16.02.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:
SENEM AYDIN - senem.aydin@milliyet.com.tr
- 20’nci yıl albümüyle karşımızdasınız...
Kariyerimde ilk yarıyı tamamladım, ikinci devredeyim. Her iki yıla bir albüm şeklinde ilerledim. Bu albüm ikinci devreyi bitirmek için muhteşem bir çalışma oldu. O enerjiyle yaptım. Festival gibi oldu; hem türküler var, hem Neşet Ertaş ve Cem Karaca gibi ustaların eserleri hem de beş yeni beste... ‘Veda’yla çıkacaktık ama ‘Al Ömrümü’ o kadar güzel aranje edildi ki hepsini solladı. Zamanında ‘Kurtlar Vadisi’nde Memati’yi gömerken o parçayı ağıt gibi okumuştum. Sonra üzerimize yapıştı, konserlerde söylediğimiz bir şarkı haline geldi. Bu albüm için sıfırdan bir parça gibi aranje etmek gerekiyordu, öyle de yaptık.
- Kayıt süreci nasıl geçti?
Çok çalıştık, şarkıları farklı farklı düzenledik. Bu defa zaman koymadım kendime. Ne zaman içime sinerse o zaman çıkarayım istedim. Bir yıl stüdyoda çalıştık, hazırlık süreci en uzun albümüm oldu. 12 parça var.
- Parçalara karar verirken ne gibi kriterleriniz vardı? Seçerken zorlandınız mı?
20’nci yıl albümü olduğu için biraz daha sert, cesur olmamız gerekiyordu. Her albümde olduğu gibi türkülerin korkusuz üstüne gittim. Dediğim gibi festival gibi bir albüm oldu. ‘Yansın Bodrum’, bir zeybektir, bu şarkıyla yazın Bodrum’da kopabilirsiniz. Hareketli bir türkü. ‘Ey Benim Nazlı Cananım’a yeni bir versiyon yaptık ama deyiş özünü koruyor.
‘Doyulur mu’ ile Neşet Ertaş’ı yad ettik. Cem Karaca’dan ‘Gel Efendim’ var... Derya Yılmaz yeni bir isim, İzmir’de yaşıyor. Bir gün bir şekilde yollarımız kesişti. Benim hayranım aynı zamanda. “Sana beste yaptım” dedi. Dinledim, gerçekten benim için hazırlamış. Albümde üç parçası var. İyi türküler buldum, hit eserler var. Bütün parçalarda aranje farkını hissedeceksiniz. Çok içime sindi.
- Türküleri modernleştirmenizin sebebi yeni nesile sevdirmek mi?
20 yaşımda neden sevildim, farklı geldim? Çünkü ben de duymak istediğim müziği yaptım. Barış Manço, Edip Akbayram gibi isimler örnek oldu bizlere. Belçika’da doğup büyüdüğüm için bir yandan James Brown bir yandan Neşet Ertaş dinlerdim.
Türküleri hem güncel hayata taşıyalım hem de yerini koruyalım istedik.
Müzikte yaptığımız iş biraz arkeoloji gibi. Kazıyıp ortaya çıkarıyorsunuz, genç nesile de doğru biçimde sunmaya çalışıyorsunuz. Onun için biraz estetik zevkinizin olması lazım.
- Bu sektör, yeni isimlere şans tanınıyor mu sizce?
Şu dönemin bir avantajı bir de dezavantajı. Herkes bir şey yapıp sosyal medyadan patlatabiliyor ama o kadar çok rakip var ki çok özel olmak gerekiyor.
‘Bizim aşiret Belçika’da’
- Konser takviminiz nasıl?
Avrupa turnesi düşünüyoruz. Funda Arar’la Günay konserlerimiz devam ediyor. Bir de ayda bir Nossa Costa’da sahne alıyorum.
- Belçika’ya gidip geliyor musunuz?
Gidip geliyorum tabii. Ailem, bizim aşiret orada. 1 Nisan’da Brüksel’de konserim var. Bir gurbetçi olarak orada 20’nci yıl konserimizi vereceğiz.
‘Beyaz 50 olmadan evlensin’
- 40’ıncı doğum gününüzde nikah masasına oturdunuz. Evlilik nasıl gidiyor?
Evet, artık evli bir insanım. “40’ıncı doğum günümde evlenelim” dedim, sağ olsun eşim de kabul etti. 2.5 yıl oldu. Düğünümüz kurban bayramına denk gelmişti. Kurban kesmeye gerek kalmadı, kendimi kurban ettim (gülüyor).
- Evlilik korkusu yaşadınız mı?
Ayrılanları gördüğümüz için korkularım vardı. Evlilikler kadar ayrılıklar da var artık... ‘Ne olacak?’ diye endişelerim oldu ama evlendikten sonra kalmadı. Birbirimizi çok iyi anlıyoruz, doğru insanla evlendiğimi düşünüyorum.
Hayatımız çok yoğun geçiyor, o yüzden en büyük lüksüm evde olmak. İç mimaride de huzurlu bir ortam istiyorum, evin içi hoş olsun. Bir de hiç dağınık değilimdir, hanımdan daha topluyum. O açıdan da beni alan yaşadı, aşırı düzenliyim.
- Yakında zamanda baba olacaksınız. Nasıl hissediyorsunuz?
Evlilik, çocuk ve aile olmak demek aynı zamanda. Altı aylık oldu, üç ayı kaldı. Çok heyecanlıyım, tarif edilemez bir duygu. Kızım olacak.
- Beyazıt Öztürk’le yakın arkadaşsınız. Ona da evliliği tavsiye ediyor musunuz?
Hep dedim olmadı, o yüzden Beyaz’a bir şey demeyeceğim artık. Hareketlerimle, ailemle örnek olmaya çalışıyorum. Bana sormadan da bir şey demiyorum. Aramızda yedi yaş var galiba. 50 olmadan evlensin ya da 50’nci doğum gününde evlensin!