Frekanslar arasında geziniyorsunuz, tesadüf 107.0 Radyo Seymen’e denk geldiniz, kaşık sesleriyle elektro bağlama sesi birbirine karışıyor, dinlemeye devam ettikçe hangi müzik türünü severseniz sevin yerinizde duramıyorsunuz, Afyon Kırık Havası, Karadeniz Kemençesi, Yörük havaları, Adana Çiftetellisi, Bolu sallama havası, Misket ve daha nice iç kıpırdatan melodiler... “Bu nasıl oyun havaları, bu nasıl coşku” diye içinizden geçiriyorsunuz ya da “Bir şarkıda böyledir, birazdan biter” diye... Ama yanıldınız, oyun havaları devam ediyor, sabahtan geceye kadar hem de hızını kaybetmeden... Bünyesinde KralTürk Radyo ve Radyo Seymen’in bulunduğu Vatan Medya’nın iddialı radyosu Seymen, “Eğlence” konseptiyle yayın yapan bir radyo ve “Oynamaya Doyamayacaksınız!” sloganıyla da tüm Türkiye’yi oynatmaya kararlı! Sabah 07.00’den gece 02.00’ye kadar eğlenceli programcılarıyla şiveli ve içten konuşmalarıyla interaktif olan Radyo Seymen, özellikle “Arabada dinlenme” sıralamasına göre yükselişte... Bu farklı konsepti, yıllardır adı değişmeyen hatta annesinin bile “Derman” diye seslendiği radyonun Genel Yayın Yönetmeni ayrıca programcısı Derman’la konuştuk. Derman, ilk yayına başladıklarında “Kimse dinlemez boş yere zaman harcamayın, siz çılgın mısınız?” diyenlere, “2012 sonuna kadar hedefimiz ilk 5” diye yanıt veriyor. Radyo Seymen’i www.radyoseymen.com adresinden de dinleyebilirsiniz...
Radyo Seymen ne zamandır yayında?
2010 yılında yayın hayatına başladı. Biz yayına başladığımız zaman Yönetim Kurulu Başkanımıza ve bizlere herkes şunu söylüyordu “Kimse dinlemez, boş yere zaman harcamayın. Siz çılgın mısınız?” gibi birçok şeyle karşılaştık. Yılmadık, inandık... Bugün geldiğimiz noktada biz hâlâ daha iyi daha kaliteli, eğlenceli, yayın yapabilmek için gece gündüz çalışıyoruz.
Radyolar arasında farklı bir konsepti seçmişsiniz, nasıl çıktı bu Türkiye’yi oynatma fikri?
Yönetim Kurulu Başkanımız Sayın Mustafa Ödübek kendisi de eski bir radyocudur ve fikir ona ait. Birgün “Bir süprizim var” dedi ve Radyo Seymen kardeş radyomuz olarak yayın hayatına başladı. Bizi de farklı bir mutluluk farklı bir heyecan sardı.
Bu farklılık çaldığınız müziklere de yansıyor, şarkı seçimlerini nasıl yapıyorsunuz?
Biz 7-24 özellikle hareketli türkülere yer veriyoruz, hem Ankara havaları, hem iç Anadolu havalarıyla süslüyoruz yayınlarımızı...
Sadece Ankara havaları değil, ağırlıklı olarak İç Anadolu yöresine ait türkülere de yer veriyoruz. Playlistlerimizi özenle seçiyoruz, bu anlamda programlarımız ağırlıklı olarak istek programları, özellikle dinleyicilerimizin memnun kalması bizim için her şeyden önemli, programcı arkadaşlarımız sürekli arşiv konusunda arı gibi çalışıyor, yeni eserler, hem Ankara havalarından hem de İç Anadolu türkülerinden programlarında harmanlayarak dinleyenlerimize sunuyorlar...
Başka yörelerin de oyun havalarını çalıyor musunuz?
İsteklerden seçmeler yapıyoruz. Örneğin bir Roman havası mutlaka duyarsınız, ya da Afyon Kırık Havası, Karadeniz Kemençesi, Yörük havaları, Adana Çiftetellesi, Bolu Sallama havası, Misket gibi her şeyi duymak mümkün. Biz dinleyicilerimizden gelen isteklerle programlarımıza yön veriyoruz. Onlar ne istiyorsa yer çalıyoruz.
Programcılarınız eğlenceli konuşmalarıyla dikkat çekiyor...
Benimle beraber 6 programcıyız. Sabah saatleri arasında “Bizim Oğlan Bilal” arkadaşımız gündemden kısa haberler trafik yol durumu bilgilerini veriyor, ardından “Zehra Bacı” mesai saatinde istek programı yapıyor.
“Pazarcı Bora” anlattığı ilginç Anadolu hikâyeleri dinleyiciyle paylaşıyor. Ardından “Pınar’ın Dünyası” dinleyicilerin en çok gülüşüne takıldığı bir isim... Akşam saatlerinde film kopuyor, canlı yayınlara dinleyiciler de katılmaya başlıyor.
“Hacı Dayı Show” yurdun dört bir yanından telefon bağlantılarıyla dinleyicilerden yol, hava , ekonomi durumu ve tarlalardaki ekilmiş ürün mahsüllerine kadar bilgi alıyor! “Derman Show” yani benim programda ise herkes günü bitirmiş olmanın verdiği huzurla açıyor radyolarını canlı telefon bağlantıları, memleketlerinden haberlerle devam ediyoruz.
Günün her saatinde oynatan bir radyonun arka planında programcıların durumu nasıl?
Aslında bu soruya çok şey anlatmak isterim benim ve arkadaşlarım hakkında ama bizi dinlemeyenlerin merak etmesi açısından susuyorum.
Sizin radyoculuk kariyeriniz nasıl başlamıştı?
1995 yılında İstanbul’da yaz mevsimini geçirmek maksadıyla başlamıştım. Sonra bütün meslektaşlarım gibi anlatma aşkı beni de sarmıştı, kopamadım...
Sadece yayın değil reklam departmanında, prodüksiyonda seslendirme, dublaj, derken uzun yıllar birçok radyoda yerel, bölgesel, ulusal olmak üzere görev yaptım... Hayatımda ve mesleğimde dönüm noktası Mustafa Ödübek’le tanışmamdı.
‘Türkçe’nin belini kırmıyoruz!’
Dinleyiciler radyonuzu nasıl karşıladı, bazıları kullandığınız Türkçeye takmış durumda...
Bazılarının zannettiği gibi biz Türkçenin belini kırmıyoruz... Türkçeyi İstanbul ağzıyla değil de Anadolu ağzıyla konusuyoruz, biz bunu isteyerek bile bile yapıyoruz... Yüzlerce radyo arasında bizi farklı kılan, dinlenilir yapan kendi gibi konuşan insanları halkımızın severek dinlemeleridir. Halkımız köyünde kasabasında tam da böyle konuşuyor. Radyo Seymen’i dinleyenleri eğlendirmek bin türlü hayat şartları ile yorgun düşen insanları gülümsetmek kafalarındaki problemleri dağıtmak, trafik stresinin etkilerini azaltmak için uğraşıyoruz. Dinleyici tepkileri çok güzel...