Hakan Eren, bu yıl Radyo D’deki 15’inci yılını kutluyor. Bu vesileyle görüştüğümüz Eren’le nostalji dünyasına doğru eğlenceli bir yolculuk yaptık. Eren, yıllardır aynı radyoda olmasını, değişmeyen yayın günü ve saatini kısaca istikrarını şöyle anlattı: “Radyomu çok seviyorum. Yaptığım programı, müzik dünyasında yaptığım işleri destekleyen ve sahip çıkan bir yerde çalışıyorum. İyi bir dinleyici kitlem var, radyomla özdeşleştim. Buraya çok şey borçluyum ve bu birlikteliğimi bozmak istemem.” Ekrandaki dönem dizilerine de şarkı seçerek destek veren Eren’in en sevdiği dizi ‘Seksenler.’ Eren ayrıca 80’li yıllarla ilgili ‘Bir Zamanlar-Seksenler’ adından bir albüm de çıkardı. Nostaljiyi gençlere sevdirmek amacıyla bu yolu seçen radyocu, Gazino kültürünü de yaşatmak ve sevdirmek için, ‘Gazino Show’ adı altında konserlere de imza atıyor. Eren’i ‘Bir Zamanlar’ programıyla pazar-pazartesi günleri 21.00-23.00 saatleri arasında Radyo D’den dinleyebilirsiniz...
Yıllardır nostaiji programıyla sevenlerine seslenen Hakan Eren, Radyo D’de 15’inci yılını kutluyor. İyi bir dinleyici kitlesi olduğunu söyleyen Eren, “RAdyomla özdeşleştim. çok şey borçluyum, radyomu seviyorum” diyor
Radyo D’deki programınız 15’inci yılını doldurdu, bu istikrarı neye borçlusunuz?
Boğa burcu olmama bağlayabiliriz. Sürekli iş değiştirmeyi sevmem ve hayatımdan memnunsam beni kimse yerimden oynatamaz. Her şey para değildir benim hayatımda. Ayrıca radyomu çok seviyorum. Yaptığım programı ve müzik dünyasında yaptığım işlerde beni destekleyen, bana sahip çıkan bir radyom var. İyi bir dinleyici kitlem var ve radyomla özdeşleştim. Radyoma çok şey borçluyum ve bu birlikteliğimi bozmak istemem. Radyom beni, ben radyomu seviyorum.
Yıllardır nostalji programıyla dinleyicilerin karşısına çıkıyorsunuz, farklı bir program yapma isteğiniz oldu mu?
Evet oldu ve arada oluyor. Özel radyolarda çalışırken, TRT’de çalışan, yani aynı anda birkaç radyoda çalışabilen ender radyoculardanım. Sağ olsun müdürüm Sezgin Onat bana böyle bir ayrıcalık tanımıştı. Şimdi Türk sanat müziği ağırlıklı radyo programı yapmak istiyorum. Nostalji bağlantılı programlar yapabilirim. Dinleyicilerim onun dışında bir formatı yadırgar.
Radyoculuk adına neler yapmak istiyorsunuz?
Radyoculuktan başlayıp, Ossi müziğe kadar uzanan bir iş yoğunluğum olduğundan radyo programı yapmaya zorlanıyorum. Ama benim için bir terapi oluyor canlı yayın. 15 yıldır pazar gecelerim hep radyoda geçiyor. Radyoda daha belgesel tarzı programlar yapmak istiyorum. Çünkü arşivimde dinleyicilerime dinletemediğim geçmişe ait çok önemli ses kayıtları var. Onları belgesel tarzı bir programla dinletmek isterdim.
Arada bir radyolarda ve televizyonlarda esen ‘nostalji’ furyasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ben Radyo D’de ‘Bir Zamanlar’ programına başlarken pek nostalji programı yoktu. Ben ve Naim Dilmener nostaljiyi patlatmaya çalıştık yıllarca. Daha sonra bizle birlikte Yavuz Hakan Tok, Zeynep Göktürk, Murat Meriç ve Olcay Tanberken oldu bu yola gönül koyan. Ama benim için bu işin zirvesi ‘Anlamazdın’ şarkısı ve ‘Issız Adam’ filmi oldu. Plak nedir anlatmaya çalıştık durduk. Gençler artık plağın ne olduğunu iyi biliyor, hatta şimdi ki albümleri plak olarak basmaya başladı müzik şirketleri.
Plak kültürünün ardından şimdi de gazino kültürünü anlatmaya başladınız...
Gazino Show’la başladı bu konserlerim ve şimdi Aile Gazinosu projemle devam ediyor. Aile Gazinosu’yla Anadolu turnesine çıktım sayılır. Festivaller sayesinde halkımıza ulaştırıyorum gazino konseptimizi. Neşe Karaböcek assolistimiz. Seyyal Taner, Selçuk Ural, Semiha Yankı, Nur Yoldaş, Bilgen Bengü ve Ersan Erdura’yla kadrom tamamlanıyor. Sunuculuğunu benim yaptığım bu projeyle, bu yaz tüm Türkiye’yi dolaşacağız. Geçen hafta Tekirdağ Kiraz Festivali’yle start aldık. Bu büyük sanatçıların konserinde on binlerce kişi alkış kıyamet kopardı.
Radyoculuğun bir zamanı var mı sizce?
İyi bir program formatı yarattığın zaman radyoculuk başlar. Etrafıma bakıyorum birçok kişi radyocu olmak istiyor. Düz anonslarla yayın yapan radyocu arkadaşımız var ama kendine has format yayını yapanlar az. Farkındaysanız son yıllarda hiç parlayan bir radyocu isim göremezsiniz. Şu anda yayın yapan ve popülerliğini sağlamış isimlerin hepsi 90’lardan kalma. Radyolar otomasyona geçtiğinden beri popüler radyocu isimleri yaratamıyor artık.
‘SEKSENLER DİZİSİNE BAYILIYORUM’
Ekranda ‘Seksenler’ ve yeni başlayan ‘Doksanlar’ gibi diziler var. Bu dizilerin müzik seçimlerine katkınız oluyor mu?
İster istemez ben de varım tabii ki. Çünkü şarkıların çoğunu benden alıyorlar veya bana danışarak dizilerde kullanıyorlar. Dizilerin çoğunda nostaljik şarkı kullanılıyorsa, sadece hatırası olan orta yaş grubu değil, gençler de seviyor diyebiliriz. Bu benim için güzel bir durum çünkü istediğimizi başardığımız anlamına geliyor. ‘Seksenler’ dizisine bayılıyorum. Hatta oraya verdiğim şarkılardan oluşan ‘Bir Zamanlar-Seksenler’ diye albüm bile yaptım.