Spor dünyasının hararetli olduğu günlerdeyiz. Spor Toto Süper Lig’de şampiyonluk için büyük aday kim? Flaş transferleriyle hangi takım ipi göğüsleyecek? Hangi takım çıkışta, hangisi düşüşte? Yılın en başarılı kulübü hangisi? Tüm bu soruların yanıtlarını Lig Radyo’nun Yayın Yönetmeni Mehmet Ayan’dan öğrendik. Ayrıca sayılı spor radyolarından biri olan Lig Radyo’nun bu sezon dinleyicilerine ne gibi sürprizler yapacağını da konuştuk. Uzun yıllar aynı radyodan ses veren Mehmet Ayan, televizyon programlarıyla sevenlerinin karşısına çıkıyor. Ayan Lig Radyo’da futbol dünyasındaki son gelişmeleri değerlendirdiği programı “Mehmet Ayan ile Futbol Sabahı”nda dinleyicilerini güne futbol haberleri ve yorumlarıyla hazırlıyor. Mehmet Ayan’ı İstanbul 92.3 Lig Radyo’dan dinleyebilirsiniz.
* Yıllardır Lig Radyo’dasınız. Bu istikrarı neye bağlıyorsunuz?
1995’ten beri biri 9 yıl, biri 2 yıl, şimdi de 8.yılında olmak üzere üçüncü işyerimdeyim. Annem, babam devlet memuru... Hayatta hiçbir zaman çok şeyim olsun istemedim. Hep ‘yeter’ gözüyle baktım. Mütevazı ve ihtirassız oldum. Bugünün ‘plaza kültürü ve set edilen toplantılar manzumesinde’ doğru olmayabilir. Zorluklar olsa da zırt-pırt işyeri değiştirmenin doğru olmadığını düşünüyorum. Abartı bir standart farkı olmazsa, bana grup da git demezse bir yere gitmem. Ayrıca Show TV, Sky Türk, Alem FM ve Lig TV benim için çok özeller... Grubun da üzerimde yarattığı pozitif etkiyi inkar edemem.
* “Mehmet Ayan ile Futbol Sabahı’nda dinleyicilere neler hazırlıyorsunuz?
Her sabah her şey! Kolay değil, yedi yıl bitti. Sekizinci sezondayım. Gazete okumak standart! Dinleyici bağlantısı standart! Dünyanın en iyisi de olsan 2 saat 45 dakikalık bir yayında tek başına konuşamazsın. Konuşsan da kimse seni dinlemez. Sabahın köründe insanların zihnini, beynini açacaksın, haber vereceksin ve güne hazırlayacaksın. Dozunda eğlendirip dozunda sinirlendireceksin. Çünkü sinirleniyorlar. Sen ne dersen de renklere teslim çoğunluğa iş yapıyorsun. Sonuçta herkes hiçbir şeyi beğenmiyor.
* Bol programlı bir radyosunuz, programlardan kısaca bahseder misiniz?
Çünkü kuşak konusunun radyoculuğun temeli olduğuna inanırım. Hafta içi 07.15’ten 20.00’ye kadar kuşaklarımız var. Uğur Meleke, Attila Gökçe, Mustafa Sapmaz, Cüneyt Kaşeler, Ilgaz Çınar, İlker Duralı, Kerem Vatan, Ali Ece, Yetkin Etkin, Barış Düşmez Ferdi Leflef, Fırat İşbecer, Uğur Karakullukçu, Mustafa Uyal, Barış Sünter gibi programcılarımız var. Saat satın alıp kendi programlarını kendileri yapan dostlarımız da mevcut.
* Sayılı spor radyolarından birisiniz, diğer radyolar gibi kıyasıya bir rakiplik durumu söz konusu değil, bu sizi rahatlatıyor mu?
Bizde de rekabet var. NTVSPOR RADYO ve RADYOSPOR’u kendi radyomdan daha çok dinler, yararlanırım. Rekabetimizin güzel yanı hiç çirkinleşmemiş olması... Benim radyomda diğer iki güzide kanal hep övülür, hiç yerilmez. Bizimle ilgili rakiplerimizde bir iki programcı birkaç laf etmiş. Bana geldi, direk muhatabımı aradım. Benim bildiğim 3-4 kez oldu. Sonrasında zaten laf edenler oralardan ayrıldı. Yayın yaparken ben ve ekibim bir an bile “İki radyo daha var, şöyle yapalım, böyle yapalım” diye strateji geliştirmez. O zaman benliğini kaybeder, kendi oyununu oynamaktan geri kalırsın. Bir de bizim işimiz eğlence! ‘Başkası ne yapıyor’a kafanı takarsan en başta eğlenemezsin!
* Futbol dünyası yine hareketli günlerini yaşıyor. Bu sezon neler olacak tahminleriniz ne yönde?
Spor Toto Süper Lig’de şampiyonluk için büyük adayım çoğu insan olduğu gibi Galatasaray... Harika bir lig yaşıyoruz. Herkes herkesi yenebiliyor. Flaş transferleriyle sarı-kırmızılılar bana ipi göğüsler gibi geliyor. Fenerbahçe’nin çıkışı, Beşiktaş’ın düşüşü sürer. Yılın en başarılı kulüplerinden biri 7.5 milyon euro’ya kurduğu takımla Medicalpark Antalyaspor, yönetimi ve Mehmet Özdilek hocadır.
* Yıllar önceki röportajımızda “Hiçbir futbolcuyla tanışıklığım yok. Dışarıda futbolcuyla iletişiminiz olursa özgür olamazsınız” demiştiniz. Bu konuda hâlâ özgür müsünüz?
Okan Buruk, Rüştü Reçber ve Tugay Kerimoğlu gibi efsanelere futbolcuyken telefon dahi etmedim. Futbolu bıraktılar ve arkadaşım oldular. Marifet mi bilmiyorum! Futbolcular ile haber ilişkisine girmek can sıkıcı olabilir. Gün gelir siz ondan, gün gelir o sizden yararlanır. Özgürlüğünüz kısıtlanır.
Haber alıp vermek konusunda futbolcuya varana kadar bir ton kaynak var. O temaslar daha verimli…
O günkü röportajımızdan itibaren sayıları 10 civarını geçmeyecek yöneticiyle tanıştım. Onlarla ilişkimiz, aramızdaki mesafe son derece iyi... Hakaret etmeden eleştirebiliyor, selam verecek, sohbet edecek kadar birbirimizi seviyoruz.
Onların da söyleyecekleri varsa yayınlarımızda yer veriyoruz. Herkes bilir teknik direktör büyüklerimizle aram çok iyidir. Çünkü onlardan futbola ait sürekli bir şeyler öğrenmek talebindeyim. Fatih Terim, Mustafa Denizli, Abdullah Avcı ve Aykut Kocaman… Bu insanlara karşı sevgim ve saygım büyük.
‘Radyoculuğu, radyo tamirciliği sananlar var‘
* Televizyon programı da yapıyorsunuz. Televizyonun büyüsü mü, radyo mu?
Bu konuda yakın çevremden büyük eleştiri alıyorum. Herkes televizyonda çok daha önde olmamı istiyor. Televizyonda iş yapabilme potansiyelimi yeteri kadar kullanmadığımı, orada yıldız olmak için çaba sarf etmediğimi söylüyorlar. İyi de ben radyocuyum. Tabii radyoculuk yeni yeni ortada konuşulan, bizim Nihat Sırdar gibi, Gezegen Mehmet, Cem Ceminay, Ceyhun Yılmaz gibi etkili figürlerle gündeme gelen bir meslek... Yoksa hâlâ radyo tamircisi sanan bile var. O nedenle radyoculuk bir kariyer gibi değil, bir basamak ve sıçrama tahtası gibi görülüyor. Yok arkadaş! 17 yıl bitti, Allah nasip etsin, 48’i göreyim. Televizyon maddi ve manevi bir gerçektir. Paranın büyüğü televizyondadır. ‘Yırtmanın merkezi’dir. Sokakta seni başkaca yürütür! Hepsine tamam! Ama bu ülkede erişimi sınırlı bir televizyonda üç kere ekrana çıkıp “Televizyoncuyum” diyen var. Ben 15 yıldır televizyon programı yapıyorum, bir gün kendime televizyoncu demedim. Ben televizyoncuysam Nuri Çolakoğlu’na, Çetin Çeki’ye, Ali Kırca’ya, Fuat abiye ve Şansal abiye ne diyeceğiz! Bu mütevazılık değil; kendini doğru pozisyonlandırmadır.