06.12.2012 - 18:57 | Son Güncellenme:
Çeviri: Fatma Uyar
Johnny Depp’li yıllarından, anneliğine, evliliğinden, hayatındaki çekişmelere kadar bir yolculuk bu.
“Ne anoreksiyaydım ne de eroinle işim oldu”
Hiçbir zaman eroin kullanmadım. Çok zayıftım evet çünkü çok fazla çalışıyordum. İşten eve döndüğümde yemek falan olmuyordu. İşe sabah erken saatte gidiyordum, yine bir şey yiyemiyordum. İşteyken de kimse beni öğle yemeğine çıkarmıyordu. Kısacası hiçbir zaman anoreksiya olmadım. Bu çıkan haberlerin doğru olmadığını onlar da biliyordu, aksi takdirde çalışamazdım. Bu yalan haberlerle gündem yarattılar ve ben sustukça daha da geliştirdiler bu entrikaları.
“Johnny başkaydı”
Benimle tam anlamıyla ilgilenen, gözeten kimse yoktu. Az da olsa Johnny (Depp) bunu yaptı. Ne söylerse inandım. Yapmam gerekenler konusunda akıl verdi. Ayrıldığımızda kaybettiğim şey bu güven oldu. Kâbus gibiydi. Çok uzun yıllarım ağlayarak geçti.
“Tahta gibiyim”
Fotoğraf çekimlerinde kendimi hiçbir zaman rahat hissetmedim. Ortada çok fazla göğüs var ve ben göğüslerimden nefret ediyorum. Çünkü tahta gibiler ve bir de kocaman bir et beni var birinde.
“Poz vermek benim için içgüdüsel”
Poz verirken ne yaptığımı tam olarak bilmiyorum bile. Bu içgüdüsel bir şey. Kimse size ne yapacağınız konusunda bilgi vermez. Bu yüzden, kelimeler olmadan, makyaj nasıl olacak, ışık nerede, tam olarak sizden ne istiyorlar hissetmek zorundayım. Puzzle gibi parçaları tek tek bulman gerekiyor ve bu işin bir kuralı yok ve bu işin güzel yanı da zaten bu.
“Duruldum ama ruhumu kaybetmedim”
25 yıldır meslekteyim ama bana o kadar uzun zaman geçmiş gibi gelmiyor. Aman tanrım bu işi çok uzun zamandır yapıyorum! Kesinlikle kendimi bu kadar yaşlı hissetmiyorum. Alice Dellal ve Lara [Stone], Georgia May gibi çok hoş kızlar var etrafta. Gerçekten çok havalılar ve ben tek tek bu havalı kızlar kim biliyorum. Onlara göre bayağı büyük olmama rağmen neler olup bitiyor takip ediyorum. Artık gece kulüplerine falan gitmiyorum. Sanırım duruldum. Köpeğim, kocam ve kızımla yaşıyorum. Olaylı biri değilim artık ama kapalı kapılar ardında hâlâ o ruhum devam ediyor kesinlikle.
“Erkekler biraz suratsız, değil mi?”
Jamie (eşi Jamie Hince) ilginç biri. Güney Fransa’da bir evde oturup, Google’dan erkeklere bakıyordum. “Bu adamın tipini beğeniyorum” dedim. Bir arkadaş bizi bir araya getirdi. O geldi ve sonraki dört günü beraber geçirdik. Sonunda bir sabah uyandığımızda “Pastırmalı sandviç ister misin?” diye sordum. Bana gülünce vejetaryen olduğunu anladım. 4 gündür beraberdik ve ben bunu bile bilmiyordum. Ve 4 günün sonunda artık vejetaryen değildi. Onu o sandviçle tavladım. Zevklerimiz çok benzer, yapmayı sevdiğimiz şeyler aynı ve espri anlayışımız birbirini tutuyor. Gerçekten çok eğlencelidir. Ve bazen bir o kadar da suratsız. Erkekler biraz suratsız, değil mi?
Vahşi çocuk
Galliano (ünlü moda tasırımcısı) 14 yaşımdan beri bana, “Motosiklet üzerinde erkekleri kovalıyorsun, vahşi bir çocuk gibisin” derdi. Düğün günümde açıkcası stresten çıldırmak üzereydim. Galliano’ya “Beni rahatlatmalısın” deyip duruyordum. Ve o, “Sen ‘Son İngiliz Gülü’sün. Kendini bir örtüyle gizle her zaman ve kocan bu örtüyü kaldırdığında senin umursamaz geçmişini görecek” dedi. Bir şekilde her zaman kendimden büyük arkadaşlar edindim. Bana çok destek oldular. Neden hepsi de beni kanatlarının altına aldı bilmiyorum. Şanslıydım sanırım. Bazen benden etkilenirlerdi gerçekten ama yanıma yaklaşmazlardı çünkü ben 15 yaşımdaydım ve onlar benden büyüktü.
‘Moss’lamak
“Beni pek tanımayan arkadaşlarım pek alışık olmadıklarından ‘Moss’lanır. Yani; diyelim ki eve gidiyoruz, birden fikrimi değiştiririm ve başka bir yere gideriz. Sonrasında kesinlikle eğlenceli zaman geçiririz. Ne zaman ne yapacağım belli olmaz. Eve dönmek isteyenleri bırakmam. Bu eğlenceli olduğu kadar onlar için yorucu bir durum aynı zamanda tabii. Normal hayata dönmeleri zaman alıyor, işte bunun adı ‘Moss’lamak.”