Yeliz Aras Çelikel

Yeliz Aras Çelikel

yeliz.aras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

İlk özel radyoların kurulduğu zamanlardan bu yana sesine aşina olduğumuz ünlü radyoculardan biri Levent Erim. Öyle ki, radyolarda ilk ‘parayla’ transfer olan ve aynı zamanda programlarında yaptığı ‘ilk’lerle adından söz ettiren kişi... Levent Erim Fransız okulundan mezun oldu. Turizm Rehberliği’nden yine bol bol konuşacağı bir işe yöneldi ve radyonun kapısını araladı. Bu kez de dinleyicilerine sihirli dünyanın gizemini anlattı,  müziklerin rehberliğini yaptı. Küçük bir taş evdeki radyonun, karanlık odasında başlayan serüvenini ulusal radyolar ve televizyon programlarıyla sürdürdü. “Hayat boyu radyocu olunur mu?” diye diye başka işlere bulaşsa da o karanlık odada kapıldığı büyünün peşini bırakmadı ve radyodan vazgeçemedi.
Erim, yıllarca yaptığı ‘Kel Kadayıf’, ‘Sucuklu Yumurta’ programlarının adlarından da anlaşılacağı gibi yemek yemeyi çok seviyor ve yeni radyosunda  yaptığı yemeklerin tariflerini dinleyicileriyle paylaşıyor, iştah açıyor, iftariyelikler dağıtıyor... Levent Erim yeni radyosu 99.2 frekansından yayın yapan Pal FM’de dinleyenleriyle buluşuyor. Radyo dinleyicisini en çok radyo dinlediği zaman diliminde  18.00 - 20.00 arası programına konuk ediyor.

Haberin Devamı

PAL FM’DE PROGRAMA BAŞLAYAN LEVENT ERİM, BİR ZAMANLAR SESİNİ DUYURMAK İÇİN AGRESİF ROGRAMLAR YAPTIĞINI, ARTIK MUHALLEBİ KIVAMINDA OLDUĞUNU SÖYLEDİ

Genelde radyoyu tüm radyocular ‘büyü’ alarak   tanımlıyor sizce?

‘Agresiftim şimdi muhallebi gibiyim’

“Hayat boyu radyocu olunmaz ki!” dedim ve başka işlere başladım, ama hayat boyu radyocu olunurmuş! Radyo dinleyenler de radyoyu bırakamıyor. Bu bizim için büyü, ama dinleyenler için de öyle...
Kamera karşısına da geçen radyoculardan birisiniz...
Televizyonda program yaparken de radyoculuk yaptım, şimdi siz radyoculuk yapsanız, bırakamazsın çok garip bir büyüsü var. Televizyonda kamera karşısındasınız, ama hiçbir şeyi kontrol etmiyorsunuz, radyoda ise konuşuyorsunuz, müzik çalıyorsunuz, uzay gemisi kumandanı gibiyiz!

“Radyonun değeri anlaşılmıyor”
Radyocular  radyoyu televizyondan daha farklı tanımlıyor... Sizce hangisi daha samimi?
“Sevgilisi olmayanlar bana mesaj atsın, beni arasın” diyorsun hemen arıyorlar. Biz de maalesef radyonun değeri çok anlaşılmıyor. Radyo en etkili haber mekanizması. Şu anda bir yangın olsa, hemen duyurabilirsin, ama televizyonda hazırlanma süreci var. Her yerden radyoya bağlanabilirsiniz. Radyo televizyondan daha hoştur, daha değerli ve samimidir. Kan anonsu televizyondan mı yapılır radyodan mı? Ama ünlü olmak istiyorsan televizyon önemli bir mecra.
Radyoya ilk başladığınız zamanlardaki hisleriniz nasıldı?
İlk radyoya başladığımda, beni kimse dinlemiyor sandım. Sonra radyonun yakınlarındaki bir dondurmacıya gittim ve dondurma isterken, yüzüme baktı ve “Sen radyoda çalışmıyor musun?” dedi.  Sesimden tanıdı ve o zaman dinlenildiğimi anladım. Bir kişi bile olsa, siz ne söylerseniz dinliyor.
16 senelik radyo geçmişiniz var, programlarınız aynı formatta mı devam etti?
İlk başladığımda agresif bir radyocuydum, şimdi muhallebi gibiyim. Agresiftim çünkü; öyle bir radyoda çalışıyordum. Kendinizi duyurmak için biraz agresif oluyorsunuz.
Radyocunun programlarda seçeceği konular sizce ne  olmalıdır?
Bu ülkede her şey malzeme, onları görüp onları radyoya taşıyorum, ama onları  iyi anlatmak gerek. Benim konum hayat.

Haberin Devamı

“Din, futbol, politika konuşmadım”
Deneyimlerinizden yola çıkarak radyoda ne gibi ölçütler belirlediniz?
Radyoda bir kelime kariyerinizi ve yaşam standartınızı değiştirebilir. Kendinizi ne kadar farklı kılmaya çalışırsanız, saçmaladığınız o kadar ortaya çıkar.  Farklıyım diyebilirim, çünkü; ben kendimim. Yayında ne ses tonumu, ne fikirlerimi değiştiriyorum. Önemli bazı şeylere dikkat ediyorum. 16 senedir ne futbol,ne politika, ne din konuştum.
Pal FM’deki programınızın içeriği nasıl?
Kendi programımda seçtiğim şarkıları dinletiyorum. İçeriği hayat, güzel müziği çalmaya çalışıyorum.
Bu programda standart olan  tek şey var, o da güzel müzik.

Haberin Devamı

“Radyolar gruplaştıkça kalite ortaya çıktı”
Bir dönem radyolar dejenere oldu, torpiller başladı, radyoculuk anlamsız bir hale geldi. Radyo grupları oluşunca kalite ortaya çıkmaya başladı. Ülkedeki müzik kalitesinin gelişmesiyle radyodaki çalışanlar daha da gelişti.
FOTOĞRAF: MUSTAFA ALKAÇ