Ligin başlamasıyla birlikte futbolseverlerin de heyecanı başladı. Sayısı fazla olmamakla beraber spor radyoları da, bu maratona yeniliklerle hazırlandı. Bunlardan biri de Radyo Spor... Ağırlıklı olarak futbol yayınlarına ve yorumlarına yer verse de adındaki ‘spor’u sırtlayıp sporun birçok dalıyla süslediği çeşitli programlarla dinleyicisini tavlıyor. Özellikle haftasonu oynanan maçlardan dolayı tüm yayınlarını İddaa programlarına ayıran radyo, basketbol, at yarışlarıyla ve spor hukuku gibi özel programlarıyla da iddiasını sürdürüyor. Borsacıyken tesadüflere dayanan hikâyesiyle önce program yapan, ardından Radyo Spor’un Genel Yayın Yönetmeni olan Barış Ertül de sadece mikrofonun arkasında duran bir yönetici değil. Barış Ertül, etliye de sütlüye de karışan, “Dinleyici cesaretliysen, lafını esirgemezsen, özgürsen seni sever” diyen bir yönetici. Ertül, ayrıca her zaman koyu mu koyu Fenerbahçeliliğiyle övünüyor, övünmesiyle birlikte kendi takımını da ağır bir şekilde eleştirebiliyor ve dinleyicileriyle bunu paylaşmaktan çekinmiyor. Radyo Spor’daki tüm programcıların da özgür ve cesaretli programlar yaptığını belirten Ertül’le Radyo Spor’u, futbolu konuştuk ve meraklılarına İddaa tüyoları aldık.
Futbola ilginiz nasıl başladı?
Borsacıydım. 1907 Fenerbahçe Derneği’ne ve Fenerbahçe Spor Kulübü’ne üyeydim. Avrupa futboluyla da ilgileniyor, yurtdışından bahisler yapıyordum. Saadettin Saran’la tanıştım. Radyo programlarına konuk olarak katıldım. Dinleyiciler sohbetlerimize ilgi gösterdi. Sonra programlara başladım.
Ya borsa?
15 yıllık borsacıyım. Borsa artık uzun vadeli bir yatırım olarak kaldı.
Radyo programı yapmak sizi endişelendirdi mi?
Başarılı olmak için konuştuğunuz konuya ve Türkçeye hâkim olmalısınız. Cesaretliyseniz olur bu iş... Aman “Kimseye bulaşmayayım” diyorsanız piyasadaki onlarcası gibi kaynar gidersiniz. Avrupa futbolunun bana çok katkısı oldu. Cesaretliyim, mesela Fenerbahçeli olduğumu ilk programda söyledim, ama beni Galatasaraylılar da sever.
Spor radyosu yönetiyorsunuz ‘Tarafsız’ olma kaygınız yok mu?
Hepimiz bir takım tutuyoruz. Bu işin içinde olup takım tutmamak mümkün değil. Takımını fanatikçe tutup yorumlar yapanlar olduğu gibi, sakınan ve saklayanlar da var... Düşündüklerinizi objektif ifade ederseniz, böyle bir kaygınız olmaz. Ben tuttuğum takımın da başkanını teknik direktörünü de en ağır şekilde eleştiririm. Liverpool takımını eleştirirken, “Aman eleştirirler mi?” kaygısını yaşamıyorsam, Fenerbahçe’de de öyleyim.
Peki eleştirilmiyor musunuz?
Fenerbahçeli olduğumu herkes biliyor. Mesela Aziz Yıldırım’ı hiç tasvip etmiyorum. Fenerbahçe’yi geçen yıl yerden yere vurdum, ama bu sene övüyorum. Dinleyici “Kendi takımının başkanını eleştiriyorsa bizim tuttuğumuz takımı da doğru eleştirebilir” diye düşünüyor. Benim çizgimi anladılar, “Bu adam kendi takımını eleştiriyorsa objektiftir” diyor.
Radyoda bu samimiyet daha mı fazla hissediliyor?
Radyo samimidir, televizyon daha uzaktır. Radyonun anlık bir iletişimi var. Ne konuştuğunuzu iyi bileceksiniz, hâkim değilseniz çok net anlaşılır. Radyo dinleyicisi gazete okuyucusundan da televizyon izleyicisinden de bilgili ve donanımlıdır.Neyi ne kadar bildiğinizi anlar, yargılar ve takdir eder. Cesaret görürse benimser sahiplenir.
Aziz Yıldırım’la neden ters düşüyorsunuz?
Aziz Yıldırım’ın yaptığı stat ve tesisleşme hamlelerinden. Zihniyeti de yanlıştır, kurumsal, demokratik bir idare istiyorum. İdealimdeki başkan Aziz Yıldırım değil...
Bu bahsettiğiniz sorunlar
sadece Fenerbahçe’de mi var?
Tüm kulüplerimizde var. Türk futbolunun birinci sorunu vizyonsuz, kalitesiz yöneticilerdir. Dernek çatısı altında şirket kurmayı şirketleşme sanıyorlar. “Bütün kararları ben vereceğim” derseniz olmaz.
Demokratik bir yapı istiyorum ve tüm bunları dinleyicilerle de paylaşıyorum. Fenerbahçe transfere en çok para harcayan 30 kulüpten biri olup aynı zamanda futbolcu satışından hiç para kazanmayan bir kulüp oluyorsa burada bir yanlışlık vardır. Bu iyi bir yönetcilik değildir.
Programınızın içeriğini de bu konular mı oluşturuyor?
Haftaiçi 07.00 - 09.00 saatleri arası olduğu için önce gazete haberlerini okur ve dinleyicilerimizle birlikte değerlendiririz.
Ağırlıklı olarak yayınlarınız futbol mu? Diğer spor dallarıyla ilgili programlara da uzun zamanlar ayırıyor musunuz?
Futbol ağırlıklıyız, ama iddaa, at yarışı, basketbol, futbol hukuku ile ilgili programlarımız da var. Programcılarımız, yorumcularımız objektiftir ve özgürdür. İddaa programlarında güçlü bir kadromuz var. Spor gazeteleri ve diğer gazetelerin spor servisleri de Radyo Spor dinler...
“Erkek radyosuyuz”
Kadın programcınız var mı?
Biz erkek radyosuyuz, böyle bir talep de yok. Yüzde 85 olan erkek dinleyici oranını, yüzde 95 yaptık. Kadın dinleyicilerimiz arasında at yarışı ve iddaa oynayanlar, çok fanatik olan kadın dinleyiciler de var, ama biz erkek radyosuyuz.
Lig maratonu hızlı başladı tahminleriniz ne yönde?
Kalite olarak Fenerbahçe ve Galatasaray Türkiye’nin çok önünde oynuyor, ikisinin arasında geçecek bir çekişme düşünüyorum.
Sizce geçen yılın futbol olayı nedir?
Geçen yılın futbol olayı Galatasaray’ın 5. Fenerbahçe’nin 4. oluşudur!
İDDAACILARA TÜYOLAR!
- İddaa oynarken bir kere bir kupona 4 maçtan fazla maç yazmamalılar.
- Çok fazla kupon yapmamaya özen göstermeliler.
- Bildikleri, takip ettikleri takımlar üzerine yazmalılar.
- Maç seçerken takımların kalitelerine bakmalılar.
- Takımların son durumlarını takip etmeliler.
- Bu işin yüzde ellisinin şans olduğunu unutmamalılar.