Yeliz Aras Çelikel

Yeliz Aras Çelikel

yeliz.aras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Genç radyoculardan biri olan İrfan Aslanhan, kısa bir ara verdiği radyo programlarına, Radyo Pink’te devam ediyor. O, çocukken ev halkının uyumasının ardından, radyoyu yatağına alıp gördüğü rüyaları, şimdilerde mikrofonun ardından gerçekleştiriyor. Yerel radyolarda başladığı macerası, 6 yıldır devam ediyor. Bir diğer rüyası ‘aşkım’ dediği tiyatro hayatının anlamı oluyor ve yaramazlıklarını birleştirerek, oyun sandığı tiyatroya da çocuk yaşlarda başlıyor. Tiyatro Bölümünde okuyan Aslanhan, Okan Bayülgen’in isim babası olduğu Radyo Makinası adlı programın çarkını da birçok kez tiyatroculardan yana çevirdi. Programlarına önemli tiyatrocuları ve alanında uzman isimleri konuk etti. Televizyona da göz kırparak, ‘Velet Dada’ ismiyle yaptığı programlarda yerinde duramayan zıpır ve neşeli  Velet Dada, radyodan milyonlara seslenerek tiyatro aşkını dinleyenlerle paylaşıyor. Tiyatro dünyasından önemli isimler  Aslanhan’ın Radyo Makinası’nın çarkını döndürmesine destek oluyor. Radyo Makinası’nı keyifle çalıştıran Aslanhan, “Küçük gemiden büyük gemiye geçmek için, suya düşüp biraz yüzme öğrenmek gerekir ve ancak yüzebilirsen büyük gemiye çıkarsın” diyor ve ekliyor... “Bozuksa radyo makinalarınız, hayatlarınızı ayarlarız!” Radyo Makinası’yla İrfan Aslanhan’ı Radyo Pink’te dinleyebilirsiniz.

Haberin Devamı

RADYO DÜNYASININ GENÇ İSİMLERİNDEN BİRİ OLAN İRFAN ASLANHAN, RADYOLARDAKİ SESLERİN YAŞLANDIĞINI VE  ARTIK KAPILARIN GENÇ YETENEKLERE AÇILMASI GEREKTİĞİNİ SÖYLEDİ

Radyoların en genç programcısı lakabı üstünüze yapıştı kaldı?

“Duyduğumuz  sesler yaşlandı”

Sıkılmaya başladım bu lakaptan, çünkü; birçok radyo genç bir ismi kadrosuna dahil etmiyor. Buna ya koltuklarını taht sanan programcılar izin vermiyor, ya da patronlar. Radyolar da gençlerin yeteneğinden endişe ediyor.
Duyduğumuz çoğu ses artık yaşlanmış durumda. Genç bir adam yerine, radyonun temizlikçisine yayın alanı açarsanız, tüm genç iletişimcileri de düşündürürsünüz.
Siz radyo kapısını nasıl araladınız?
Eski sevgilim radyoda program yapacaktı, beraber program yaptık. Öyle başladı. Sonra ilişkimiz bitti ve ben tek sunmaya başladım.  Yerel ve bölgesel  birçok radyoda çalıştım.
Her radyocunun ‘radyo’  tanımı farklıdır, sizinki nasıl?
Hayata karşı derdi ve anlatacakları olan bu işi yapabilir. Tüm dünyada delilerin işi olduğunu kanıtlayan bir meslektir! Tek başına, dört tarafı duvarlarla çevrili bir odada durmadan konuşuyorsunuz. Ama, bencil olmayan tek meslektir. Radyoda çoğu şeyi dinleyici için yapar ve yaşarsınız.
Güldürür,  ama “Sorgular, değerlere de sahip çıkarım” gibi bir duruşunuz var...
Yaptığım radyo programlarının amacı, ülkedeki önemli sanatçıları toplamak ve onlarla ülkenin sanatında, tiyatrosunda yaşanan terslikleri haksızlıkları konuşarak, bizim jenerasyonla ustaları
“Duyduğumuz  sesler yaşlandı”
buluşturmaktı, bunu gerçekleştirdim. Hayatı, Türkiye’yi sorgulayalım istedim. Programlarda tiyatro adına hiçbir haksızlıktan ve konudan taviz vermiyoruz. Şov programı olmamıza rağmen, değerlere sahip çıkarak ve gözümüze batanları eleştirerek programlara devam ediyoruz.
Programın ismi nereden geliyor?
Okan Bayülgen’in verdiği bir isim. Televizyon Makinası programında rol alan öfkeli gençlerdendim.   Yayını basar ve Okan abinin istediği her şeyi absürd bir dille protesto ederdik. İyi ki yolum Okan Bayülgen’le kesişti.
Radyo Makinası çarklarını   hangi konulara doğru çeviriyor?
Kafama göre programın içeriğini değiştiriyorum. Bazen böyle sevimli bir veletmişim gibi görünsem de, bazen radyoda bilerek iğrenç olmaya çalışıyorum. Kötü kötü espriler yapıyorum!
Dinleyicilerin tepkilerine göre, ne kadar dinlenildiğinizi ölçmek için mi?
Test ettim, bazı ilginç dinleyiciler var, “Acaba bu çocuk bu gün ne iğrençlikler yapacak?” diyerek hergün dinliyor!  Programımın içeriği aslında renkli kostümlerden oluşuyor.
Yorum köşeniz de var...
Milliyet gazetesi yazarlarından ve Bulutsuzluk Özlemi grubunun kurucu üyelerinden  Sina Koloğlu ile birlikte basına, medyaya ve televizyonlara dair bilgilendirici eleştiri ve yorumlar  yapıyoruz.
Siz radyoda  kimleri dinlerdiniz?
Sürekli dinlediğim ve duruşuyla, imajıyla  radyo fenomeni olan bir tek isim vardı o da  Muzo.  Onu dinlerken birçok şey öğrendim. Hayal gerçekleşti ve her gece dinlediğim kel adam, yıllar sonra iş arkadaşım  oldu! (gülüyor)
Tiyatro, televizyon, radyo  hangisi terazide ağır basar?
Tiyatroyu bir teraziye koyamazsınız, çünkü; o tartılacak bir olgu değil! Tiyatro yaşama sanatıdır.  Ben çocukluğumdan beri tiyatroyu yaşadığım bir aşk gibi düşündüm.
Konservatuvara da bu yüzden girdim. Dikkat ederseniz, Türkiye’nin özel radyo ve televizyonlarının hep ilk kahramanları tiyatroculardır. Benim için tiyatro aşk, radyo ve televizyon ise işimdir.
Genç yaşta bu kadar çok şey  yapmayı ‘şansınıza’ bağlıyor musunuz?
Şansı insanlar kendileri sağlar. Çünkü birçok başarı ve iş meselesi şansa bırakılamaz. Kimse şansa sanatçı olamaz, ya da radyo programcısı olmamıştır.
Bu işler daha çok çalışma ve azimle olan işlerdir.
Ben de çok şanslıyım ki, hayallerimi gerçekleştirmek için hep çevremde bana inanan insanlara denk geldim ve geliyorum.
Çalışmalarım, gayretlerim birileri tarafından farkedilmezse, şansınız olsa da onları değerlendirebilme imkânınız olmaz.