28.10.2008 - 11:46 | Son Güncellenme:
Esra KIRDÖK/ADANA (DHA)
YOĞUN iş temposu, okulların açılması derken birçok kişinin kapısını çalan sonbahar depresyonuna karşı en iyi ilacın gün ışığı ve güzel bir hava olduğu belirtildi.
Sıcak yaz günleri geride kalırken, sonbaharın gelmesiyle günlerin kısaldığını, güneş ışınlarının azaldığını belirten Psikolog Dr. Sema Bengi Gürkan, bu durumun birçok insanın ruh halini olumsuz etkileyip, uykulu ve yorgun yaptığını söyledi. Çoğu zaman 10- 12 saat uyunduğu halde bedenin zinde olmadığını, kişinin dinlenememekten yakındığını belirten Dr. Gürkan, güneş ışığından yoksun kalmanın vücudun biyolojik saatini bozduğunu ve insanların yaşamdan zevk almaz hale geldiğini, bu belirtilerle ortaya çıkan ‘sonbahar depresyonu’nun çözümsüz olmadığını kaydetti. Dr. Puslu, kararsız ve kapalı gökyüzünün etkisiyle mevsimsel olarak sonbahar depresyonunun diğer mevsimlere göre yüzde 60 arttığını vurgulayan Dr. Gürkan, şöyle dedi:
“Sonbahar depresyonunun en iyi ilacı, ışıklı ortamlarda bulunmak ve güneşli, açık havalardan yararlanıp yürüyüş yapmaktır. Özellikle, kuruyemiş gibi enerji veren gıdaların tüketilmesi depresyon tehlikesini düşürüyor. Eğer depresyon ilerlemiş durumdaysa ve kişi kendini daha kötü hissediyorsa, hemen bir yardım almalı. Aksi taktirde düzelmesi oldukça zor olan sonuçlar ortaya çıkabiliyor. Havaların soğumasıyla vücutta bazı metabolik değişiklikler de başlıyor. Günlük enerji, vitamin ve mineral gereksinimimizde artış oluyor. Vücut, C vitamini takviyesine ihtiyaç duyuyor. Yeşil sebzeler, turunçgiller, domates, patates ve kuşburnu bol bol C vitamini içerdikleri için, bunları tüketerek vücudunuzu kuvvetlendirebilirsiniz.”
KEYFİNİZ KAÇMASIN
Dr. Gürkan, ayrıca, küçük değişiklikler sayesinde de kış depresyonunun önüne geçilebileceğini aktardı, şöyle devam etti:
“Evinizde perdeleri açın. Böylece içeriye mümkün olduğunca gün ışığının girmesini sağlayabiliriz. Renkli kıyafetler giyin, turuncu, açık yeşil, sarı gibi renkler hem içinizi ısıtır, hem de neşelenmenizi sağlar. Hareketli müzik dinleyin, sabahları uyandığınızda hemen radyonuzu açın. Hareketli şarkılar çalan bir istasyonu seçin ve müziklere eşlik ederek güne hazırlanın. Masanıza renk katın, işyerindeki masanızda koyu renk ne varsa kaldırın. Masanızı renkli eşyalarla süslemeye özen gösterin. Hatta kullandığınız kalemlerin ve defterinizin bile renkli olmasına dikkat edin. Yeteneklerinizi keşfedin, örgü örmek, takı tasarlamak, mum ya da seramik yapmak, ilgi alanlarınız doğrultusunda kendinize bir hobi edinebilir ve canınızın sıkkın olduğu zamanlarda kafanızı dağıtabilirsiniz. Abur cubur partisi yapın. Evinizi baştan yaratın.”