Cadde'Tavlada haftada 12-13 ayakkabı kazanıyordum'

'Tavlada haftada 12-13 ayakkabı kazanıyordum'

17.01.2019 - 12:02 | Son Güncellenme:

Emre Saygı’nın hazırlayıp sunduğu, Türkiye’nin ilk interaktif talk show programı 'Hadi Be'ye, 'Gündem Yaratayım mı? adlı single'i müzikseverlerle buluşan Emel Müftüoğlu konuk oldu.

Tavlada haftada 12-13 ayakkabı kazanıyordum

"Ben bir oyun manyağıyım"
Emel Müftüoğlu, tavla tutkusunu ve oyun sevdasını anlattı: Tavla bir oyun ve ben bir oyun manyağıyım. Elimde telefon, gece yarılarına kadar kelimelik oynuyorum. Böyle bir sevgi yok! Aslında bir doktora mı gitsem? Çok seviyorum ve çok başarılıyım. Tavlada haftada minimum 12-13 ayakkabı kazanıyordum, şimdi ekonomik kriz var diye 3-4'e düştü. Rakiplerimi aramıyorum çünkü çok meraklı var, arkadaşlarımdan yenilen pehlivanlar falan var. Tabii ki yenildiğim zamanlar da oluyor ama 365 günde 5 gün yenilirim, geri kalan 360 gün benimdir, formüllerim var. Mesela eşim 'çocukla oynuyorsun, o seni yensin' derdi, 'hayır asla yenilmem. Çocuk mocuk, o da yenmeyi öğrensin' derdim.

Haberin Devamı

"Hayatın ne getirip ne götüreceğini bilmiyorsunuz"
Röportajın 'Doğru-Yanlış' bölümünde “Hayatta asla şaşmadığım ve sıkı sıkıya bağlı olduğum prensiplerim doğrularım vardır?” sorusu üzerine Müftüoğlu, 'Yanlış' yanıtını kaldırdı: Hayatın ne getirip ne götüreceğini bilmiyorsunuz. 'Sevmediğim insanla konuşmam' diyorsun ama bir anda görüşmeye mecbur kalabiliyorsun. Onun için bu kararı siz veremiyorsunuz ama genel olarak prensipliyimdir.

"Genel insan tablosuna bakıldığında dürüstümdür"
Emel Müftüoğlu, "Kuralları olan, disiplinli biri misiniz?” sorusuna, "Yalan söylememek konusunda çok disiplinliyimdir. 'Beyaz yalan' dedikleri şeyler var ya onlar hariç her şeyin en doğrusunu duymayı ve söylemeyi severim. Genel insan tablosuna bakıldığında dürüstümdür. Güzel olmayan şeye 'güzel' demem, beğenmediğim bir şeye 'beğendim' demem. En fazla yorum yapmam ama anlarsınız halimden" yanıtını verdi.

Haberin Devamı

"Evde tek başıma kalamam, bunu yenemedim hala"
Başaralı şarkıcı, nelere karşı fobisinin olduğunu açıkladı: Vardı ama bir sürü fobimi yendim. Mesele hayatımda hiç boş bir eve anahtarla açıp tek girmedim, bana birinin kapıyı açması lazım, içeride birilerinin olması lazım. Evde tek başıma kalamam, bunu yenemedim hala. Mesele merdiven fobim vardı; ben yukarı çıkarken arkamadan birinin gelmesinden çok rahatsız olup bir kenarda kalabilirim.

"Davul zurnalarla uğurluyorlardı 'yeter ki gitsin' diye"
Müftüoğlu, çocukluğula ilgili özel açıklamalarda bulundu: Asker çocuğuyum. Küçükken çok meraklıydım bütün asker abilerle talim yapmaya. O İtalyan çukurlarına, Tarzan merdivenlerine çok meraklı bir çocuktum. Evcilik falan oynamadım. Babam bir yerden tayin olduğu zaman davul zurnalarla uğurluyorlardı beni, 'yeter ki gitsin' diye. Her şeyi yapmak istiyorum. Gördüğüm her şeyi yapmak istiyorum çocukluğumdan beri. Uçak kullandım, paraşütle atladım, 18 metreye daldım, balona bindim, traktör kullandım. Asla yapmadığım bir şey var, o da kayak. Kayağa gelince bir duruyorum, neden bilmiyorum. Bir arkadaşım çok iyi kaydığı halde kafasında birkaç tane platin var, o etki etmiş olabilir.

Haberin Devamı

"30'lu yaşlardan sonra anne-baba olunmalı"
Ünlü şarkıcı, annelik hakkındaki görüşleri hakkında samimi açıklamalar yaptı: Araba kullanmak için bile bir ehliyet kurslarına gidiyoruz, bir çocuk yetiştirmek için böyle bilinçli ne bir kursumuz var ne eğitimimiz... Bana göre anne-baba olmak 30'lu yaşlardan sonra olmalı, asla ondan önce değil. Ondan önce ne anne olabilirsiniz, ne baba. Ancak oluyomuş gibi olursunuz, oynarsınız ama olamazsınız, ne o duyguda olabilirsiniz, ne öyle bir olgunluğunuz olabilir. Sadece arkadaş gibi büyür, yürürsünüz. Ben maalesef çok erken anne oldum. Önce bir oyuncağım oldu, deneme-yanılma metodlarıyla o oyuncak üstünde çeşitli deneyler yaptım. Küçükken annemin, babamın bana yapmasını istemediğim, nefret ettiğim şeyleri çocuğuma yapmayacağım kararını vererek başladım hayata. Benim çocuğum çok önemli, bir birey konuşmaya başladığı andan itibaren kendi kararlarını kendi verir. 'Çağrı gezmeye gidiyoruz geliyor musun?' dediğimde 'hayır' derse, 'tamam Çağrı gelmiyor' derdim. Ama öyle bir dünya yokmuş, sen ona üç seçenek sunacakmışsın ama kararları bırakmayacakmışsın.

Haberin Devamı

"Araya üçüncü kişi girdiğinde hır çıkarırdım"
Emel Müftüoğlu, "Dünyanın en kıskanç insanıydım, insan yaratılırken bu kadar mı kıskançlık tohumları serpilebilir içine, o derece kıskanç birisiydim. Üçüncü kişilerle arkadaşlık ilişkilerim bile olamazdı, ikili arkadaşlıklarımda araya üçüncü kişi girdiğinde onlarla bile hır çıkarırdım. Her konuda sonsuz kıskançtım ama kötülük yapmazdım. Aslında kıskançlık insanı o kadar hırpalayan ve harap eden bir duygu ki, insanların önce bu duygudan kurtulması gerekiyor hayatta" şeklinde konuştu.

"Sosyal medya şiddeti beni çok rahatsız etti"
'MasterChef' Murat Özdemir hakkında yorumlarına açıklık getiren Müftüoğlu, "Benim kadar çok hayvan seven ya da canlı seven biri için bu şekilde yanlış anlaşılmak hiç hoş olmadı. Cümleler ters çevrildiği ve saçma bir yerden başlandığı için saçma sapan bir olaya dönüştü. İşin aslı şuydu; Muhabir, bana 'papağan davasını biliyor musunuz?' diye sordu. 'Hayır' dedim. Çok net bir şey bilmiyorum, sadece dün gece çok merak ettim, herkes ayılıp bayılıyordu. (Sosyal medyada kullandığım tek şey Instagram) 'Neye bu kadar ayılıp bayılıyorlar, niye bir insana bu kadar hakaret ediliyor, kamyonun altında kalsın parça pinçik olsun, Allah belasını versin diye düşünüyorlar?' diye merak ettim. Sağlıksız bir şey gördüm orada, alkollü de olabilir ama kesinlikle akıl sağlığı yerinde olan birinin yapacağı şey değil. Bir canlıyı korurken öteki canlı parça pinçik olsun diye düşünen zihniyet, o ikilem ve sosyal medya şiddeti beni yine çok rahatsız etti. Bel altı çalışmalar, insanların linç kültürü doğru değil. Senin kalbin iyiyse, birine iyilik yapmak istiyorsan, diğer yandan öteki canlı için 'Allah parça pinçik etsin' demezsin. Benim mantığım bunu kabul etmiyor" ifadelerini kullandı.