Yeliz Aras Çelikel

Yeliz Aras Çelikel

yeliz.aras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Liglerimizde neden aynı takımın taraftarları kavga ediyor? Trübünlerdeki küfürler, ırkçı slogan ve pankartlar nasıl önlenir? Sporcuların hukuki sorumlulukları nelerdir? Futboldaki şiddet nasıl yok olur? Türk futbolunda yaşanan ilginç olaylar nelerdir? Futbolda en ‘cezalık’ durumlar nedir? Niçin maçlarda aynı takımın taraftarları arasına polis oturuyor? Tüm bu soruların cevaplarını Zümrüt Yezdani ve Levent Polat veriyor. Onlar avukatlıklarının yanında 2007’den bu yana Radyo Spor’da yaptıkları programda spor hukukunu tartışıyor ve çözüm önerilerini dinleyicilerle paylaşıyor. Levent Polat Galatasaraylı bir avukat. 8 yıllık profesyonel basketbol geçmişi var. 34 kez milli olmuş. Koyu bir Beşiktaş taraftarı olan Zümrüt Yezdani de deneyimli bir avukat. 20 yıllık’ futbol izleme’ geçmişi var! Onlar avukatlık bürosunda tanışıp sporla ilgili aldıkları hukuki eğitimleri, daha çok kişiye ulaştırabilmek için radyoyu seçti ve alanında ilk olan bir program ortaya çıktı. Dinleyicilerle sohbet havasında geçen programda ceza sahasına girmeyen yok! Kırmızı kartlık konuların ele alındığı programda ofsayta düşmek yok, tüm tespitler fileleri havalandırıyor! Zümrüt Yezdani ve Levent Polat’la Ceza Sahası her pazar saat 10.00 ve 11.00 saatleri arasında 107.2 frekansından yayın yapan Radyo Spor’da...

Haberin Devamı

Avukatlar ‘Ceza Sahası’na girdi

İkiniz de avukatlık yapıyorsunuz, radyo programı yapma fikri nasıl aklınıza düştü?
Zümrüt Yezdani: Radyoculuk heyecanlı bir fikirdi. Levent’le katıldığımız spor hukuku sertifika programında aldığımız eğitimleri ve hukukçu kimliğimizi aktarabileceğimiz bir yol ararken bu fikir ortaya çıktı.
Levent Polat: Gerçekten de sporun hukuki boyutunu konu alan bir program medyada yok, biz de spor hukukunu biliyoruz.
Programlarda sporun hukuksal boyutunu mu ele alıyorsunuz?
Z.Y.: Sporcu sözleşmeleri, doping, şirketleşen spor kulüplerinin hukuki statüleri, sporcuların hukuki sorumlulukları, sporda şiddet gibi önemli konular. Sporun sosyolojik yanı ve özellikle de tribünler ile ilgili de ilginç araştırmaları dinleyicilerle paylaşıyoruz. Dünyadaki büyük derbileri ve bunların politik ve sosyolojik geçmişini ele alıyoruz.
L.P.: Hukuk sporun içinde çok daha fazla yer almaya başladı ve bir ‘spor hukuku’ bilim dalı ortaya çıktı. Biz de sporun hukuki boyutunu inceliyoruz.
Sportif ihtilafları değerlendirip özellikle de sporun içindekileri hukuki açıdan bilgiler veriyoruz.

Haberin Devamı

“Bağıra çağıra maç izlerim”
Futbola olan ilginiz programdan sonra arttı mı?
L.P.: Hayır, programdan önce de sporla ve futbolla çok ilgiliydik. Yerli ve yabancı lig maçlarının çoğunu takip ederiz. Zümrüt birçok maçı statta izler.
Z.Y.: Tüm futbol maçlarını kendimi yerden yere atarak, bağırıp çağırarak izlerim. Hatta ben küçükken annem “Bu çocuk niye böyle oldu?” diye üzülürdü.
Ceza Sahası’nın öncelikli konusu futbol mu? Sporun diğer dallarını ne oranda değerlen-diriyorsunuz?
Z.Y.: Başka spor dalları ile ilgileniyor, bu konuda uzmanlarla canlı bağlantılar kuruyor, reyting kaygısı yaşanan programlarda bahsedilmeyen, ama bizce Türk sporu için son derece önemli olan konulara özel olarak programımıza üst üste yer veriyoruz. Konuşulmayanı konuşuyoruz.
L.P: Futbol tüm dünyada da en popüler spor olduğu için futbol programımızda daha fazla yer alıyor. Basketbol, atletizm, olimpiyatlar, at yarışları gibi bir çok spor alanı da programımızda geniş yer buluyor.
Siz Türk futbolunda hangi olaylara ‘kırmızı kart’ gösterirsiniz?
L.P.: Tribünlerde şiddet ve küfür azalsa da hâlâ sona ermiş değil. Ayrıca karaborsa bilet satışı da önemli bir konu.

Haberin Devamı

“Spor çok görkemli bir alan”
Z.Y.: Tribünlerdeki küfürden daha da fazla katlanamadığım şey ırkçı sloganlar ve pankartlar! Spor herkesin aynı dili konuştuğu bir alan. O kadar görkemli ki; fiziksel özellikleri, derisinin rengi, dini, dili diye bir ayırımı bilmiyor, göz ardı etmiyor.
Televizyonda birçok futbol yorumcusu var, onları nasıl buluyorsunuz?
L.P.: Onlar genelde futbolun teknik yönüne ilişkin yorumlar yapıyor. Antrenörün taktiğini, futbolcunun performansını, transferleri, eleştiriyor. Bizim konumuz farklı. Örneğin diğer futbol yorumcuları hakemin verdiği kararın doğruluğunu tartışırken biz hakemin saha içindeki statüsünü, vermiş olduğu kararın hukuki niteliğini tartışıyoruz. Ya da antrenörün kulübü ile yapmış olduğu sözleşmeyi ve bu sözleşmeden doğan hukuki ihtilafların çözümünü değerlendiriyoruz.
Z.Y.: Bazen kendimizi kaptırıp teknik yorumlara dahi kaçtığımız oluyor! Ama dedik ya, her ne kadar hukuki olsa da biz kendi aramızda sohbet eder gibi bir program yapıyoruz..
Sizce sporun hukuku ilgi çekti mi?
L.P.: Dinleyenlerin çok ilgisini çekiyor,çünkü bunları bizden başka konuşan yok. Bir de hukuki konuları eğlenceli bir şekilde anlatıyoruz.
Z.Y.: Radyocuların müdavimleri oluyormuş, onu gördük!

“Maç bitti hâlâ gol yiyoruz!”
Türk futbolunda hatırladığınız ilginç olaylar var mı?
Z.Y.: Bizim açımızdan CAS’ta (Uluslararası Spor Mahkemesi) görülen Türk sporcuların davalarını incelemek çok
ilginç oluyor. Ümit Özat’ın “Sparta Prag’ı Sparta’da yeneceğiz” söylemi veya Halit Kıvanç’ın 8-0’lık İngiltere maçı sırasında “Maç bitti biz hâlâ gol yiyoruz sayın seyirciler” şeklindeki yakarışı benim unutamadıklarım arasındadır!

Avukatlar ‘Ceza Sahası’na girdi