Radyo D’nin sevilen programcısı Sarı Şeker Sema, oğlu Işık’ın dünyaya gelmesiyle kısa bir süre mikronlara ara verdi ve bu aranın ardından farklı programlarla dinleyicilerine seslenmeye başladı. Sarı Şeker Sema, artık öğleden önce yayınlarına başlıyor ve 11.00-13.00 arası mikrofonun başına geçiyor. Hani her pazartesi günü diyete başlanır ya, Sarı Şeker Sema da bu düşünceye uygun, özellikle kadınların ilgisini çeken bir programla adından sözettiriyor ve her pazartesi 12.00-13.00 saatleri arasında diyetisyen Güneş Aksüs ile birlikte diyetleri keyifli hale getirmek için bilgiler veriyor. Diyet yapmanın katı ve sıkıcı havasını dağıtmak için püf noktalarını dinleyicileriyle paylaşıyor. Mesela çalışan kadınlar için eve gelince kısa sürede hazırlayabilecekleri pratik ama sağlıklı yemek tariflerini anlatıyor, en can alıcı nokta olan “En çok nasıl kilo verebilirim?” sorusuna yanıtlar arıyor. Sarı Şeker Sema ayrıca radyolarda farklı bir program olan ‘Canlı Dostlarımız Radyoda’ programını da Veteriner Hekim Ayhan ile birlikte hazırlıyor. Sarı Şeker Sema’yı 104 Radyo D’den dinleyebilirsiniz.
Yeni bir yıl, yeni bir heyecan... Programınızda da yenilikler oldu, bahseder misiniz?
Yeni yılla beraber kendimi daha yenilenmiş hissediyorum. Doğum izninden sonra zaten programa yenilenmiş olarak başlamıştım. İzinden önce programım öğleden sonra yayındaydı. Artık öğleden önce başlıyorum. 11:00-13.00 arası yayındayım. Dinleyiciyi sabah kahvelerinin sonlarına doğru yakalıyorum ve yemek vaktinde arkadaşıma devrediyorum. Her pazartesi programımın ikinci bölümünde yani 12:00-13:00 arasında diyetisyen Güneş Aksüs ile beraber “Keyifli Diyet” isimli bir program yapıyoruz. Cumartesi günleri de 14:00-15:00 arası veteriner hekim Ayhan Yılmaz ile “Canlı Dostlarımız Radyoda” programımız devam ediyor.
Her pazartesi diyete başlanır...
Sizin programınız da pazartesi günü... Diyetisyenle hazırladığınız program ilgi çekiyor, dinleyicilerin katılımı nasıl?
Evet, biz de her pazartesi 12:00-13:00 arasında diyetleri keyifli hale getirmek için bilgiler veriyoruz. Diyet yapmanın katı ve sıkıcı havasını biraz dağıtmak için bilgiler sunuyoruz. Diyetisyen Güneş Aksüs bize hayatın içinden bilgiler veriyor. Mesela çalışan kadınlar için eve gelince kısa sürede hazırlayabilecekleri pratik ama sağlıklı yemek tarifleri paylaşıyoruz dinleyicilerimizle.
‘Canlı Dostlarımız Radyoda’ programına da devam ediyorsunuz....
Ben zaten kedi seven ve kedi besleyen birisiydim. Bu programda ben de Veteriner Hekim Ayhan Beyden birçok bilgi alıyorum. Hem evlerde beraber yaşadığımız canlı dostlarımız, hem de sokak hayvanlarıyla ilgili benim ve dinleyicilerimizin merak ettikleri soruların cevaplarını Ayhan Beyden alıyoruz.
Özellikle hamileliğim zamanında evde kedilerimle yaşadıklarımı çok anlattım. Ayhan bey de toksoplazma ve hamilelik sürecinde kedilerle ilgili uzman görüşlerini iletti. İnsanların bu dönemde korkudan kaç yıllık kedilerini uzaklaştırdıklarını duyuyoruz. Buna gerek olmadığını anlatmaya çalıştık. Bu yaşananlar bilgi eksikliğinden kaynaklanıyor. Cehalet korku doğuruyor.
Bebeğiniz Işık dünyaya geldi. Kısa bir ara verdiniz, “Mikrofon özlenir” derler. Siz neler hissettiniz?
Doğum iznimle beraber, süt iznimi de toplu kullanarak 5.5 ay kadar radyodan uzak kaldım. 17 yıllık radyocuyum, daha önce sadece yıllık izinlerimde 1 haftalık ayrılıklar yaşamıştım. İlk defa bu kadar uzak kaldım. Gerçekten çok özledim.
Ama annelik duygusu da ağır bastığı için dayanabildim. Tek avantaj artık twitter diye bir platform olması... Bu sayede dinleyicilerimden hiç kopmadım. Hayatımdaki gelişmeleri sürekli paylaştım. Böylece dinleyici ve takipçilerim arasına anne olanlar da yoğun olarak katıldı. (Gülüyor)
Sizce geçen yıl radyoculuktaki en önemli olay neydi?
Geçen yıl yayın yaptıkları radyolardan ayrılan, kanal değiştiren, bir süre çalışmayan ya da başka işlere yönelen arkadaşlarımız oldu. Ayrıca internet radyolarında bir yükseliş gözlemliyorum. Sanırım bu yıl, bu yükseliş sürecek. Bana internet üzerinden dinlenebilen farklı konseptlerde radyolar türeyecek gibi geliyor. Bu da radyoculuğu farklı boyutlara taşıyabilir.
Siz de lafını esirgemeyen radyoculardansınız, radyolarda en çok neyi eleştiriyorsunuz?
Hayatın içinde her şeyi eleştiriyorum. Bu emniyet şeridinden giden bir araba da olabilir, müşterisine kötü davranan bir garson da... Dinleyicilerimizle beğendiklerimizi ya da beğenmediklerimizi paylaşıyoruz. Ben de herkesin yaşadıklarını yaşıyorum. Tek farkım bunu mikrofondan anlatabilecek konumda olmam.
Yıllardır radyodan ses veriyorsunuz, bu işin heyecanını kaybetmemenin sırrı sizce nedir?
Tek sırrı sevdiğin işi yapmak. Hangi meslek olursa olsun severek yapıyorsanız asla emeklilik hayalleri kurmazsınız. Sistem sizi emekli etse bile siz boş durmazsınız.
Ne yazık ki, ülkemizdeki üniversite sınav sistemi yüzünden etrafta yüzlerce mutsuz doktor, mühendis, öğretmen ve mimar var. Çünkü isteyerek değil, puanları yettiği kadar meslek seçebiliyorlar.
‘Oğluma seveceği işi seçmesini öneririm’
Oğlunuz bir gün “Ben de radyocu olmak istiyorum” derse ilk uyarınız ne olur?
Seveceği bir iş seçmesini isterim. Radyocu olmak istiyorum derse, bunun geçici bir heves mi olduğunu yoksa gerçekten meslek olarak mı seçtiğini iyi ayırt etmesi gerektiğini söylerim.
Peki ona neler öğütlersiniz?
Bir radyocunun antenleri her an açık olmalı. Gündem hakkında bilgisi olmalı. Gün içinde çalıştığı saatler kısa olabilir ama diğer saatlerde de kendini geliştirmek ve daha donanımlı hale gelmek için çalışmalar yapmalı. Mümkün olduğu kadar çok okumasını ve çok gezmesini tavsiye ederim. Çünkü hem okuyanlara, hem gezenlere hitap edecek.