‘Çılgın proje metro ağı projesi olmalı!’
İstanbul... Şehiriçi yolculuklarda sabrın sınandığı yegane şehir! İşte bu yolculuklardan birinde trafikte uzun zamanlar geçirirken diğer yandan korna seslerine karışan radyodan sesi duyuluyor Egemen Efendi’nin... Bir kurtarıcı gibi İstanbul’da yaşayanların yüreğine su serpemese de trafikle ilgili bilgileri radyodan anında aktarıyor... Egemen Efendi, Kütahya Dumlupınar Üniversitesi Kamu Yönetimi mezunu ve Radyo Dumlupınar’ın üniversite radyosunda radyoculuğun temellerini atıyor, önce günün en iyi 5 şarkısı sunumuyla başlıyor, ardından 2 saatlik programa kadar uzanan öyküsüyle 4 yıl tecrübe ediniyor. Efendi, yaşadığı o günleri “Harika bir serüvendi” diyerek anıyor. ‘Malum İstanbul trafiği’ cümlesini yakınarak kullandığımız zamanlar, genelde radyoyu heyecanla takip ettiğimiz zamanlara denk geliyor. İşte bu hassas anlarda Egemen Efendi, Radyo D Trafik Takip Merkezi’nin başında ve Doğan Grubu’nun diğer radyoları SlowTürk ve Cnn Türk Radyo’dan da trafik bilgilerini dinleyicilerle paylaşıyor. Gün içindeki trafik gelişmelerini anında aktaran Egemen Efendi ayrıca kazaları, trafiği aksatan önemli gelişmeleri, kapalı yol bilgilerini yayınlara bağlanarak veriyor. Egemen Efendi’nin bir gözü sürekli ekranlarda, kameralarda ve yoğunluk haritalarında... Bir kaza olduğunda hemen “Kaza oldu” deyip geçemiyor, içeriğini detaylarını araştırıyor ve bilgi veriyor, haber merkeziyle sürekli irtibatta olup İstanbul trafiğine ‘nefes’ olmaya çalışıyor.
“Radyo D Trafik Takip Merkezi’nin başındaki Egemen Efendi, “İstanbul’da ciddi bir metro ağı projesi yapılmalı, yerin üstü bitmiş durumda. New York metrosunu örnek alabiliriz” dedi.
Radyodaki trafiği epey yoğun olan Egemen Efendi, ailesinin yanına giderken trafiğin sakin günlerini tercih ederek iki yaka arası yolculuk yapıyor...
Sizin de radyoculuğa başlama zamanınız kaset dönemlerine mi denk geliyor?
Birçok kişinin yaptığı gibi kasetlerin üstüne ses kaydetmeyle çocukluğumda başladı, ne Sezen Aksu kasetleri harcamışımdır! Kütahya Dumlupınar Üniversitesi radyosu olan Radyo Dumlupınar’da başladım. 4 yıl boyunca devam eden ve birçok tecrübe kazandığım harika bir serüvendi. Bu serüvende sevgili Cenk Durmaz’ın katkısı da oldukça büyüktür. Kısmetmiş ki şu anda Radyo D’de beraber çalışıyoruz. Şimdi bu renkli ve eğlenceli ailenin içindeyim. Şirketin demiyorum, çünkü öyle bir çalışma ortamımız var ki yıllardır kendimi burada gibi hissediyorum.
Radyo D Trafik Takip Merkezi’nde neler yapılıyor anlatır mısınız?
Özellikle sabah ve akşam saatlerinde en detaylı ve en doğru bilgiyi vermek için yoğun bir gün geçiriyoruz. Çünkü İstanbul trafiği malum, dakikası dakikasını tutmuyor. Gözümüz her an ekranlarda, kameralarda ve yoğunluk haritalarında... Sabah ve akşam saatleri dışında gün içinde trafiği aksatan önemli gelişmeleri yayınlara bağlanarak dinleyicilerimize aktarıyoruz. Aynı zamanda grubumuzun diğer radyoları olan SlowTürk ve CNN Türk radyolarından da bilgileri paylaşıyoruz.
Dinleyiciler için hayat kurtaran bilgileri verirken nasıl bir hazırlık yapıyorsunuz?
Bilginin doğruluğu bizim için çok önemli. Çünkü zaman en önemli unsur. Doğrulanmamış bir bilgiyle insanları yanlış yönlendirebilirsiniz. Bunu yaşamamak için trafiği izlerken gördüğümüz her türlü gelişmeyi yetkili mercilere danışarak teyit ediyoruz. Trafik kazalarını iyi kategorize edip buna göre bilgi vermek gerek. Bazen sürücüler trafiğin neden kesildiğine anlam veremiyor. Örneğin araç yakıt sızdırıyor olabilir ve bölge için tehlike arz edebilir. Bu yüzden hemen “Kaza oldu” deyip geçemezsiniz. Altını iyice araştırıp, haber merkezimizle de koordine olup en güncel bilgileri aktarıyoruz.
Sizce İstanbul trafiğinin en büyük sorunu nedir?
En büyük sorun İstanbul’da yaşayanlar olarak, biziz. İstanbul’da her gün ortalama 400 yeni araç trafiğe çıkıyor. Toplu taşımanın da çok yeterli olduğu söylenemez ama toplu taşımadan anlayacağımız sadece otobüs, metro, metrobüs olmasın. Birçok şirketin servisleri içinde 9-10 kişiyle gidiyor. Bizler ise arabalarımızda tek başımıza ya da en fazla 2 kişi seyahat ediyoruz.
Peki çözüm önerileriniz neler?
Şunu kabullenmekte fayda var. Bu trafik bitmez! 15 milyon insanın yaşadığı bir metropolde nasıl depremle yaşamayı öğrenmeye çalışıyorsak, trafikle yaşamayı da öğrenmeliyiz. Nasıl rahatlatırızı konuşacak olursak, İstanbul’da çok ciddi bir metro ağı projesi yapılmalı, çünkü yerin üstü bitmiş durumda. Yani bir çılgın proje olacaksa bu olmalı. New York metrosu da buna örnek teşkil edebilir. Toplu taşımayı her şeyiyle etkin bir biçimde kullanabilirsek trafik biraz olsun rahatlar. Köprüde çalışmanın başladığı ilk gün Avrupa -Anadolu geçişini herkes hatırlar. 24 saatte ne değişti de bir akşam önce 30 KM uzunlukta olan trafik ertesi gün akşamında sadece 4 KM’deydi. Demek ki duyarlı olunabiliyormuş.
Trafiğin yoğun olduğu zamanlardaki yayıncılarınız sabah Hakan Gündüz ve akşam Ayça Şen ile diyaloglarınız dikkat çekiyor...
Ben masum bir şekilde trafiği aktarmak istiyorum ama onlar pimi çekilmiş bomba gibiler (gülüyor) Sabah Hakan Gündüz’le oldukça eğlenceli bağlantılar yapıyoruz. Bu noktada genelde her yer yoğun olduğundan Hakan benimle epey uğraşıyor ve birçok kez gülme krizine girdiğim anlar oldu. Ayça Şen de ise durum biraz farklı, Anadolu yakasında yaşadığı için çok alışık değil, Avrupa yakası trafiğine. Ayça da sürücülerlebirlikte trafik stresine o da giriyor.
400
“İstanbul’da her gün ortalama 400 yeni araç trafiğe çıkıyor.”
‘Trafikte eylüle kadar sıkıntı var!’
Önümüzdeki günler için İstanbul’daki sürücüleri nasıl uyarırsınız?
FSM’deki çalışma malum ve birçok noktada da asfalt yenileme çalışmaları, köprü viyadük güçlendirmeleri yapılıyor. Bu yüzden eylüle kadar sıkıntılar yaşayacağız gibi gözüküyor. Tüm sürücüleri biraz duyarlı ve sabırlı olmaya davet ediyorum. Tatil yolculukları da başladı, araçlarımızın bakımlarını yapmadan ve uykusuz şekilde yola çıkmasınlar. Şehirlerarası yollarda da çalışmalar söz konusu. Trafik işaretlerine dikkat edelim. Bu uyarıları yinelemekte fayda var, emniyet kemerimizi takalım ve emniyet şeridini lütfen boş bırakalım!