06.05.2019 - 08:15 | Son Güncellenme:
ORKUN BULUT-ALTINCI DUYU
Tabii bizde bu etki, önceleri şeflerin saçlarında röfle (!) etkisi yapsa da, toprağa aşıklar, ürüne yakın bölgelerde restoranlar açmaya başlıyor. Bir nevi ters göçlerin olduğu bu hikayelerden birini de, çok eski tanıdığım Ekrem Yanbolluoğlu yaşıyor. Kurumsal hayatı bırakıp memleketine, Edremit’e dönmeye karar veren Yanbolluoğlu, açtığı Lokanta Bahar’ı iki yılda bölgenin en konuşulan restoranı haline getirdi.
Ekrem Şef’in mutfak operasyonlarını ve yerinde tedarik deneyimlerini de yaralanmalarından anlayabiliyorsunuz. Dağlarda ürünleri toplarken yaşadıklarıyla, adeta bir yemek gazisi! Menüsünü de günlük, ürün tedariğine göre kuruyor. Kuzu göbeği mantarlı spesiyaller hazırlamıştı. Sura, kuzunun sol göğüs kafesinde iç pilavla dolup, taş fırında hazırlanıyor. Yine dana incik güveç, taş fırında yedi saatte pişiyor. Keşkek, bakır kazanda bir saatte döverek hazırlanıyor. Yanbolluoğlu, mutfaktaki yardımcılarını yüzyıllardır burada yaşayan Tahtacı ile Türkmen ailelerine mensup kadınlardan seçti. Hem el lezzetleri hem de reçete hakimiyetleri, şefe rehber oluyor.
Güre’de Alp havası
Ekrem Şef gibi genç, bölgeye sevdalı isimleri dinleyince, Edremit’in, Troya’nın konuşulduğu (!) dönem kadar popüler olacağına inanıyorsunuz. Güre; Alp kasabasını andırıyor. Yağız Öngen’le tanışıyorum. O da Ekrem şef gibi toprak aşığı. 750 yıllık zeytin ağaçlarının olduğu bölgede, ürün yetiştirdiği minik tarlalar kurmuş. Termal zenginliğini de bildiği için oteli bu konseptte hizmete sokmuşlar. Hatta Ramada’nın dünyadaki tek termal markası olma özelliği de taşıyor…
Etiler’in büyük porsiyonlu yenisi