Yeliz Aras Çelikel

Yeliz Aras Çelikel

yeliz.aras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Radyolar arasında farklı müzik harmanlanarak yeni formatlar denenmeye devam ediyor ve bu aralar dinleyicilerine ‘merhaba’ diyen radyolar genelde arabesk ve fantezi müzik ağırlıklı oluyor. Radyo Keyf de bu akıma uyarak arabesk ve fantezi müzik yayınlarıyla dinleyicilerine seslenmeye başladı. 1996 yılında Mavi Karadeniz adıyla yayın hayatına başlayan ve geçtiğimiz aylarda Radyo Keyf adını alarak programlarına devam eden radyo, yönetimi, programcıları ve stüdyolarıyla baştan sona yenilendi, değişti. Gitassi Medya Group’a bağlı olan Radyo Keyf sadece tek müzik tarzıyla değil de karma bir yayın akışını benimseyip Arabesk, Fantezi, Türk Halk Müziği, Türk Sanat Müziği ve Türk Pop Müziği’nin seçkin örneklerini geniş kitlelere ulaştırıyor. Radyonun hikâyesini ve radyoyla ilgili hedeflerini Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Adıyaman ve Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Adıyaman’dan dinledik. İstanbul ve tüm Marmara’ya yayın yapan radyo genç ve renkli ekibiyle, teknik altyapısı ve son teknolojiyle donatılmış stüdyolarıyla iddialı bir şekilde radyo dünyasında önemli bir yeri hedefliyor. ‘Keyfiniz daim olsun’ sloganıyla yola çıkan radyoyu İstanbul 106.4 frekansından ve www.radyokeyf.net’ten takip edebilirsiniz.

Hayatınıza keyf katın



Radyo Keyf’in hikâyesi nasıl başladı?
İsmail Adıyaman: Radyonun eski ismi Mavi Karadeniz’di, İstanbul’da da bir radyomuz olsun ama bölgesel olsun diye düşünüyorduk. Haziran’dan beri Radyo Keyf olarak dinleyicilere sesleniyoruz. Cihazlarımızı stüdyolarımızı yeniledik. Radyomuza epey yatırım yaptık. İllerdeki vericilerimizi düzenledik. Yeni yeni tanınıyoruz ama çok dinleniyoruz.
nKadronuzun da dinleyiciyle tanışma açısından büyük etkisi vardır...
Kadromuz çok özel ve güzel isimlerden oluşuyor. Ekibimizin çok sağlam bir dinleyici kitlesi var.
Arzu Haremi, Cantürk, Denizhan Burhan, Delikan, Yaman, Esmer bunların büyük bir dinleyici kitlesi var ve zamanla yeni dinleyicileri çekmeye başladık. Birçok radyoda her anonsta reklam var ve “Şöyle bir ürün, böyle bir ürün var” diyerek her anonsta bir reklam yapıyor, artık radyolarda böyle bir pazar oluştu. Dinleyici ister istemez sıkılmaya başladı ve arayışa girdi, biz de dinleyiciye hitap edecek, onu sıkmayacak bir yayın akışı hazırladık ve reklamlarımızı ona göre düzenledik.

Hedef kitleniz nedir?
Hedef kitlemiz 25 yaş üstü. Pop kitlesine baktığımız zaman 15 yaş ve 35 yaş üstüdür genelde...Bu yüzden de Keyif isminin pop müziğe hitap ettiğini düşündük anlam olarak da keyf uygun geldi ve bu ismi koyduk.

Radyoculuğa nasıl başlamıştınız?
1998 yılında yerel bir radyoda başladım. Radyoculuk şimdiki gibi profesyonelce yapılmıyordu. İlk zamanlar hobi gibi radyo programı yapıyordum.
Yerel bir radyo olduğundan dolayı mahalledeki tüm gençler o radyoda program yapıyordu, o zamanlar gençlerin radyo algısı öyleydi. Radyoculuğu meslek olarak düşünemiyorduk ve radyoculuğun bize getirisi olacağını kestiremiyorduk. Sonrasında başka bir sektöre geçtim ama yine radyoda buldum kendimi... Başka radyolarda program yaptım ve İstanbul’un Sesi Radyosu’nun Genel Yayın Yönetmenliği’ni yürüttüm.

Neydi peki sizi tekrar radyoyla buluşturan, o meşhur mikrofon büyüsü mü?
Bazı radyocular da öyledir mikrofon büyüdür ve vazgeçemezler ama ben de öyle değildi.Ben hep yönetici konumunda olduğum için mantıklı düşünüyordum.

Radyonuzda konuşma oranları nasıl, programcıların sınırları var mı?
Boş konuşmuyoruz, müzik ağırlıklı yayınlarımız var, istek şarkılara çok yer veriyoruz ve dinleyici, isteklerini yerine getirdiğimiz için mutlu oluyor. Ailelerinin radyosu gibiyiz.

Dinleyicilerin beklentilerini karşıladığınızı düşünüyor musunuz?
Çok iyi bir radyo dinleyicisi olduğumu düşünüyorum. Ben radyo dinlerken “Ne beklerim” diye sorarım kendime. Mesela radyocu beni konuşmasıyla etkilemeli. Bizim radyoda aile ortamı var ve dinleyiciye de o sıcaklığı hissettiriyoruz, dinleyicimiz çok sadık ve radyosunu değiştirmiyor.
Radyomuza katılanlar da kendi kitlesini radyomuza getirdi. Müzik piyasasında da epey ses getirdik, radyomuzdan bahsediyorlar, çok iyi gidiyoruz. Birçok radyoda çalışanlar maddi manevi sıkıntı yaşıyor ama bizim öyle bir sorunumuz yok, çalışanlar da çok rahat, kimseyi sıkmıyoruz ve onların da yayın olarak verimleri çok yüksek oluyor.

Radyoculuktaki hayaliniz nedir?
Türkiye’de 4 ulusal radyo ve 1 televizyon kanalı. Tarzlarını da pop, arabesk, Türk Halk Müziği ve Türk Sanat Müziği olarak hedefliyorum.



‘HER İNSANIN İÇİNDE ARABESK VARDIR’

“Çok fazla pop radyosu var ama arabesk radyosu yok. Her insanın içinde biraz arabesk vardır. Ve arabesk çok dinlenen bir müzik tarzı. Ama insanlar nedense arabesk dinlediğini söylemeye çekiniyor, sanki bu müziği dinleyen varoş kesim gibi algılıyor. Arabesk insanın içinden geliyor, yaşam arabesk aslında. Ben de arabesk dinliyorum.”