Yeliz Aras Çelikel

Yeliz Aras Çelikel

yeliz.aras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bazı şarkılar vardır, en olmadık anda, nerede yaşıyor ve ne yaşıyorsanız alır sizi götürür istediği yere... Bazı şarkılar vardır ki, kokuların büyüsü gibi takılır kalır hafızanıza ve duyduğunuz anda çağrışımın gücüyle yaşanmışları yeniden yaşatır... Bazı radyolar da vardır, bu özel şarkıları günün her saatinde duyabilmenizi sağlayan. İşte bunlardan biri, buram buram aşk kokan, “Aşkı Hisset” sloganıyla dinleyicilerine öğütte bulunan, İstanbullulara özel, şehir radyosu Joy Türk! Yenilenen haliyle dinleyicilerinin karşısına çıkan radyonun başında, şarkılarla tedaviyi gönüllü üstlenen Radyocu-Psikolog Gökhan Çınar var. 4 yıldır radyoda program yapan Çınar, “İki kimliğimi birbirinden çok ayırırım, ama şarkıların geçişlerinde mesleki bilgi kullanıyorum.” itirafında bulunuyor. Çınar, şarkıların geçişlerini öyle ince ayarlıyor ki, “Sürekli slow şarkı dinlemek depresyona sokar” ön yargısını da tuzla buz ediyor. Ve ardından şu cümleler geliyor: “Slow şarkıda sadece acı yoktur, mutlu, umut veren slow şarkılar da vardır. Biz de slow şarkıları severek dinliyor ve hazırlıyoruz. Acıklı denen şarkılarla dinleyiciyi depresyona sokmuyoruz. Radyomuzda çok uç arabesk ve fantezi şarkı duyamazsınız... ” Gökhan Çınar’la Joy Türk’ün yeniliklerini, mutlu slow ve ruhlara dokunan şarkılarını konuştuk.

Haberin Devamı

JOY TÜRK’ÜN BAŞINA GEÇEN, HEM RADYOCU, HEM PSİKOLOG OLAN GÖKHAN ÇINAR, ŞARKILARLA VE DİNLEYİCİLERİN, DERİN SORULARIYLA KONUKLARININ İÇ DÜNYALARINI KEŞFEDİYOR

Radyonun yıllardır oturmuş belirli bir kimliği var, sizinle birlikte neler değişti?
Türkiye slow müziği çok sever. Yalnızlığı da mutluluğu da şarkılarla yaşar. Biz daha önce yapılan bir şeyi durdurduk. Şarkılarla beraber, ağdalı anonslardan kaçınıyoruz. Bazı şarkılar yeteri kadar hüzün kokuyor ve vermek istediklerini veriyor.

Radyonun ‘anons’ kriteri nedir?
Bir şarkı ayrılık anlatıyorsa, yayıncı “Ah siz de ayrıldınız mı, niye böyle oldu?” demiyor. Güleryüzlü anonslarımız. Şehirdeki etkinlikler hakkında bilgiler veriyoruz. Vurguladığımız şey, bir aşk radyosu olduğumuz gibi, sinemaya, tiyatroya gidenlerin tercih ettiği bir şehir radyosuyuz.

Müzik daha mı ön planda?
Yayıncılarımızın her biri ayrı bir kimlik, ama yayıncıyı çok öne çıkaran bir radyo değiliz. Radyo olarak bir özelliğimiz daha var, sanatçılarla ilgili bilinmeyeni de veriyoruz. Bir Sezen Aksu şarkısının ardından onunla ilgili bilinmeyeni de paylaşıyoruz.

Aynı zamanda psikologsunuz... Duygulara hitap eden bir radyonun başında psikolog olarak yer almanız sizin için de farklı bir deneyim olmuştur...
Kesinlikle. O psikoloji çok farklı, burası insanların duygularına ortak olan bir yer. Çoğu zaman şarkılarla anlatmaz mıyız duygularımızı...

Peki mesleki bilgileriniz en çok nerelerde devreye giriyor?
İki kimliği birbirinden çok ayırırım, ama şarkıların geçişlerinde mesleki bilgi kullanıyorum. Bir şarkıdan sonra gelebilecek bir başka şarkı bir bütünü tamamlayabiliyor... Ruh hallerini dengede tutmaya çalışıyoruz.

Radyolar için gece yayınları daha özeldir, gece saatlerinde şarkılara ayrı özen gösteriyor musunuz?
Duyguları daha çok öne çıkarıyoruz. Gece sadece yalnızlık gidermek için de radyomuzu dinliyorlar. Uç arabesk fantezi öğeler duyamazsınız. En büyük farkımız müziklerimiz.

“İçine acı katılmamış slow şarkı yoktur!” algısıyla aranız nasıl?
Zıt duygular da olabilir şarkılarda, sadece yalnızlık, hüzün, acı anlatılmaz. Bir umuttan, mutluluktan aşktan da bahseden şarkılar vardır. Ben slow şarkılarda umut vadeden çok şarkı biliyorum. Slow müzik sadece acıyı ve aşkı anlatmıyor.

Sizin de programınız var ve konuk profiliniz farklı, neden?
“Buluşmalar”da genelde radyolara çıkmayanlar, yaptıklarıyla iz bırakanlar konuk oluyor. Bizde yeni albüm çıkarmış, promosyon yapan birini duyamazsınız...

Dinleyici olarak konuklu programlarda gözünüze en fazla çarpan hata nedir?
Genelde dinleyici olarak benim en büyük sıkıntım, konuğa yöneltilen sorulardır. Klasik sorular , “Hoş geldin, bu albümde kimlerle çalıştın?” gibi... İki dakika sonra konu burç olur.

Peki siz nasıl sorularla iç dünyalara yolculuk yapıyorsunuz?
“Hayatınızın dönüm noktası nedir?” “En son ne zaman bütün gece ağladın?” gibi... İç dünyalarını keşfediyoruz. Samimiyet yayına da yansıyor. Genelde politik cevaplar yerine, samimiyetle gerçekçi cevaplar geliyor.

Milyonlara iç dökümü kolay olmayabilir, zorlandığınız oldu mu?
Bu biyografi formatı, bazıları kendi hayatlarını anlatmak istemeyebilirler.

En keyif aldığınız program?
Leman Sam’la ve Feridun Düzağaç’la program yaparken çok eğlendik.

Peki heyecanlandığınız?
Nilüfer programında çok heyecanlandım. Ne kadar psikolog da olsanız, hayatınızda birçok anıya fon olmuş şarkıları söyleyen kişi karşınızda... İlk 15 dakika sesim titredi. Onlarla olmak hayaliniz, o amatör hali kaybetmiyorum.

Haberin Devamı

“İÇ DÜNYALARI KEŞFEDİYORUZ”

“Sezen Aksu’ya sesleniyorum!”
En çok kimi konuk etmek istersiniz?
Hem radyo için, hem benim için çok özeldir Sezen Aksu. Takipteyim, inşallah konuğum olacak. Sohbet öyle samimiyetle ilerliyor ki, benim programımda çok huzurlu olacağını düşünüyorum. Buradan Sezen Aksu’ya sesleniyorum!