‘Tiyatro er meydanıdır’

‘Akciğer’ nasıl bir oyun?

Engin Hepileri: Bir kadın ve bir erkek karakter bu oyunun kahramanları. ‘Bu dünyaya bir çocuk getirerek iyi bir şey mi, yoksa kötü bir şey mi yapmış oluyoruz?’ sorusuyla başlayan geniş bir oyun. Duygusal ve çok komik sahneleri var. Yazar bu oyunu verirken, ne bir müzik, ne özel bir kostüm ne de dekor kullanmamamız konusunda ricada bulundu. Bu bizim gibi oyuncular için iştah açıcı bir durum. Burada demek istediği, “Sen oyuncu olarak bir tek cümleyle mekanı, ışığı değiştir.”

Nasıl bir araya geldiniz?

E.H.: Sahnede çok iyi anlaşan, uyum sağlayan bir ikili olduğumuzu daha önce bir yönetmen arkadaşımız söylemişti. Birbirimizi tamamlıyoruz. Tiyatro İn’de bu oyunu sahneye koymaya karar verdiğimde aklıma ilk gelen isim Nergis oldu.

Tiyatro İn’in hikayesi nasıl başladı?

E.H.: 15 sene Kenter Tiyatrosu’nda çalışmamdan sonra Müşfik (Müşfik Kenter) Hoca’yı kaybettik. Yıldız Hoca (Yıldız Kenter) tiyatroya biraz ara verdi ve evine çekildi. Biz daha sonra ortada kaldık. Bir şeyler yapma çabası içindeydim hep. O sıra elimize bir oyun geldi ve o vesileyle ‘Tiyatro İn’i kurdum. Dört seneden bu yana var ve şu anda üçüncü oyunumuzu sahneliyoruz. İyi bir altyapıyla güzel bir şekilde ilerliyor.

Tiyatro’da 20 yılı geride bıraktınız. Sizin için bu süreç nasıl geçti?

E.H.: 14 Yaşında devlet tiyatrosunda çocuk oyununda oynayarak başladım. Çocukluk zamanlarımda kurduğum hayallerin peşinden koşarak buraya geldim. Konservatuvar mezun olmamın ardından televizyonla tanıştım.

‘Her tiyatrocu oyunculuk yapabilir ama her oyuncu tiyatro yapamaz’ düşüncesine katılıyor musunuz?

E.H.: Kesinlikle. Tiyatro bu işin er meydanıdır. Her oyuncunun tiyatro sahnesine çıkabileceğini düşünmüyorum. Konu televizyonsa işler değişir tabii. Orada görselliğe de ihtiyaç var. Model isimlerin televizyonlarda olması, oyunculuk yapması gayet normal.

‘Aşık olduğum işi yapıyorum’

Tiyatro yeterince ilgi görüyor mu?

Son zamanlarda tiyatroya olan ilginin arttığını düşünüyoruz. Bu artışta en büyük pay ise tartışmasız televizyon. İnsanlar
televizyonlarda beğenerek izledikleri kişileri tiyatro sahnesinde izlemek istiyor. Ben mesleğimi dizi, sinema, tiyatro diye ayırmak istemiyorum. Aşık olduğum işi yapıyorum.

‘Beyza’yla aynı projede olabiliriz’

‘Altın Petek’ yarışmasını sunma fikri nereden çıktı?

E.H.:Yüzde yüz yerli format olması beni heyecanlandırdı. Bu ilk sunduğum yarışma programı değil. Sunuculuk işini de seviyorum. Geçtiğimiz sene “Bir yarışma programı olsa da sunsam” dediğimde geldi bu iş, çok mutluyum. Umarım 5-6 sezon daha devam eder.

Sizi yeni bir dizi projesinde görebilecek miyiz?

E.H.: İçime sinen bir proje gelmedi açıkçası. Bir kucakta 3-5 karpuz taşıyabilirim. Yarışma programı, tiyatro oyunları ve dizi. ‘Bu sene dizi yapmayacağım’ havalarında değilim.

Beyza Şekerci’yle evliliğiniz nasıl gidiyor?

E.H.: Çok güzel gidiyor. Beyza bir taraftan tezini bitirmeye çalışıyor. Mimar Sinan’da hocalık yapıyor. Bale öğretmeni. Bir iki film projesi için görüştü onlardan biri olacak. Aynı dizide yer alabiliriz ama sürpriz bir sinema projesi de olabilir.