuz bir müzik grubumuz var. Özel zamanlarda solist olarak onlarla sahne alıyorum.
Seslendirme yapıyorum. Reklam ya da film fark etmiyor. Çok fazla televizyon izlemiyorum. Dizi takibim yok ama sinema ve tiyatroya mutlaka giderim. Kitap okumayı çok severim. Her hafta bir tane bitiririm. Özellikle de yolda okurum.
Bu yüzden kitap fuarlarına mutlaka giderim. Ailem ve arkadaşlarıma vakit ayırırım.Bir de sekiz yaşında Azra adında dünya tatlısı bir kızım var. Hafta sonlarını onun sevdiği aktivitelerle geçiriyorum.
‘Konuğumu vermemek için kapıyı kilitledim!’
Peki dinleyicinin kulağına gitmeyen ama sizin yayın esnasında yaşadığınız ilginç olaylar başınıza geldi mi?
Aklıma geldikçe gülüyorum. Birgün, bir konuğum benim programıma geleceği gün aynı zamanda bir televizyon programına da söz vermiş. Fakat oradaki yayın akışı nedeniyle programı iptal olmuş. O da çıkıp benim programıma yetişti. Fakat Televizyonda da yine akış değişikliği oluyor ve konuğumu “Programa gelebilirsin” diye arıyorlar ama konuğum benimle canlı yayında. Program yapımcısı yayından konuğu almak için Radyo 7 stüdyosuna geldi. Ben tabii yollamadım, hatta stüdyonun kapısını kilitleyip yayınımı devam ettirdim!