Radyoların müzik, sohbet ve eğlence dışında en önemli özelliklerinden biri de haber verme özelliğidir. Mikrofon aşkı gibi habercilik de başlı başına bir aşktır... Bu sevdaya kapılanlardan biri de, Elif Sevil Orhanlı... Kendisi Radyo Viva’nın deneyimli haber spikerlerinden biri. Sadece mikrofon önünde değil, işin mutfağında da yer alıyor. Radyoda editör olarak görev yapıyor. Radyoların dakikalarla sınırlı haber sürelerinde Türkiye ve dünya gündemini eksiksiz ve doğru bir şekilde dinleyiciye aktarıyor. Editörlüğün bir spiker için önemli ve rahatlatıcı bir durum olduğunu söyleyen Orhanlı, “Editörlük yapınca, yayında habere daha hâkim olduğunuzu hissediyorsunuz” diyor. Sürekli ve hızlı olarak değişen gündemin içinde bazen ruhsal olarak yorulduğunu da sözlerine ekleyen Orhanlı şöyle konuştu: “ Önemli gelişmeleri soğukkanlı ve ciddi bir şekilde dinleyiciye aktarmak, görüşünüzü ve duygularınızı yansıtmadan haberi okumak zorundasınız. Bu bazen yorucu olabiliyor.” Elif Sevil Orhanlı’dan günün gelişen olaylarını İstanbul 90.0 Radyo Viva’dan dinleyebilirsiniz.
RADYO VİVA’NIN ÖDÜLLÜ HABER SPİKERİ ELİF SEVİL ORHANLI, “RADYODA ÖNEMLİ OLAN ANLATTIĞINIZ VE AKTARDIĞINIZ BİLGİLERDİR. HABERİN VE SPİKERİN FARKLI BİR CİDDİYETİNİN OLMASI GEREKİR” DEDİ
Haberci olmak hayaliniz miydi?
Çocukluğumda hayalini kurduğum bir meslekti. Hatta ortaokul yıllarında gazeteleri alır, stüdyoda olduğumu hayal edip haber okurdum. Ailem uzun yıllar evde okuduğum haberleri dinlemek zorunda kaldı. Annem her zaman en büyük destekçim oldu. Radyoya ilk başladığım yıllarda, annem radyoda beni dinler eksiklerimi hatalarımı söylerdi. Üzerimde emeği çok büyük.
Radyo dünyasıyla nasıl tanıştınız?
Üniversite sınavına girdiğim yıl, artık hayalini kurduğum mesleğe bir adım atmam gerektiğini düşünüp, İzmir’de bölgesel yayın yapan bir radyoya başvurdum.
Yayın yönetmeni bir aylık deneme süreci olduğunu, bu süreçte göstereceğim performansa göre kalıp kalmayacağıma karar verileceğini söyledi. Önce bazı programcılarla birlikte yayınlara girdim. Heyecanlı ama bir o kadar da rahattım yayında. Beğenilmiş olacak ki, bir hafta sonra yayın yönetmenim tek başıma program yapmamı istedi.
Yani mesleğe önce farklı tarzlarda programlar yaparak başladım. Haber müdürümüz sesimin habere daha uygun olduğunu, haber alanında ilerlemem gerektiğini söyledi. Onu dinleyip, bu alanda eğitim almaya başladım. Kadrosunda birçok usta ismin yer aldığı diksiyon kurslarında uzun süre eğitim aldım.
Daha sonra İstanbul’a geldim ve yolculuğum hâlâ devam ediyor.
Radyo Viva’daki haberlerin içeriğini de siz mi hazırlıyorsunuz, yoksa sadece mikrofon önünde misiniz?
Aynı zamanda işin mutfak tarafındayım. Editör-spiker olarak görev yapıyorum. Haber süremiz maksimum iki dakika. Bu süre içinde Türkiye ve dünya gündemini eksiksiz ve doğru bir şekilde dinleyiciye aktarmaya özen gösteriyoruz. Editörlük, bir spiker için önemli ve rahatlatıcı bir durum. Yayında habere daha hakim olduğunuzu hissediyorsunuz.
Radyoda özellikle habercilerin ön plana çıkmak gibi bir dertleri yok...
Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Radyoda önemli olan anlattığınız ve aktardığınız bilgilerdir. Haberi doğru bir şekilde aktardığınız sürece ön planda olmanızın çok da önemi yok. Bu yüzden radyo haber spikerleri pek tanınmazlar. Haberin ve haber spikerinin farklı bir ciddiyetinin olması gerekir.
Haberlerden sıyrılıp başka bir program yapma isteğiniz var mı?
Açıkçası şu an düşünmüyorum. Ama mesleğe ilk başladığım yıllarda farklı içerikte programlar yaptım. Müzik ve haber programı, değişik tarzlarda konuk ağırladığım keyifli programlardı. Yeni bir program yapmak istersem bunu televizyonda hayata geçirmeyi tercih ederim. Radyoda haber spikeri olarak devam etmeyi düşünüyorum. Mesela haber-aktüel tarzında bir program olabilir. Aklımda farklı formatlarda projeler var. Eğer şartlar uygun olur ve her şey yolunda giderse bu projeleri hayata geçirmekten mutluluk duyacağım.
Peki kendinizi bu yoğun
tempoda nasıl dinlendiriyorsunuz?
Sadece iş temposu değil, İstanbul’da yaşıyor olmak da yorgunluğu ikiye katlıyor. Bu nedenle genellikle evde vakit geçirmeyi tercih ediyorum. Dostlarımla gece dışarıya çıkıyoruz. Birlikte eğlenebildiğiniz, sohbet edebildiğiniz dostlarınızın olması terapi gibi geliyor. Sevdiğim insanlarla derin sohbetler etmek de dinlendiriyor beni.
‘Görüşünüzü yansıtmadan haber okumalısınız’
Haberciler Türkiye’de şanslı sayılır, malzeme bitmez, sürekli ve hızlı olarak gündem değişir. Bu hızın sizi ruhsal olarak yorduğu oluyor mu?
Haberin bu kadar içinde olup etkilenmemek mümkün değil. Özellikle insan hayatının hiçe sayıldığı, adaletin çoğu zaman işlemediği, haksızlıkların olduğu ve ölümlerin fazlasıyla yer aldığı haberler yıpratıcı oluyor. Bir yerde deprem oluyor, iç savaşta insanlar birbirleriyle çatışıyor ve yüzlerce insan hayatını kaybediyor. İnsanlar daha fazla hak ve özgürlük istediği için suçlanıyor ve bazen bunu hayatıyla ödüyor. Soğukkanlı ve ciddi bir şekilde dinleyiciye aktarmak durumundasınız. Görüşünüzü ve duygularınızı yansıtmadan haberi okumak zorundasınız. Bu bazen yorucu olabiliyor.