Özel radyoların açıldığı dönemde mikrofonla tanışan ilk kuşak radyoculardan biri Şakir Bozan ama radyo dinleyicisi onu ‘Ada Vapuru Şakir’ olarak tanıyor. Kınalıada’da büyüdüğünden ve deniz sevdasından dolayı da programın ismi ‘Ada Vapuru’ oluyor. Son dönemde birçok farklı isimle anlaşarak ses getiren Karadeniz FM’in eski programcılarından olan Bozan, 13.00-15.00 saatleri arasında dinleyicilerine sesleniyor. Programına başlarken dinleyicilerine “Tamamen kendinizi soyutlamaya çalışın, dış dünya ile iki saat de olsa bağlantınızı başarabilirseniz koparın ve mutlu olabilmek, kendim için bir şey yaptım diyebilmek için bahaneler uydurun, Ada Vapuru’nu bu şekilde dinleyin” diyor. Daha önceki radyolarında dinleyicileriyle ‘Hanım- bey’ düzeyinde diyalogları olduğunu söyleyen Bozan, “Karadeniz FM’de üzerime bir “Abi” gömleği giydirildi, büyük-küçük, genç-yaşlı herkesin abisiyim” diyerek memnuniyetini dile getiriyor. Karadenz FM’in dinleyicilerinin sadece Karadenizli olmadığı vurgusunu da yapan Bozan, Karadeniz FM dinleyicisini ise şöyle anlatıyor: “Radyosunun iyi olabilmesi için de her türlü çabayı gösteren, radyosuna sahip çıkan, radyosunda çalışan programcıyı önemseyen bir profil...” Şakir ile Ada Vapuru’nu Karadeniz FM’den dinleyebilirsiniz....
* İlk dönem radyoculardan birisiniz. Hikâyeniz nasıl başlıyor?
Evet, ilk kuşak radyoculardan biriyim. Küçükken mikrofona olan tutkunluğum aslında özel radyoların açılması, dilediğim şeyin ayağıma gelmesi gibi bir şeydi.
Bunu fırsat bilip kapıyı aralamaktan çok bunu ben yapmalıyım diyerek tekme ile açıp direk dalmıştım içeriye. Ve hâlâ içerdeyim ne zaman çıkacağım ise belli değil...
n Haber spikerliğinden radyo programcılığına geçtiniz, habercilik kanınıza girdi mi, hiç özlediğiniz oluyor mu?
Haber aslında sizin de söylediğiniz gibi insanın kanına giren kimi zaman iyi, kimi zaman kötü bir mikrop gibi bir kere bulaştınız mı bir daha kurtulmanız zordur.
Ancak habercilik dönemlerinde radyo programcılığı da başka bir meraktı ve bu merakımı gidermek istediğim ilk günden bu güne biraz benim isteğim biraz farklı etkenler radyoculuğu ön plana çıkardı.
Haberciliği özlüyor muyum? Hem de çok.. Ve hayatın her anında etrafımdaki her şeye haber mantığı ile bakıyorum. Yılların özlemini bu yaz kısa da olsa Karadeniz TV’de haber sunarak gidermiş oldum.
* Programda dinleyicilerinize neler hazırlıyorsunuz?
Program, aktüel bir içeriğe sahip olsa da ben hayatın bizim karşımıza çıkardığı bir çok olumsuzluğu gizliyorum içinde. Sabah uyandığımızdan gece uyuduğumuz son ana kadar gazetelerde, televizyonlarda, yaşadığımız alanlarda insanların birbirine karşı olan tahammülsüzlüğü ve iç karartıcı olayların yaşanması bu gizlemeye sebep olan bir etkendir.
Ve ben dinleyicilerime her programın başında “Tamamen kendinizi soyutlamaya çalışın, dış dünya ile iki saat de olsa bağlantınızı başarabilirseniz koparın ve mutlu olabilmek, keyif aldığınızı hissetmek, kendim için bir şey yaptım diyebilmek için bahaneler uydurun, hatta pembe yalanlar söyleyin kendinize ve Adavapuru’nu bu şekilde dinleyin” diyorum.
* Radyodaki hayallerinize ulaştığınızı düşünüyor musunuz?
Radyonun her günü başka bir hayal. Dinleyici bu gün programda ne çalınacak, ne konuşulacak, ne paylaşılacak diye nasıl ki sürekli bir merak içinde ya da bir beğeni ile sizi dinliyorsa, radyocu olarak da ilk başladığım günlerde kaset çaldığımız bir radyoculuk, şimdilerde tamamen teknolojinin getirdiği önemli araçlarla devam ediyor. Yani ilk zamanlarda bu günleri hayal etmek bile neredeyse imkânsızdı.
Her güne bir yenilik düşünülürse hayallerim tam olarak gerçekleşmiş sayılamaz. Yapacak çok şey olduğunu düşünüyorum. Buna radyocu olmak hayali diye bir düşünce ile bakacak olursak, evet radyocu oldum ve radyocu olma hayalimi gerçekleştirmiş oldum.
* Başka radyo programları dinliyor musunuz, kimleri dinliyorsunuz?
Aslında çok fazla radyo dinlemem etkilenmekten korkarım. Yani bir dinleyici sabah bir başka radyocuyu dinliyorsa benim programımda da beni dinliyor olma ihtimali çok yüksek.
Olur da bir konu üzerinde aynı cümleleri kurma ve olaya aynı açıdan bakma gibi bir durum olabileceğinden dinleyicinin karşısında bir başkasının devamı olmaktan uzak durmaya çalışırım. Hiç mi dinlemediniz diye sorarsanız tabi ki çok nadir de olsa severek dinlediğim, benim programımın tamamen dışında tarzı olan Cem Arslan’ı söyleyebilirim.
* Dinleyicilerinizle nasıl bir iletişim içindesiniz, neler paylaşıyorsunuz?
Dinleyici çabuk unutur. Çalıştığım radyolarda kısa süreli kalmadığım halde beni benimseyen bir çok dinleyici benim saatimde yerime gelen kişiyi eğer iyi ise çok çabuk benimseyebiliyor. Bu nedenle sonucu bildiğimden sonuçtan çok etkilenmem. Dinleyici benim için her bayan hanım efendi, her erkek beyefendidir.
Mevkisi ne olursa olsun. Ancak Karadeniz FM’de üzerime bir “Abi” gömleği giydirildi, büyük-küçük, genç-yaşlı herkesin abisiyim.
Yani yayında telefonla olsun SMS ile ya da farklı yollarla ulaşan herkes abi diyor. Bu da eğer samimiyetin dışına çıkılmazsa bana da keyif veriyor. Onlara da ailelerinden bir fert olduğumu hissettiriyor. Şimdilik gayet memnunum.
n Radyoculuk hayatınızda sizi gülümseten ya da hüzünlendiren bir olay başınıza geldi mi?
Yayın yönetmenliği yaptığım dönemde bir sabah uyanıp program yapan iki arkadaş vardı radyoda onlara telefon açtım. “Şu andan itibaren yayınınıza veda ediyorsunuz, dün akşam yapılan yönetim kurulu toplantısı kararıdır bu.”
Onlar da bu söylediğimi hiç sorgulamadan mikrofonu açıp “Yayınımıza burada son veriyoruz. Nedenini bilmiyoruz ancak çok sevdiğimiz bir yayın yönetmenimiz var onun uyarısıdır. Sebebi her ne olursa olsun haklı bir gerekçesi vardır. Umarım başka yerlerde tekrar karşılaşırız.” Diyerek veda ettiler. Ben sekreterden beni canlı yayına bağlamasını söyledim ve onlar da beni yayına aldılar ikisi de çok üzgündü. Ama ben onlara o günün 1 Nisan olduğunu hatırlatınca inanılmaz bir şok yaşayıp zaten yayın yapamayacak hale gelmişlerdi.
‘Karadeniz dinleyicisi radyocuyu sahipleniyor’
Karadeniz FM’in dinleyicisini sadece Karadenizli dinleyici olarak algılamak yanlış olur. Programımı ülkemizin her ilinden insanın dinlediğini biliyorum. Bu yüzden de Karadeniz FM’i son reyting raporlarında İstanbul’da 5. yapan dinleyici ağırlıkta Karadenizli olsa da asla tamamı olmamıştır.
Karadenizli dinleyiciyi neşeli, öküz altında buzağı arayacak anlayışa sahip olmayan, radyonun iyi olabilmesi için de her türlü çabayı gösteren, radyosuna sahip çıkan, radyosunda çalışan programcıyı önemseyen profilde bir kitle olarak adlandırabiliriz.