01.10.2008 - 11:28 | Son Güncellenme:
Sultan Çoğalan - AA
Marmara Üniversitesi (MÜ) Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü Enerji Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Tanay Sıdkı Uyar, Türkiye’nin rüzgar ve güneş enerjisinden ısı ve elektrik üretme potansiyelinin Avrupa’ya göre 5 kat fazla olmasına karşın, kaynaklardan yeterince yararlanılamadığını belirtti.
Doç. Dr. Uyar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye’nin güneş, rüzgar ve jeotermal gibi yenilenebilir enerjiler bakımından oldukça zengin bir konumda olduğunu söyledi.
Türkiye’nin 150 bin megavat rüzgar enerjisi kaynağı olduğunu dile getiren Uyar, ancak mevcut kapasitenin toplamının 40 bin megavat olduğunu ifade etti. Rüzgar tribünlerinin Çanakkale, Trakya, Bandırma, Bozcaada, Antakya gibi
bölgelerde kurulu olduğunu söyleyen Uyar, ayrıca inşaatı süren rüzgar güllerinin olduğunu, bakanlığa 83 bin megavatlık başvurunun lisans almak için beklediğini aktardı.
Güneş enerjisinin kullanılması halinde ilk etapta 5 milyon konutun
enerjisinin sağlanabilme kapasitesinin olduğunu kaydeden Uyar, jeotermal enerjide
ise çok sayıda konutun ısınma sorununun temiz ve güvenli bir şekilde
çözülebileceğini anlattı.
Doç. Dr. Uyar, yenilenebilir enerji kaynaklarının kurulum maliyetlerinin
termik ve nükleer santrallere göre daha ucuza mal olduğunu belirtti.
Nükleer enerji santrallerinin sadece kurulum maliyetlerinin 5 milyar
dolar civarında olduğunu ancak tek maliyetin bununla sınırlı kalmadığını dile
getiren Uyar, güvenlik alt yapısı, işletme ve lisans maliyetlerinin büyük
olduğunu ifade etti.
Uyar, nükleer santrallerin bertaraf edilmesinin bile sadece 9 milyar
dolara mal olduğunu vurguladı.
Güneş enerjisinden elektrik üretme yönteminin, konutların çatılarına güneş pilleri ve plakaların kurulmasıyla yapıldığını anlatan Uyar, ancak Türkiye’de bu alanda yatırımın hemen hemen hiç olmadığını söyledi.
Geçmiş dönemlerde Türkiye’nin rüzgar atlasını çıkardıklarını ve birçok
ülkeye göre ciddi bir zenginliğin olduğunu tespit ettiklerini söyleyen Uyar,
alternatif enerjilerin çevre ve doğayı kirletmediğini, yüksek bir maliyet
gerektirmediğini, sağlık açısından da olumsuz bir etkisinin bulunmadığını
bildirdi.
Avrupa’da birçok ülkenin 1980’lerden itibaren rüzgar tribünlerini
kurduğunu, 2050 yılına kadar tüm enerji kaynaklarını yenilenebilir enerjiye
yönelik düzenlediklerini söyleyen Uyar, "Türkiye’nin rüzgar ve güneş
enerjisinden ısı ve elektrik üretme potansiyeli Avrupa’ya göre 5 kat daha fazla
olmasına karşın, kaynaklarımızdan yeterince yararlanamıyoruz. Bu kaynakların
kullanılması ülkemizin dışa bağımlılığını azaltacaktır" dedi.
Doç. Dr. Uyar, Türkiye’de enerjinin etkin kullanımına ilişkin yasal
düzenlemeler yapılması gerektiğini sözlerine ekledi.