Yeliz Aras Çelikel

Yeliz Aras Çelikel

yeliz.aras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bir radyonun olmazsa olmazları nelerdir? İsmi? Frekansı? Cıngılı? Müzikleri? DJ’leri?... Liste uzayabilir. Peki... Bir radyo, frekansını değiştirirse nolur? ‘Radyonun sonu olur’ yanıtını veriyorsanız eğer, yanılıyorsunuz. Bu düşüncenizi altüst edecek bir örnek var; İstanbul FM. İlk özel radyolardan biri olan ve yıllardır değişmeyen frekansıyla tanınan İstanbul FM artık 88.6 frekansından dinleyicilerini karşılıyor. Sadece frekansı değişen radyo, aynı isimle ve ekibine katılan yeni isimlerle yoluna devam ediyor, hem de hiç kayıp vermeden aksine dinleyici sayısını arttırarak...  Biz de değişikliklerin izini sürmek üzere  İstanbul FM’e gittik. Frekansların kimsenin tekelinde olmadığını ve önemli olanın yayıncılık ilkelerine bağlı kalmanın olduğunu vurgulayan İstanbul FM’in Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Sabri Demirdöğen ve radyonun Genel Yayın Yönetmeni Gürdal Çakır’la değişiklikleri, yenilikleri ve İstanbul FM’i konuştuk...  İstanbul FM’i www.istanbulfm.com.tr adresinden de dinleyebilirsiniz...

Haberin Devamı

88.6
İSTANBUL FM

Çağla Kucur’la, Aktüel Haberler’de birlikte günlük gazete haberleri ve yorumlarını,
Altan Kiraz’la, Maximum’da Gündemdeki magazinsel  haberlerini,
Gürdal Çakır’la, Artı’da müzik haberleri konserleri ve ayrıntılarını...
Kerem Canğar’la Kültür Sanat ve etkinliklerle ilgili haberleri,
Kenan Sarıkaya’la Müzik haberlerini   ve gündemi takip edebilirsiniz....

‘İstanbul’luların yeni frekansı

Radyonun frekansı radyonun mihenk taşı gibi  düşünülür... İstanbul FM’in frekansının değişiklik sürecinden  bahseder misiniz?
Dr. Sabri Demirdöğen: Frekans değişikliklerinin sebeplerden biri 106 frekansını çok sevdiğim bir arkadaşım “Frekansı bize ver” dedi. Israr ettiler, biz de frekansımızı devrettik. Onlar yayın yapmaya başladılar. Düşündüm ki frekans önemli değildir; çünkü sadece İstanbul’da o frekanstaydık, diğer illerde değişiyordu. Bana göre önemli olan frekans değil, İstanbul FM’in yıllardır marka oluşudur. Özellikle yeni frekansımızda 4 ay reklam almadık, birinci olana kadar. Radyoculuğu gösterdik. Ben iddialıyım. Demek ki frekansla ilgisi yok.
Bunu ispat etmek için mi frekans değişikliğine gidildi?
Evet, bunu ispat etmek için. RTÜK’te frekanslarda değişiklik yaptı ve birçok radyonun frekansları değişti. Ben bu işi çok iyi biliyorum. Yarın öbür gün değişebilir tüm frekanslar... Frekans kimsenin değildir, “Buradan yayın yapma diğerinden yap” diyebilirler, bunun garantisi yok.
Eski frekansınız FM bandında son frekanslar arasındaydı, yeni frekansınız ilk frekanslardan birinde... Bunun bir avantaj olabileceğini düşünüyor musunuz?
Evet, 88.6’nın ilk frekanslar arasında olmasının avantajlı olduğunu düşünüyorum. Dinleyiciler kolay buldu ve alıştı.  Yayınım daha net ve güzel oldu. Önemli olan halka bu yayını dinletmek, halka bir şeyler vermektir. Radyoculuk sabahtan akşama kadar müzik çalmak değildir. Halktan aldığını halka vermektir.
Frekans değişikliğini dinleyicilerinize nasıl duyurdunuz?
Gürdal Çakır: Bir ay diğer frekansla paralel yayın yaparak, reklam ve tanıtım çalışmalarıyla yeni frekansımızı duyurmaya başladık, canlı yayın araçlarını otobüs ve taksilerini İstanbul resimleriyle, İstanbul FM frekansları ve logolarıyla süsleyip frekansımızı duyurduk.
Müzikal anlamda değişiklik var mı?
1.5 senedir müzik radyosu olma yolunda ilerleme kararı aldık. Frekansın değişimi bize ayak uydurdu.  Şov programlarından arınıldı, konuşma sürelerini kısıtladık. Hâlâ Türkçe pop müziğin en iyilerini dinletiyoruz. Dinleyicilerimizin radyomuzu açtığında bir şarkı yüzünden başka bir radyoya geçmesin istiyoruz.
Müzik Direktörü’nün kriterleri neler olmalıdır? Dinleyici istekleri mi? Sektörde öne çıkan şarkılar mı?
Bir noktada kendi zevklerini elememelidir... Herkes aynı şarkıları çalıyor, ama ayırdedici şarkılar vardır, bir şarkının hangi saatlerde ve kaç kere tekrar ettiği önemlidir, bunun yanında dinleyicilerin istekleri de önemli.
Dinleyicilerin radyoyu dinlemesinde herhangi bir farklılık oldu mu? Onlar nasıl  karşıladılar frekans değişikliğini?
Dinleyici kaybımız olmadı, sadık dinleyicilerimiz hemen bizi buldular. Sadece bir merak uyandı frekansın değişmesi konusunda... Önemli olan zoru başarmaktı.  Amacımız iyi olduğumuzu ne şartta olursa olsun ispatlamaktı. Yayın ağımız ve kalitemizden ödün vermedik.
İstanbul FM bangır bangır  değil de sessiz sedasız, ama  isim yapmış bir radyo...
Bu konuda hem ukalayız hem mütevaziyiz. Ukalayız;  radyoculuğun  ne olduğunu biliyoruz. Mütevazıyız; bizi bilen biliyor! Duyurulması gereken, bilinmesi gerekenleri duyuruyoruz. Gereksiz şeylerden de bahsetmiyoruz. Bir ismin her yerde geçmesi demek çok başarılı olduğu anlamına da gelmez...