17.06.2013 - 20:54 | Son Güncellenme:
YAZI DiZiSi - 1
Emsey Hospital’dan dahiliye uzmanı Dr. Songül Özer, vücudun susuz kalmasıyla (dehidratasyon) ilgili sorularımızı yanıtladı.
Dehidratasyon nedir? Hangi belirtilerle kendini gösterir?
Eğer yeterince su içmezsek, metabolizmamız yavaşlar. Hafif susuzluk bile metabolizmayı yüzde 3 oranında yavaşlatır. Yeterince su almazsak, vücut sonunda suyu tutar, kendimizi şişmiş hissederiz. Erken safhalarda bile susuzluk; düşünce bozukluğuna, kısa süreli hafıza problemlerine, temel matematik sorunlarına, kendinizi sözlü olarak ifade etmekte zorlanmaya ve odaklanamamaya neden olabilir.
Susuzluk biraz daha ciddi bir hal aldığında, mide ekşimesi, eklem ve sırt ağrıları, migren, fibromiyalji, kabızlık, kalın bağırsak iltihabı ve anjin gibi belirtilerin de aralarında bulunduğu hastalıklar ortaya çıkar. Ciddi susuzluk; astım, alerji, diyabet, hipertansiyon, egzama, kurdeşen, deride oluşan nokta ve lekeler gibi sorunlarla da ilgilidir.
Günlük sıvı ihtiyacı, kişiye ve ortama bağlı değişiklik göstermesine rağmen kabaca bireyin ağırlığından kilo başına 30 cc. olarak hesaplanabilir. Yani her bir kiloya 30 cc. Bu sıvı ihtiyacının yarısı gıdalardan sağlanırken, yarısının da içilmesi gerekir. Özellikle sıcaklığın 30 derece’nin üzerine çıktığı durumlarda, her 2 derece artış için günlük su tüketimimize 2 bardak eklememiz gerekir.
Susuzluktan nasıl korunabiliriz?
Vücutta oluşan su eksikliğini tamamlayamadığımız durumlarda ‘kururuz’. Dehidratasyon olarak adlandırılan bu durum, en basit haliyle susama ve huzursuzluk hissi, iştahta azalma, ciltte kurumayla kendini gösterir. Sıvı kaybı ilerledikçe; idrar miktarında azalma ve renginde koyulaşma, ağızda kuruluk, açıklanamayan yorgunluk ve performans kaybı, baş ağrısı, ayağa hızlı kalkıldığında baş dönmesi ve keyifsizlik görülür. Sıvı açığı yüzde 5-6’lara ulaşırsa kişide uykuya eğilim, bulantı ve bacaklarda karıncalanma başlar. Sıvı kaybı yüzde 10’lara ulaştığında kaslarda istemsiz kasılmalar, görüşte bozulma gerçekleşir. Yüzde 15’in üzerinde sıvı kayıplarında ölüm riski vardır.
Dehidratasyon böbreklere kalıcı hasar verebilir mi?
Hafif düzeydeki dehidratasyon hiçbir organda kalıcı hasara yol açmaz ancak altta yatan bir kronik böbrek yetmezliğinin bulgu vermesine neden olabilir. Tedavisinde, ağız yoluyla alınan sıvı ve elektrolitlerle eksikliğin giderilmesi yeterli olur. Daha ağır dehidratasyondaysa kişinin bir sağlık kuruluşunda yatarak sıvı tedavisi görmesi gerekebilir.
GIDA ZEHiRLENMESi HASTANELiK EDiYOR
Emsey Hospital’dan diyetisyen Emel Yılmaz, gıda zehirlenmesini konusunda uyardı: “Tükettiğimiz besinin içerisinde bizi hasta edecek bir madde bulunduğunda gıda zehirlenmesinden bahsederiz. Belirtileri, mide bulantısı, kusma, karın ağrısı ve ishal.
Gıda zehirlenmesi kirli su veya enfekte olmuş besinle başlar. Zehirlenmeye bakteri, küf veya yosun yol açar. Genellikle besini enfekte eden bakteri değil bakteri tarafından salgılanan toksinlerdir. Bakteri besinden ayrılsa bile, toksinler uzun süre kalabilir.
Gıda zehirlenmesinin farklı şekilleri ve belirtileri var. Örneğin gıdalarda bulunan ‘clostridium botulinum’ bakterisi çok nadir de olsa botulizm zehirlenmesine neden olur. Felç ve kas zayıflamasıyla kendini gösterir. Farklı bir örnek de ‘listeria monocytogenes’ bakterisi. İlk etapta gribal belirtiler gösterir, daha sonraysa beyin zarı iltihabına yol açar.
Nasıl önleyebiliriz?Hijyen, gıda zehirlenmesini önlemede büyük rol oynar. Ürünlerin üzerindeki saklama koşullarına uymakta fayda var. ‘Soğuk ortamda saklayınız’ ibaresinde buzdolabında saklamanız uygundur. Ürünü her zaman paketinde belirtildiği şekilde hazırlayın. İyi pişirip, iyi ısıtın. Izgara yaparken, özellikle tavuğun içinin iyi pişmiş olmasına dikkat edin. Sebze ve meyvelerin kesme tahtalarını ayrı tutun.
YARIN: BÖCEK SOKMASI