TAN SAĞTÜRK’ÜN ELi DEĞiNCE

Uskumruköy yakınlarında yaşadığı bu villayı beş yıl önce bulmuş. “Biraz tesadüf oldu aslında. Emlakçı, sitede başka bir evi gezdirirken burası gözüme çarptı nedense. Villayı yatırım amaçlı almayı düşünüyordum. Çünkü yoğun işlerimden dolayı o dönem şehir merkezinde olmak daha cazipti. Ama kızım Ada dünyaya gelince işler ve öncelikler çok değişti hayatımda” diyor gözleri parlayarak Sağtürk.

Villanın içi yenilendikten sonra eşi Alona’yla taşınma kararı almışlar buraya. “Ada’nın burada büyümesini ikimiz de çok arzu ettik” diye söze giriyor Alona. Yeşillikler içindeki havuzlu villanın her metrekaresinde kendi emeği var Sağtürk’ün. “İçi tamamlanmamış dört duvardı burası. Zamanla ve azmimle istediğim görünüme ulaştı neyse ki” diyor. Aslında başlarda burayı hafta sonu evi yapmayı düşünmüş çift. Ama herkes burada kalmaktan memnun olunca şehirdeki evi kapatarak Uskumruköy’e yerleşmişler.

Ahşap ondan sorulur“750 m2’den oluşan villanın bodrum katında Sağtürk’ün ahşap işlerini yaptığı bir marangozhanesi, dans stüdyosu, oturma odası, kiler ve banyo bulunuyor. Bahçe katında salon, açık mutfak, misafir tuvaleti, üst katlardaysa dört yatak odası ve iki banyo yer alıyor. Evdeki çoğu ahşap mobilya Sağtürk’ün elinden çıkmış. “Kendimi bildim bileli bu işlere merakım var” diyen Sağtürk’ün salondaki-yerinden kalkmayan-ahşap yemek masasını ve kızına tasarladığı sevimli kulübeyi görünce bunun meraktan öte çok özel bir yetenek olduğunu düşünüyoruz. “Yıllardır dergilerde gördüğüm etkileyici ev fotoğraflarını ve tasarımları kesip biriktirerek kendime bir arşiv oluşturmuştum. Çok işime yaradılar” diyor ve ekliyor “Çıkış noktam burayı en ekonomik şekilde yapmaktı.”

Kostümler Alona’danDuvarlarında saman rengi ve beyaz kullandığı salonun zemini için çamı seçmiş özellikle. “Çam mekana sıcaklık katan, fiyatı oldukça makul, dilediğiniz zaman değiştirme konusunda sizi fazla düşündürtmeyen bir malzeme” diye açıklıyor Sağtürk. Evde perde tercih etmiyormuş. “Daha önce yaşadığım evlerimde de perdem hiç olmadı zaten. Hele böyle doğa manzarasına sahip bir yerde neyi perdelemek isteyebilir ki insan” diye keyifle anlatıyor. Dört yıl önce koreografisini yaptığı ‘Romantika’ dans gösterisinde tanıştığı ve aşık olduğu eşi Alona da burada yaşamaktan çok memnun olduğunu söylüyor. “Pazarcımız bile tezgahını açmadan evvel ilk bizim eve uğrar arabasıyla. Gelenimiz, gidenimiz çok olur. Bahçede mangal yazın vazgeçilmezi. Tan’ın deniz mahsüllü yemeklerine de bayılıyorum. Her gelen parmaklarını yer” diye anlatıyor mutlulukla. Bir zamanlar İngilizce öğretmenliği ve reklamcılık yapmış. Şimdi moda üzerine eğitim alıyormuş. “Alona’ya yukarıda bir dikiş odası hazırladık. Okullarımızın sahne kostümleri artık ondan soruluyor” diyor Sağtürk de gururla.

Her şey Ada içinEvin genel dekorasyonuna gelince... Kendi yaptığı çoğu ahşap mobilyaya salonda ünlü markalardan seçilen renkli aksesuarlar eşlik etmiş. “Evde aydınlık görüntü ikimizin de çok hoşuna gidiyor. O yüzden özel yapım bu oturma grubunu beyaz tercih ettik” diyor Alona Sağtürk.

Çift, Ada’nın güvenliği için tüm önlemleri almışa benziyor. Ortada sehpa görevi gören rahat yumuşak bir puf tercih etmişler. “Bazen pufu oturma grubuna dayayıp geniş yatak haline getiriyoruz” diyor Sağtürk.
Evde İngilizce, Türkçe ve Rusça konuşulmasından dolayı kızları şimdiden birden fazla dille haşır neşir. “Ada, 2 yaşında. Her dili kapma ve anlama çağları. İleride bunun çok faydasını görecek” diyor Sağtürk.

Dans evin merkezindeMüzisyen bir babanın kızı olan Alona da eşi gibi evde klasik müzik dinlemeyi sevdiğinden bahsediyor. “Tabii arada Frank Sinatra’dan da romantik parçalar çalmıyor değiliz” diye gülerek kütüphanesinin üzerindeki eski Sinatra plağını işaret ediyor Sağtürk. Şu sıralar iki çocuk romanı yazdığından ve bir albüm hazırladığından bahsediyor. “Uyuyan Güzel ve Fındıkkıran’ı anlatıyorum. Bu önemli iki bale başyapıtının hikayesini çocuklar benim dilimden öğrenecekler” diyor. EMI’den çıkacak albümde de şimdiye kadar sahnede dans ettiği eserlerin müziklerini toplayacakmış.
O konuşurken kızının yaptığı sevimli dans figürleri dikkatimizi çekiyor. “İleride kararını kendi verecek tabii. Ama ben babası olarak ona sanatın tüm kollarını sevdirmeye çalışıyorum. Bale çocuklara disiplini, otokontrolü ve konsantrasyonu öğreten bir sanat” diyen Sağtürk, bale yapan çocuklarda okul ders notlarının bile yüksek olacağını vurguluyor. Ayrıca yetişkinler için de bale dersleri varmış. “Hiçbir şey için geç değildir” diyor Sağtürk motive edercesine. İnsanda dans ettirmeyi uyandıran bir ev galiba burası...

Röpartaj, InStyle Home haziran sayısında...